Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Madalyonun öbür yüzü 03.09.2009

1826

Emlak vergisi değerlerinin yeniden belirlenmesi temelinde yapılan çalışma sonrasındaki zamlar tartışma yarattı ve gündeme oturdu. Bugüne kadar çeşitli alanlarda yapılan zamlar noktasında kayıtsız kalan kesimleri bir de gördük ki zamlara karşı olma konusunda duyarlılık içersindeler. Vatandaş çıkarlarının savunuculuğuna soyunarak zamlara karşı mücadelenin düştüler önlerine. Çok dikkatimi çekti bu gelişme. Vardı bir incelik bu işte. 

Çünkü emlak vergilerine yapılan %800’ e kadar çıkan zamlar sonuçta binde 3 oranındaki bir verginin matrahı olduğu için bu karşı çıkışta bulunan kesimler için emlak vergisi bazında çok önemli bir yük getirmeyecekti.

Yüzde 800 zam yapılmış olsa bile bunun nihai yükü %2,4 gibi artışı getirecekti.

Böyle olmasına rağmen birileri tarafından koparılan fırtınanın altında başka bir şey olmalıydı.

Bugüne kadar bu karşı çıkan kesimler hangi noktada zamlar karşısında tavır koydular ki, şimdi  %2,4 gibi bir zam konusunda mücadelenin öncüsü oldular.

Bu kesimlerin kendi çıkarlarından başka düşündükleri hiçbir şey yoktur.

Toplumsal duyarlılık falan hak getire, hepsi sahte girişimlerdir.

Bu örnekte olduğu gibi.

Esas sorun, emlak vergisi oranlarındaki artış değil, bu işin ticaretini yapan yani emlak rantçısı kesimler için alış satış farkından doğacak gelir farkının getireceği vergi yüküdür.

Bu kesimler tarafından koparılan yaygaranın esas nedeni budur.

Vergi vermek noktasında ceplerinde akrep olan bu kesimler şimdi bu artışlar ile ciddi yükler alacaklardır.

Kayıtlı emlak değeri 100 birim olan bir mülk sahibi bu mülkü elinden çıkardığında eğer o bölgede emlak vergisi değerlerine  %500 zam yapılmış ise 600 birim üzerinden satış yapacak aradaki farkın yani elde edilen 500 birim gelirin vergisini ödemek zorunda kalacaktır

 Buda yaklaşık 175 birim vergiye denk gelecektir.

Bütün mesele budur, koparılan yaygarada.

Bugüne kadar hiçbir duyarlık göstermemiş olan bu kesimlerin şimdi sözde zamlara karşı çıkmalarının altındaki gerçek budur.

Gayrimenkullerinin bu artışla değer kazanması ile oluşan vergi yükleridir onların bu konudaki karşı çıkışlarının nedeni.

Gayrimenkul zenginleri düşünsün şimdi kara kara.

Gariban vatandaşımın zaten evi yok, emlak vergisi derdi de yok.

Vatandaşımızda sağduyulu olsun bu tezgâha gelmesin

Bu noktada hiçbir zaman böyle bir platformda olmak istemezdim

Ama birilerinin çıkıp kendi emelleri için halkın masum duyguları ile oynayınca, bende bu temelde bu tezgâhı bozmak için sanki emlak vergisindeki artışları savunur duruma düştüm, neyse.

Çanakkale Belediyesi cephesinde nedense bu noktada bir sessizlik yaşanıyor.

Hâlbuki bu konuda Çanakkale Belediyesi hiç çekinmeden mevcut değerlerin çok komik olduğunu kamuoyu ile paylaşabilir, kent hizmetleri noktasında bir gelir kaynağı olarak böyle bir artışa ihtiyaç duyulduğunu anlatabilirdi.

İşin matematiksel gerçeğini de kamuoyu ile paylaşıp yüzde 800 gibi oranların bile somut yansımasının sadece yüzde2,4 olduğunu paylaşmalıydı.

Çanakkale Belediyesi bürokratları bu süreci kötü yönettiler.

Rantçıların çıkarına dokunan bu gelişim için onlara propaganda malzemesi verdiler.

Yapılan bu zamlar esas olarak emlak rantçılarını zora sokacaktır.

Bugüne kadar hiçbir konuda zamlara karşı ağzını açıp bir şey söylemeyenler şimdi duyarlılık göstermeye kalkmışlardır.

Nede olsa ‘mal candan tatlıdır’

Öyle değil mi itirazların temsilciliğine soyunan saygıdeğer işadamımız…

 

Sermet ATADİNÇ