Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Linç kültürü

1503
Dün Çanakkale’nin gündemi belediye su işlerinde yapılan bir arama ve bazı belgelerin savcılık talimatı ile alınması konusu ile çalkalandı. Uzun zamandır Çanakkale’de fısıltı gazetesinde dolaşan ‘belediye baskını’ gerçek olmuştu.
 
Tabii böylesi bir durum; bilen bilmeyen herkesin farklı yorumları ile halkı yoğun bir şekilde meşgul etti.
Telefonlarımız susmadı.
Herkes yaşanılanlar hakkında bilgi almak için biz gazeteciler ile iletişime geçmeyi tercih etmişti.
Peki neler oluyordu, neydi bu telaş?…
 
Devam eden bir hukuk süreci var ise, bunun gereklilikleri için yapılanlar konusu son derece normaldir.
Buradan hareket ederek, kimse hakkında yargısız insaf yapılmamalıdır.
 
Bu yöntem adi bir yöntem olup;ne yazık ki ülkemiz siyasal alanında çok sıkça başvurulan bir yöntem haline gelmiştir.
 
Siyasal rant uğruna bu denli bir ahlaksızlık içersinde olanlar özünde zavallı kesimlerdir.
Bu yöntemsellik ne yazık ki kendilerine güvenemeyen savunduklarına inanmayan entrikalardan medet uman kişilerin işidir..
 
Bu olayda da gördük; bu kesimler hemen ortaya çıktılar, yine fısıltı gazetesini çalıştırarak türlü türlü gerçek olmayan dedikodular üreterek kent halkının Çanakkale Belediyesi hakkındaki algı dünyasının değişimi için çaba gösterdiler.
 
Sonuçta ortada bir kurgu var.
 
CHP’li Belediyelerin tüm ülkede olduğu gibi Çanakkale’de de imajını olumsuz etkileyecek ve böyle bir algının yaratılmasının çabaları vardı ortada.
 
Böylesi operasyonların temel aktörü olan bir yandaş basın kurumu bir gün önce işaretini vermişti.
Fitil ateşlenmişti artık.
 
Önce Çanakkale Belediye Başkanı için  şu manşet ile bir haber yapıldı;
“Çanakkale Belediye Başkanı Gökhan, örgüt kurmak ve yönetmekle suçlanıyor”
 
Sonrasında bir savcılık soruşturması nedeniyle bazı evrakların tespiti için yapılan bir polis operasyonu.
Amaç algıları olumsuzlaştırarak,Çanakkale Belediyesi imajını Çanakkale halkı nezdinde negatifleştirmek.
 
Siyaset artık böylesi çirkinlikler ile sürüyor.
Anlaşılan emir büyük yerden bu sefer.
 
Böylesi itibarsızlaştırma girişimlerini boşa çıkarmak tabii ki Çanakkale CHP örgütünün görevi.
Fakat henüz kendilerinden bir tavır göremedik.
Çanakkale CHP suskunluğunu bozmalıdır.
Yok, yine parti içi sorunların getirdiği bir anlayışa kurban gidecek ise bu tavırsızlık; yuh artık demekten başka bir şey diyemiyorum.
 
Yaşanılan bu itibarsızlaşma çalışması CHP’nin siyasi rakiplerinin Çanakkale’deki yerel seçimlere ne kadar önem verdiğinin göstergesidir.
Bazı avantajları da arkasında bulan bu kesimlere karşı gerçeklerin ısrar ile  halka anlatılmasından başka bir yol yoktur.
Çanakkale CHP örgütü bu görevi yerine getirmelidir.
Şeffaf bir şekilde, halkın algısını olumsuzlaştıracak en küçük bir dezenformasyona karşı CHP örgütü bilgilendirme sürecinde etkin bir rol üstlenmelidir.
 
Şu da bilinmelidir; ülkemizde yaşanılan bu yöntemselliklerin halk üzerinde önemli etkileri vardır.
Bu girişim sakın ola küçümsenmemelidir.
Yoksa bunun bedeli çok ağır olarak ödenir.
Linç kültürünün, ‘teslim alma ve dönüştürme‘   süreci böylesi bir yoldan mesafe almaktadır.