akadirkenar@hotmail.com
Şimdi çıkıp sorsak; `Çanakkale`nin en yeteneksiz kurumu hangisidir?` diye. Hemen Belediye denir. Çünkü, `Yeşil Bina` diyerek başlanılan ama bir türlü bitmeyen `Belediye Binası` gözümüzün önüne gelir hemen. Büyük hayallerle başlayan, `mimari yarışma` yapılarak girişilen iş, ne yazik ki astarı yüzünden pahalı bir hale gelmiştir. Elin mimarı, ne bilsin Çanakkale`nin zeminini! Halbuki gelip bir baksalardı derlerdi ki, buraya bir kontenyır koyuverin gitsin!.. Böylece temele harcanan parayla kontenyır kent kurulurdu belediye hizmetleri için.. Bi yede yeşile boyardık, olur biterdi. Neyse bu konuyu belediye yi kötülemek için yazmıyorum. Bazen her kurum hata yapabiliyor. Mesela Gençlik Spor İl Müdürlüğü`nün Güzelyalı`daki kampı da, belediye binasından farksız. Hatta çevresel olarak baktığımızda bir felekat! Denizle ormanın arasına çekilen beton bir set gibi! Onun için de bir türlü bitmiyor.
Ama benim bugün asıl değinmek istediğim kurum Çanakkele Defterdarlığı.Yani Maliye. İlimizde valilik binası dışında yenilenmeyen kamu kurumu kalmamışken, bu garibanlar yıllardır sürünüyor! Atatürk Caddesi üzerinde ölüm korkusuyla yaşadıkları hizmet binalarından kaçarcasına, kiraya çıktıktan sonra bir türlü yeni bir bina yapmayı beceremediler iyi mi! Onun için girişteki soruyu bir daha sormak lazım! Çanakkale`nin en yeteneksiz kurumu gerçekten bu kurum. Kirada durdukları, apartman dairesinden çevrilme mekanda, sıkış tepiş hizmet vermeye çalışan insanlara acımamak mümkün değil.
Bakın yine yapılandırma çıktı, bir çok mükellef orada alacak soluğu. Bende yıllarca aynı şeyi yaşadım ki, iyi bilirim. Ama işte devletin vergisini toplayan bu kurum bir türlü kendi işini halledemiyor. Arsası hazır, zemin etüdü bile yapılmış durumda. Ama hala ne bekleniyor bilemiyoruz. Sarıcay yatağında çok da sağlam olmayan bir zeminde, Çanakkale`nin hesabı kitabı kirada sürünüyor. Diyorum ellerinden tutan birisi olsa iyi olacak! Bunlar inşaat işinden anlamıyor valla! Terzioğlu Vakfı kadar olamadılar. Bak ikinci iş hanına başlamışlar. Danışmanlık alın bari vakıftan diyeyim. Ne diyeyim? Ankara`da hiç tanıdığınız da mı yok be arkadaş. Ah şimdi bir de tasarruf tedbirleri genelgesi yayınlandı, bakalım nasıl çıkacaksınız işin içinden?
NOT: Bu yazıyı, Maliye yöneticilerini üzmek ya da yermek için yazmadım. Gerçekten hizmet binası sorunları var ve bir an önce çözülmesi gerekiyor. Amacım, kamuoyu yaratmak ve devletin bu gerçekten özveriyle çalışan kurumuna gerekli ilginin gösterilmeseni sağlamak. Başka da bir derdim yok.
Vekillerimiz MEDYACI oldu ya!
Ak partili iki eski vekilimiz ilginç bir şekilde yeni görevlere geldi. Önce Ayhan Gider. Geçtiğimiz aylarda Genel Merkez Tanıtım ve Medya Başkanlığı`na, başkan yardımcısı olarak atandı. Biz onu emekliliğin tadını çıkarıyor diye düşünüyorduk. Haliyle Çanakkale`nin son 20 yılında önemli görevlerde bulundu. Ama size bir sır vereyim. Basını pek ciddiye almazdı. Gazetelere bile bakmaz, ne yazarlarsa yazsınlar derdi. Kaderin cilvesine bak arkadaş. Şimdi otur basınla uğraş!
Gider`in tekrar Ankara`ya dönmesine şaşırmışken, ikinci şoku da Mehmet Daniş`le yaşadık bu hafta. Üç dönem vekillek. Ardından Tarım Bakanlığı, Bakan Yardımcılığı.. Kendisi de yorulduğunu ve dinleneceğini söylerken, bir de baktık Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi olarak çıktı karşımıza. Gelde şaşırma şimdi! Ve küçük bir sır daha; Daniş`te hiç bakmazdı gazetelere falan. Gider gibi, o da pek ciddiye almazdı bu işi. `Boş laf, boş işler!` Zaten bizim meslek değil mi! Hadi bakalım, göreceğiz şimdi. Boş laf, boş işlerle uğraşmak nasılmış.. Allah ikisinin de yardımcısı olsun..
Bu arada, 1989 yılında RTÜK ilk kurulduğunda Mustafa Cumhur Ersümer`de RTÜK üyeliği yapmıştı. Seçilemediği dönemdi. Yani, çok da şaşırmamak lazım vekillerimizin yeni görevlerine. Çanakkale`de oturup da ne yapacaklar! Çalışsınlar biraz daha, genç ikisi de...