Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Ne kadar duyarlıyız?

1970
Asfalt atıklarının gelişi güzel muhtelif yerlerde depolanması konusunu gazetemizden takip etmişsinizdir.
 
“Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin” 28. Maddesi Asfalt (Yol Kaplama) Atıklarının Geri Kazanılması konusunda şunları belirtiyor:
“Madde 28 — Yol, havaalanı pisti ve benzeri yapıların tadilatı/tamiratı ve yıkımı sırasında oluşan asfalt atıkları, diğer inşaat/yıkım atıklarından ayrı olarak toplanır, taşınır ve geri kazanılır. Asfalt atıklarının gelişigüzel yerlere atılması yasaktır. Asfalt atıklarının geri kazanılması esas olup, geri kazanım tesislerinde ikincil ürün haline getirilen asfalt atıkları düşük trafik yoğunluklu yollarda dolgu malzemesi olarak veya asfalt üretim tesislerinde öncelikli olarak kullanılır”
 
Hal böyle iken ilgili firma temsilcisi de yapmış oldukları uygulamanın sakıncası olmadığını bildirdi. Bakalım kim duyarlılık gösterecek?
 
Bu konuda İl Çevre Orman Müdürlüğü bu durumu ne kadar dikkate alacak?
Yönetmelikler itibarıyla uygun değil ise; gerekli müdahaleyi yapacak mı?
Uygulama herhangi bir noktada sakınca yaratmıyor ve prosedürlere uygun ise; kamuoyu bu konuda bilgilendirilerek kafalardaki soru işaretlerine cevap verilecek mi?
Yoksa genelde olduğu gibi; devekuşu misali kafamızı kuma mı gömeceğiz?
Bir kez daha ne kadar duyarlı olduğumuzu sınama imkanı bulacağız.
 
Tüm bunların ötesinde hafızalarımızı şöyle bir tazeleyelim.
Kepez Limanında sintine tahliyesi atıklarının şehir mezarlığının üst tarafına  gömülmesi nedeniyle ortalık ayağa kalkmıştı.
Polisiye operasyonlar düzenlenerek, Çanakkale Belediyesi’nden ve liman yetkilerinden bazı kişiler göz altına alınmıştı.
Gerekçe olarak, özel nitelikli bazı atıkların bertarafı konusunda yönetmeliklere uygun davranılmadığı belirtilmiş idi.
Böylesi bir deneyimin yaşandığı Çanakkale’de yine bertarafı yönetmelikler ile düzenlenmiş asfalt içerikli atıklar çeşitli yerlere dökülüyor!
 
Bir başka gerçeği daha izleyeceğiz.
Ülkemizde standartlar ikiz, hatta üçüz karakterde midir?
 
Laf olsun, torba dolsun…
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yine klasik kutlama mesajları bombardımanı başlayacak.
Böylesi günlerdeki bu pratiğin inanılarak yapılmadığını, yasak savma kabilinde olduğunu bir olay ile sizlere aktarmak istiyorum.
 
Ülkemizde 24 Kasım dışında bir de 5 Ekim tarihinde kutlanan “Öğretmenler Günü” vardır
5 Ekim tarihinde Biga Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimi  “Öğretmenler Günü” nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı.
2 veya 3 saat sonra herhangi bir gerekçe bildirilmeden yayınlanan mesaj geri çekildi.
BTSO büyük bir ihtimal ile şaşırmıştı; 5 Ekim Öğretmenler Günü ile 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamlarına vakıf olmadan bu mesajı yayınlayıvermişti.
Sonuçta adet yerini bulsun olacaktı.
AKP İl Yöneticilerinin 21 Ekimde Tercüman-ı Ahval gazetesinin kuruluş yıldönümünde “Gazeteciler Bayramı” olarak yayınladıkları mesaj gibi. 
Fakat sonrasında farkına varıldı ki; ülkemizde 1980 darbesinin ürünü olarak gündeme gelen 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü baz almak gerekmekteydi.
Genel eğilim böyle olduğu için bu mesajın 5 Ekimde yayınlanması kendi gerçeklikleri itibarıyla uygun olmayacak idi.
Sonuçta bazı günler için yayınlanan bu mesajların içerik ve anlamı gerçekten boştur.
Tam bir yasak savma kabilindedir, işte bundan dolayıdır ki; değerlerimiz gerçek anlamda gelişememektedir.