Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Mehmet Emin Şevik’in Ağrılı bilgisayar mühendisi takıntısı 05.08.2009

2972

CHP Belediye Meclis üyesi Mehmet Emin Şevik ile gazetem arasında gazetemiz yazarlarından Mehmet Celen’in yazmış olduğu bir köşe yazısı üzerine bir hukuk süreci yaşadık. Sosyal demokrat dünya görüşüne sahip bir kişinin görüşlere tahammülsüzlüğünün neticesinde yaşadığımız bu süreçte gelişmeler üzerine bir yandan üzüldüm, bir yandan da sosyal demokrat olmanın hiç de öyle tahmin edildiği gibi kolay bir durum olmadığı konusunu irdeledim. 

Demokrasinin sindirilmesi, fikirlere saygılı olmak gibi herkesin beceremeyeceği bazı niteliklerin önemini bir kez daha anladım.

Yazarımız Mehmet Celen yazısında Haziran ayındaki meclis toplantısında Mehmet Emin Şevik’in “Ağrı nire, Çanakkale nire” şeklindeki değerlendirmesi temelinde işe alınacak Ağrılı bilgisayar mühendisine karşı çıkması üzerine bir değerlendirme yaptı.

Celen satırlarında ” bu saatten sonra hiçbir sosyal demokrat bana kalkıp dil, din, ırk, cinsiyet, memleket ayrımcılığına karşıyız falan demesin” tespitine yer verince, Emin Şevik noter kanalı ile bir tekzip gönderdi.

Mehmet Emin Şevik’in bu tahammülsüzlüğüne anlam verememiştim.

Sözde demokrasi, düşünce özgürlüğü kavramlarından bahsedenlerin farklı düşünceler karşısında tekzip denilen bir mekanizmanın çalıştırılması isteği garip olduğu kadar, düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü açısından tehlikeli girişimlerdir. Özellik ile bu konuda cevap veya düzeltme hakkı konusunda bir iletişimde bulunmadan bu yönteme başvuranları hep demokrasiden nasibini almamış kişiler olarak değerlendirdim.

Hele birde böylesi eylemlilik içersinde bulunanların özgürlük, fikirlere saygılı olmak gibi kavramları temel değerler olarak ele alan bir ideolojiyi savunuyor olmaları bu konudaki çarpıklığı daha da katmerleştirmekte.

Kaldı ki Mehmet Emin Şevik gazetemizin habercilik performansını bir çok kez takdir edip, çikolatalar ile haber merkezimizi ziyaret ederek teşekkürlerini ileten bir kişidir.

Şevik’in bu tavrını demokratik bulmadığım için noter kanalı ile göndermiş olduğu tekzibini yayınlamadım.

Bunun üzerine kendisi tekzibini mahkeme kararı ile yayınlatmak için mahkemeye başvurdu.

Şevik, olgunluk temelinde hareket edip bizimle temas etmekten ziyade sorunu için mahkeme kapılarını aşındırmaya başlamıştı.

Bir iş adamı olarak değerli zamanını bu şekilde kullanması bence hiç de şık değildi.

Sonuçta ilgili mahkeme Şevik’in bu müracaatını da ret etti.

Bu gelişmeleri siz okuyucularımız ile bugüne kadar paylaşma gereksinimini duymadım.

Ta ki Belediye Meclisinin Ağustos ayı toplantısında bu konuda Başkan Gökhan’a karşı göstermiş olduğu tavra kadar.

 Ama gördüm ki Mehmet Emin Şevik Ağrılı bilgisayar mühendisini kafaya takmış.

Önce gazetemize karşı şık olmayan tavrı ile başlayan süreç meclis toplantısında Başkan Gökhan’a kadar uzanmış durumda.

Vardır bir bildiği demekten başka bir şey söyleyemiyorum, şimdilik

Ülgür  Gökhan’nın gelişmeler için  açıkladıkları karşısında ikna olmayan Şevik kendi partisinin belediye başkanını meclis iradesine  karşı olmak noktasında suçlamaya kadar götürdü gelişmeleri.

Zaman her şeyin en iyi ilacıdır.

Bırakalım zamana göreceğiz bakalım bu olayın altından da neler çıkacak.

 

Sermet ATADİNÇ