NEREDEN NEREYE?
DEĞERLİ okurlarım, 1.5 yıl öncesine kadar Suriye dostumuzdu; iç işlerine karışarak onların dostu olmadığımızı kanıtladık! Uçağımızı düşürünce de bugün onları düşman ilan ettik!.. Rusya, Suriye ve İran’ın füzelerinin yönü Türkiye’ye dönük değildi, (Malatya-Kürecik’e yerleştirilen ABD radarları nedeniyle) bugün bu füzelerin hedefi Türkiye…
Tüm bunlar komşularımızla “sıfır” sorunlu dış politikamız yüzünden başımıza geliyor(!)
***
Türkiye’de Ortadoğu ve özellikle de Suriye denilince ilk akla gelen isim Suriyeli usta gazeteci Hüsnü MAHALLİ’dir. Mahalli’nin üç gün önce Akşam Gazetesindeki farklı değerlendirmelerini sanırım bir kez daha okumak gerekiyor. Ancak o zaman Suriye krizine doğru teşhis konulabilir diye düşünüyorum.
İşte tam da bu nedenden dolayı Sn. Mahalli’nin değerlendirmelerini sizlerle paylaşma gereksinimi içindeyim.
Bakınız, H.MAHALLİ “Uçak Hikayesi” adını verdiği yazısına şöyle başlamış:
“Hemen söyleyeyim: İki yıl önceki dostluk olsaydı bu uçak bırakın düşürülmek kesin alkış, slogan ve güllerle karşılanırdı. Ayrıca bu uçak Antakya bölgesinde değil de 900 kilometrelik sınırın herhangi bir yerinde uçmuş olsaydı uyarılır ve rahat bırakılırdı. Ama uçak Antakya civarında uçunca olay değişiyor.
Çünkü;
1- Olaydan iki gün önce Amerikan New York Times Gazetesi, CIA ajanlarının Antakya’da bulunduklarını ve buradaki Hür Suriye Ordusu kampları üzerinden Suriye’de ki silahlı gruplara her türlü ağır silah gönderdiklerini yazmıştı.
2- Amerikan ve Batı medyası aylardır kapları Antakya’da (yani uçağın düştüğü yere çok yakın bölgede) bulunan Hür Suriye Ordusu militanlarının Türk sınırından sızarak çatışmalara katıldıklarını yazıyor.
3- Antakya’dan sızarak Suriye içinde ordu ile çatışan silahlı gruplar, uçağın düşürüldüğü bölgede çok ciddi varlık gösteriyor, devletin silahlı güçleri ile çatışıyorlar. Yani uçağın düşürüldüğü bölge, Suriye Devleti açısından çok sıcak, gergin ve hassas bir yer.
4- Yine Batı medyasına yansıyan bilgilere göre Amerika ve İsrail’in Predator ve Heronları o bölgede cirit atıyor.
5- Uçağın düşürüldüğü Lazkiye çevresinde geçen hafta çok ağır çatışmalar yaşanmıştı. Hür Suriye Ordusu’na bağlı silahlı militanlar orada bir kasabayı ele geçirmek istemiş ancak ordunun müdahalesi ile ağır kayıplar vererek çekilmişti.
6- Eylül 2007’de Suriye’nin doğusunda nükleer tesis olduğu iddiasıyla bir binayı vuran İsrail uçakları, Antakya Bölgesi’nden Türk hava sahasını kullanarak girmiş ve geri dönüşünde o bölgede yakıt tanklarını atarak gitmiştir.
7- Uçağın düşürüldüğü bölgede Suriye ve Lübnan güvenlik güçleri Suriye’deki silahlı gruplara götürülmek üzere silah taşıyan gemileri ele geçirmişti.
8- Son olarak 70-80 ülkenin kendi iç işlerine karışmak ve silahlı grupları silahlandırdığını gören Suriye, doğal olarak her türlü önlemi alacaktır. Bu önlemler arasında da hava sahasına giren tüm yabancı uçakları vurmak da var. Hele bu uçak Suriye’yi işgal etme eğilimi içinde olan Türkiye’den geliyorsa!
Eğilim’ diyorum çünkü son 1 yıllık demeç, tutum, davranış, yorum ve haberlere bakılırsa Türkiye herkesin önüne geçerek Suriye konusunda başrol oynamaktadır. Şimdilik bu gerçekler ortada iken sorulması gereken temel sorulara gelelim.. bu soruların yanıtı ise mutlak Genel kurmay ve dolayısıyla hükümettedir…” diyerek H. MAHALLİ soruyor:
- Bu uçak o bölgede ne yapıyordu? Amerikan radarlarından dolayı bölgede sicili kötü olan Malatya’dan kalkarak taa Antakya’ya giden bu uçak ne görevle oradaydı?
- Suriye hava sahasına giren bu uçak neden geri çağrılmadı?
Sanıyorum bu soruların yanıtları bulunduğunda Suriye’nin uçağı neden düşürdüğü ve Türkiye’nin bundan sonraki tutum ve davranışlarının ne olacağı çok daha kolay anlaşılacaktır...”
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, gazeteci Mahalli’nin yukarıda ki özgün ve farklı bakışı, soru ve değerlendirmeleri üzerinde düşünerek; spekülasyonlardan uzaklaşıp, daha sağlıklı bir öngörüye varmak mümkün değil midir?.. Bana mümkünmüş gibi geliyor!.. Sizce???
*** YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ ÖZLEMİYLE… ESEN KALINIZ.