NASIL VE NEDEN
Kendi kendimizi zaman, zaman sorgulamakta fayda vardır. Gerek aile yapımızdaki, gerekse toplum yapımızdaki değişikliklerin, bozulmaların, yozlaşmaların nedenini, kimyasının değişimini, nasıl olduğunu iki elinizi başınızın arasına alıp düşündüğünüzde bazen çözer, bazen sebebini bulamaz, bunalıma sürüklenirsiniz, en kötüsü de budur.
Aile içindeki çözülmeler, bizim gibi doğu toplumlarında daha ziyade miras paylaşımındaki anlaşmazlıktan kaynaklanır. Büyük erkek çocuğu-küçük erkek çocuğu-kız evlat adaletsizliği, yöre-töre geleneği baş neden ve sebeptir. Kalanı bazen bir hiçtir. Onun bunun dedikodusudur.
Toplumda ailenin büyütülmüş şeklidir. Birbirine kenetlenmiş kitleler bir bakarsınız zaman içinde çözülmeye, çürümeye, kopmaya başlarlar. Nasıl, kimler tarafından becerildiği bellidir de bir türlü telaffuz edemezsiniz. İçinden konuşur açıklamaktan çeşitli nedenlerle çekinirsiniz. Bir günde değil yıllar, asırlar içinde bir planını sonucu bu duruma düşüldüğünden pek farkına varılmadan, alıştıra alıştıra bugünkü durumun yaratıldığına şaşar kalırsınız.
600 yıllık padişahlığın külleri üzerinden yeni-yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti yaratabilen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Laik, Demokrat, Özgürlükçü, Kadın-Erkek eşitliğine dayalı Çağdaş bir devlet, çağdaş bir toplum yaratması mucizesi, ekonomik özgürlüğüne henüz kavuşmamış bir toplum olan “Ne Mutlu Türküm Diyene”yapıştırıcısının kimyasını bozarak, Sunni-Alevi, Türk-Kürt ayrımcılığıyla, çok partili demokrasiye olgunlaşmadan geçişle camileri, kahveleri ayırarak, selam-sabahı keserek başladı. 1946 dan itibaren günümüzde daha da körüklenerek bu günlere geldik. Bu durumdan çıkışın tek yolu “Ne Mutlu Türk’üme sıkı sıkı sarılmaktır.
1980 sonrası çakma parti halkçı parti başkanı Turgut Özal’ın liberalizm uydurması, mirasları satma sözüne, T.B.M.M. kürsüsüne vurarak sattırmam çıkışı oylarının yüzde 10 yükselişine neden olmuştur. Bugün satılacak malımız kalmadı, sattırmam diyenin oyları düşüyor, acaba neden ve nasıl oldu.
Hoşçakalınız.
