turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım 52 gün sonra yerel seçim sandığına gideceğiz. Siyasi partilerimiz adaylarını belirlemede son aşamaya geldiler. 3 Mart'ta kesin aday listeleri ilan edilecek.
***
24 Hazirandan bu yana “Tek Adam Sistemi”(TAS), yani Saray Rejimi yürürlükte.. 16 Nisan Referandumunda AKP’liler; “Yetki tek kişide olmadığı için ülkeyi hızlı yönetemiyoruz, ekonomiyi düzeltemiyoruz” diyerek şükret, sabret hikayeleriyle oy istediler ve aldılar. Şimdilerde halkımızın gündeminde ne var? Yalaka medyada olmayan var!
Nedir O? MUTFAKTA YANGIN!..
Net fotoğraf böyleyken; AKP-MHP (Cumhur İttifakı) diğer partilere, dolayısıyla onlara oy veren seçmenlere “Zillet”, “İllet”, “Tezek”, “Lağım”, Çöplük” diye hakaret edip Arapça bir kelime olan ‘BEKA’ dan söz etmeleri yok mu!? BEKA nın sözlük anlamı; “ölümsüzlük, ölmezlik, kalıcılık, sonu bulunmamak.”
İnsanın gülesi geliyor… İzninizle, kusuruma bakmayın gereksiz bir bilgi sunacağım size. Gülmek için 17 adeleye ihtiyaç varmış. Surat asmak için ise 43 adeleye!
*Zorlanmayacaksınız, şimdi gülebildiğiniz kadar gülebilirsiniz!
Şimdi de bu takiyyecilere üç soru soralım?
1 -“Kriz miriz yoksa” belediye başkanı ve muhtar seçimiyle ne alakası var ülkenin bekasının?
2 – Türkiye’yi 16 yıl 3 aydan bu yana hakaret ettiğiniz muhalefet mi yönetiyor?
3 – Sizler; atanamayan öğretmen, üniversiteden atılan akademisyen intihar etmedi.. İş kazası sonrası işsiz kalan inşaat işçisi TBMM önünde kendini yakmadı.. İşsiz bir genç çatıya çıkıp intihar etmek isterken epilepsi krizi geçirmedi.. Ankara’nın Haymana İlçesinde borcunu ödeyemediği için tarlasına ve ineklerine haciz gelen çiftçi Ziraat Bankasının önünde güğümlerdeki sütü dökerek eylem yapmadı, vb… diyebilir misiniz?
*Rus Tiyatro Yazarı Anton Cehov; “En tehlikeli insan tipi, az anlayan, çok inanandır” demiş.
Siyasette hamasi nutuklarla, dini siyasetinize alet ederek kendi kitlenizi bir süre daha biat kültürüyle kendinize bağımlı kılabilirsiniz, ancak bu getirinin bir de götürüsü vardır. Bu getirinin sonuçlarını ve bedelini de çok iyi hesaplamak gerekir. Eğer hesabınız iyi değilse dün yediğiniz hurmalar gün gelir bir yerlerinizi tırmalar!
***
AKP Genel Başkanı ve ayni zamanda Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan R. Tayyip Erdoğan daha 6 ay önce Meclis başkanı yaptığı Binali Bey’i İstanbul Belediye Başkanı adayı olarak atadı.
Sayın Cumhurbaşkanı “İstanbul’u 15 yılda elbirliği ile mahvettik, ihanet ettik, ben de bundan sorumluyum…” itirafında bulunmuştu. Şimdi de bu ikili İstanbul’u güzelleştirmek için seçmenden oy istiyorlar. Bu kez seçmen gönül rahatlığıyla oy verir mi?.. İşleri çok zor! O yüzden de yerel seçimleri “beka” referandumuna çevirmeye çabalıyorlar.
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları çarşıda, pazarda, mutfakta yangın var! Biliyoruz, yaşıyoruz. Ekonomi giderek kötüleşiyor. Belediyelerde rant, pasta büyük ve de tatlı! Anlaşıldığı üzere “Cumhur İttifakı” aslında yerel ve gündelik sorunların dillendirilmesini istemiyor. Seçimi gerçek sorunlardan kaçırarak dertlere deva olamayacağını örtmek için olağanüstü çaba içinde.
· Muhalefetin bir kez daha “Atı alan Üsküdar’ı geçti!” cümlesiyle karşılaşmaması gerekiyor.
Bu nedenle “Millet İttifakına” naçizane 5 önerim şudur:
1 – Mürekkepli parmak sistemi yeniden kullanılmalı.
2 – Seçmen listeleri adrese göre düzenlenmeli.
3 – Oy pusulalarına sandık numarası basılmalı.
4 – SEÇSİS denilen seçim sistemi terkedilmeli.
5 – Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları Anayasa Mahkemesi denetimine açılmalı.
(Yukarıdaki beş öneriye muhalefet partileri duyarsız kalmamalı…)
*Son sözü “Ben Çin’in Atatürk’üyüm” diyen Çin’in Kurucusu Mao Tze Tung’a söyletelim:
-“Bir ülkede sık sık dinden ve tanrıdan bahsediliyorsa; ya malınıza, ya canınıza, kasıt vardır.”
NOT: Mutfak yangınını söndürmek elinizde. Bekanız için çaresiz değil, çare sizsiniz… T.Ç.
