Ofreneion'dan Erenköy'e... (24)

VENÜS'ÜN YERYÜZÜNDEKİ İZDÜŞÜMÜ:ERENKÖY..!

4862

TARİH; KOLEKTİF BELLEKTİR, İNSANLARIN KENDİ TOPLUMSAL KİMLİK KAVRAMLARINI VE GELECEĞE İLİŞKİN BEKLENTİLERİNİ OLUŞTURMALARINI SAĞLAYAN DENEYİMLERİN TOPLAMIDIR.

Hepimiz, yaşadığımız toplumun bu güne nasıl geldiğini merak ederiz, hepimizin kafasında, bu konuya ilişkin, ne kadar yarım yamalak ve yanlış temellendirilmiş olursa olsun belli bir açıklama vardır. Toplumsal grupları birleştiren en güçlü bağlardan biri, üyelerinin ortak tarih bilincidir. Geçmişi bilmek demek, işlerin hep bu günkü gibi olmadığını bilmek demektir. Gelecekte de mutlaka aynı olmayabileceğini gösterir. Tarih, yerleşmiş-yerleştirilmiş düşüncelere kuşkuyla bakılmasına zemin hazırlar. Çünkü; ulusal bilinci şekillendirmede kullanılacak malzemeler, ulusal geçmiş yaratmada politik ihtiyaçlar hep ön plana alınmıştır. Bir hafıza bankası olarak tarih bugünün ve yarının inşasına doğrudan katkıda bulunur. Devrimler ve savaşlar söz konusu olduğunda bazı tarihçiler çatışma potansiyelini değil de çatışma nedenlerinin ortaya çıkartırlar. Örneğin; "Bir sırp gencin Avusturya-Macaristan velihatını öldürdü Birinci Dünya Savaşı çıktı" gibi dar bir sınırlı alanı gerekçe gösterirler. Derinliğine araştırıldığında, olayın anlatıldığı gibi değil esas geçerli olanın kurumsal ve ekonomik değişimin işin özünü oluşturduğunu görebiliriz.

OSMANLIDA GERİLEMENİN BAŞLANGICI 1683 VİYANA BOZGUNU

Osmanlı Viyana`da başlayan geri çekilmesini süreç içerisinde Anadolu`da Sakarya`ya kadar sürdürmüştür. Her çekilme ekonomik yıkıma ve her alan da kayba neden olmuştur. Osmanlı`nın çok iri cüssesinden parça parça koparılmıştır. Bu kayıpların ekonomik faturası kaybedilmeyen topraklardaki yaşayan Osmanlı halklarına en ağır şekilde vergi olarak fatura edilmiştir.

İlk ahali göçü 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra Balkanlarda başlamıştır. Daha düne kadar Osmanlı göçleri politika ve "iskan politikası" olarak yaparken Kaynarca Antlaşmasından sonra göçler Balkanlarda şekil değiştirmeye başlamıştı. Osmanlı`nın şaşalı günleri de geride kalmıştı.

Osmanlı`nın iskan politikası iradeye bağlı "göç" değil "sürgün"dü. Yeni fethedilen yerleri Osmanlılaştırmak, İslamlaştırmak amacıyla yapılan "sürgün" uygulamasıdır. Bazı toplumlar, başta Balkanlar olmak üzere iskan "sürgün" edilmiştir. Sürgünün kökeni eskilere dayanmaktadır ve cezalandırmayı içermektedir. Sürgünün öznesi de cezalandırılan siyasi muhaliflerdir veya tehdit ve güvenlik sorunu olarak görülenlerdir. "Sürgün" Osmanlı`da sistematik olarak uygulanmıştır. Sürgün için "NEFİY" sürülen yer için "MNEFA" denmiştir. Hem bireysel hem topluluklar bazında uygulanmıştır. Osmanlı`da "Esir Sürgünlerden" farklı olarak "İtibarlı, imtiyazlı sürgün" muamelesi görmüşlerdir. Gidenlere toprak verilmiş, vergiden muafiyet tanınmıştır. "Etinden sütünden, yününden yararlanacak bir sürü gibi görmüştür. Bu uygulamayla gelir kaynağı yaratmış siyasi ve askeri emniyeti sağlamayı amaçlamıştır.

Rumeli`deki iskan politikasında, İslam`dan fazla askere ihtiyaç olduğundan Rumelideki Hıristiyan toplumları da Anadolu`ya sürgün yoluyla iskana tabi tutulmuştur. Anadolu`da tehlike ve güvenlik arzedecek toplulukları Balkanlara yerleştirmiştir ve denge kurmaya çalışmışlardır. Rumeli`de farklı coğrafyalara dağıtılarak bir arada hareket etmeleri engellenmiştir. Anadolu`da ki Türk kökenli boylar Balkanlara gönderilerek Anadolu`dan tasfiye edilmişlerdir. Balkanlardaki Hıristiyan toplumlar bu yöntemle Anadolu`ya sürgün edilmişlerdir. Trabzon alındıktan sonra buradaki Rum nüfusu İstanbul`a ve Rumeli`ye sürmüşlerdir. Rumeli`deki feodal beyleri Anadolu`ya sürerek "eritme politikası" uygulamış ve bunu başararak balkanlardan koparılmışlardır.

Bu sistematik uygulamalar, Anadolu ve Balkanlarda demografik yapıyı önemli ölçüde değiştirmiştir ve sonucunda Müslüman nüfus ortaya çıkmıştır. Balkanlarda Müslümanlaşma olmuş ama etnik yapılar dillerini korumuşlardır. Arnavut ve Boşnaklar Balkanlı diğer toplulukların çoğunluğu Anadolu kökenlidir. Bu göçler yaşadığı yerin zorlamayla terk etmesi, irade ve rızanın yok sayılması devlet politikası olması nedeniyle "insani" değildir. Bu sürgünlerde kaçma olayları da yaşanmıştır. Muhalif olanlar genel de "sürgün"le cezalandırılmıştır.

Balkanlarda göçler, Osmanlı`nın inisiyatifinden çıkmış Avrupa ve Ruslarla her antlaşmadan sonra yeni bir ahali göçü dalgası yaşanmıştır. 1877-1878 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşında en büyük göç dalgası yaşanmış Batıdan doğuya göç freni patlamış kamyon gibi akmaya devam etmiştir. Bu savaşlarda ekonomisi bitmiş borç batağına batılmış Orduda disiplin kalmamış Avrupa`nın demokratikleşme konusundaki baskıları, Fas,Cezayir, Tunus Mısır`ın elden çıkışı tüm bu olumsuzluklar Osmanlı topraklarında yaşayanlar için açlık, yoksulluk, acı ve sefaletten başka bir şey değildi.

BALKAN SAVAŞI NEDİR? BALKAN SAVAŞININ SONUÇLARI: Beş yüz yılda alınan topraklar otuz dokuz günde kaybedilmiştir. "Varken yok olma savaşıdır." Osmanlı Avrupa iken, Asya Osmanlısı olduğumuz savaştır. Bu savaştan sonra Osmanlı devleti Avrupa değil, Ortadoğu ülkesi olarak algılanmaya başlamıştır. Osmanlı ekonomik gücünü ve insan sermayesini Balkanlardan kazanırken bunlar bir anda elden çıkmıştır. Birçok Osmanlı aydını Balkanlardan çıkmıştır. Balkan kökenlidir. Birinci Dünya Savaşının provasının yapıldığı savaşın Birinci Dünya Savaşının başlangıç noktası ve ateşlendiği savaştır. 20. Yüzyıl tarihini belirleyen Balkanlardır. Dünyayı ateşe boğan Cihan Harbinin çoban ateşinin yakıldığı yerdir. Dünya İmparatorluklarını yıkılışının alt yapısının oluştuğu yerdir. 20. Yüzyıl sona ererken dünya barışının çıbanbaşlarından biri yine Balkanlar olmuştur. Yugoslavya`nın çözülüşünde Bosna-Hersek Kosova bu coğrafyada uluslaşma sürecinin ne denli karışık, mikro milliyetçiliklerin ne kadar sorunlu olduğu ortaya çıkmıştır. Balkan Harbi Dünya tarihi için olduğu kadar Türkiye tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. Balkan Harbi Osmanlı için sonun başlangıcıdır. Cihan Harbinde savaşan ülkeler bu savaşı dört yılda bitirmişler çeşitli ülkeler arası antlaşmalarla barış yapılmış silahlar bırakılmıştır. Türkiye Tarihi açısından bakıldığında en uzun Cihan Harbi olmuştur. 1912`de başlayan savaş "LOZAN" da bitirilmiştir. Yeni Türk tarihi açısından Cihan Savaşı on bir yılda bitmiştir. Balkanların yitirilişi, ulusal kimlik arayışını çabuklaştırmıştır. Osmanlı kimliği bir kenara konulmuştur. Türk milliyetçiliği ön plana çıkmıştır.

Balkan Harbi Avrupa Osmanlısı`nın çözüldüğü yerdir. Balkanlardaki kargaşanın tohumları Ayastefanos Antlaşmasına kadar uzanır. Çözümsüzlükler art arda birbirini takip eder. 1878`de ekilen bu tohumlar 1991`de ki Balkanlarda yaşanan katliamlar bu tohumların meyveleridir. Nitekim Osmanlı ordusu Ekim 1912`de Balkanlarda yenilmiştir ve Ordusunu Çatalca`ya kadar çeker "Çatalca Hattı" diye savunma hattını kurar. Ne Avrupa, ne Osmanlı, savaşın bu kadar kısa sürede biteceğini ve Osmanlı`nın yenilgiye değil hezimete uğrayacağını kestirememiştir. Osmanlı`nın Balkanlar`dan çekilmesi Balkanlarda büyük bir boşluk yaratmıştır.1.Balkan Savaşından en karlı çıkan Balkan ittifakının iki üyesi Bulgaristan ve Sırbistan`dır. Bulgaristan geniş toprakları kendi sınırlarına katmış Kavala ve Dedeağaç arasından arasında kalan bölgeden Ege`ye denizden bağlantı kurmuştur. Bu paylaşımdan rahatsız olan Balkan ittifakı kendi aralarında savaşa başlarlar. Savaşın birinci evresinde savaşa katılmayan Romanya`da ikinci evrede savaşa katılır. İkinci evrede Bulgaristan yenilir. Bu arada Edirne ve Kırklareli`yi Osmanlı bu kargaşadan yararlanarak geri alır.

Balkan devletleriyle yapılan anlaşmalarla Balkanlardan tamamen çıktığımız kesinlik ve resmiyet kazanmış olur. Balkan Savaşlarından önce Avrupa Osmanlısının toprakları 170,000 km² iken savaş sonrasında 28.000 km² toprak kalmıştır. Yitirilen bu toprakların dışında kaçamayan Osmanlı halkının da burada kalması demektir. Bu halkın hakları, güvenliği sorunu da ortaya çıkmıştır. Balkanlarda ortaya çıkan yeni ulus devletlerle birlikte etnik haritalarda ortaya çıkar, belirgin hale gelir. Azınlık sorunu sürekli gündemde kalır. Selanik`in elden çıkması çok önemli bir kayıptır. Çok önemli bir liman kentidir. Farklı kültürler bir aradadır. Osmanlı Avrupa`sında batı kültürünü Osmanlı kültürüyle buluşturan merkezdir. Osmanlı`ya ait modern merkezdir. Avrupa`ya geçiş alanıdır. Liberal jön Türk hareketinin, İttihat-Terakki`nin balkanlardaki karargahı konumundadır. Selanik`in elden çıkması İzmir`i alternatif şehir yapmıştır. Yeniliklerin merkezi İzmir olmuştur. "Gençliğimde aşık oldum kızı başkasının kollarında görmek gibi acı bir şey Selanik`i kaybetmek" gibi tanımlayanlar olmuştur.

BALKANLARDAN KAÇIŞ VE SALGIN HASTALIKLAR Savaş kadar kıyıma uğratan salgın hastalıklar.