Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Nabız yoklama

1587
AKP bunu hep yapıyor, bir adım ileri iki adım geri halleri…
Bugün yine aynı senaryo ile karşı karşıyayız.
Başbakan Kızılcahamam kampında “kızlı erkekli evler” konusunda yaptığı açıklamaların  basına sızdırılması sonrasında,  önce kurmayları çıktı;  yaşam tarzına müdahale anlamındaki bu değerlendirmeleri yalanladı.
Yardımcısı Bülent Arınç ve Başdanışmanı Yalçın Akdoğan; “Başbakan öyle demedi. O, kimi yurt gibi açılan evlerdeki kontrolsüzlükten söz etti” dedi.
Arınç biraz daha ileri giderek “18 yaşını geçmiş insanların nasıl ikamet edeceğine karışılamaz” dedi.
Ertesi gün Başbakan aynı içerikteki değerlendirmelerini sürdürünce her zaman yaşanan kaos bir kez daha gündeme geldi.
Bir siyasal partinin üst düzey yönetimi neden böyle bir görüntü verir acaba hiç düşündünüz mü?
Kaldı ki bu ilk defa olan bir şey değil, AKP bunu hep yapıyor.
Bunu kavrayabilmek için türban tartışmalarını biraz hatırlamak gerekecek.
Türban konusunda tribünlere oynama konusunda son derece istekli olan bu anlayış bu sorunu yıllar sonra çözdü.
Özellikle dini esaslar temelinde muhafazakâr hayat dışında ki yaşam biçimlerine yapılacak müdahalelerde ,türban konusunda yaptıkları gibi “artık zamanı geldi” kriteri esas alınmaktadır.
Tüm bu gelişmeleri üst üste koyduğumuzda yıllardır söylene gelen “AKP’nin gizli ajandası” değerlendirmesi şimdi daha bir anlam kazanmaktadır.
Yeni bir süreç başlatılmış,nabız yoklaması faaliyeti sonrasında çark edilerek, son olarak diğer AKP’li kurmaylarda  Başbakanın söylediklerinin yanlış anlaşıldığını burada kimsenin yaşam tarzına müdahale anlamında bir girişim olmadığı , bazı apart evler konusunda düzenleme ihtiyacının olduğu söylenerek gizli ajandanın yeni bir hamlesi başlatılmıştır.
Son olarak Başbakan’ın Finli bir  gazetecinin bu konuya ilişkin sorusu karşısında kendisini “seni bu konuda kim görevlendirdi “şeklindeki çıkışı ile nasıl bir anlayış içersinde olduğunu ve tahammülsüzlüğünü bir kez daha irdeleme imkanına sahip olduk.
Bu arada gençliğin devrimci birikimini ve potansiyelini yok etmek adına yapılacak operasyonlara malzeme hazırlamak adına birde “terör” konusu gerekçelendirilerek ilerici ,devrimci öğrencilerin bundan böyle ciddi bir    baskı altına alınacağının işaretleri de verilmiştir.
Bu tartışma hiç de sunulduğu gibi sadece bazı apart evler konusundaki bir yasal düzenlemeden ibaret bir gelişme olarak kalmayacaktır.
Bu tıpkı türban sürecinde yaşandığı gibi zamanı geldiğinde yaşam alanlarına yeni bir müdahaleye dönüşecek önemli bir insan hakkı ihlalinin başlangıcıdır.
İktidarın niyeti böyle olabilir, önemli olan halkın demokratik haklarına, özgürlüklerine sahip çıkması bunlara yönelik saldırılara karşı mücadele etmesi sorunudur.
Süreci belirleyecek tamda budur.
Artık gezi mücadelesi sonrasında halkın bu konudaki duyarlılığı bir üst noktadadır.
Her türlü hak ihlali karşısında bir şekilde tepkiler mücadeleler oluşmakta ve kitlesel destek ile gelişebilmektedir.
İşte Kurşunlu köylülerinin mücadelesi , işte Nusaybin’de utanç duvarına karşı Kürt halkının  kitlesel desteği ile birleşen belediye başkanının ölüm orucu eylemi…
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
AKP’nin gizli ajandasını bundan böyle hayata geçirebilmesi zor.
Her geçen gün demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış gibi değerler daha çok ete kemiğe bürünmekte.