Laçiner’e açık mektup
İşten atılan işçiler ne zaman gündeme gelse benimde aklıma Rektör Laçiner Hoca geliyor. Bu konu her şeyin dışında insani ve vicdani bir sorun. Adliye önünde bir hamile kadının haykırışını, evine nasıl ekmek götüreceğini sorgulayan babayı, hafta sonunda da annesinin mutluluğu için işe alınmasını isteyen çocuğun bu denli insani talepleri görmezlikten gelinemez.
Bu insani talepler karşısında gelin; bu işçilerin işe iadesini sağlayın.
Sağlayın ki;
Sizi, bu kent insani vicdani değerleriniz ile hatırlasın.
Sağlayın ki;
Hakkınızda kamuoyunda siyasi davrandığınız noktasındaki algılar kırılsın.
Sağlayın ki;
Son günlerde kentin demokratik uzlaşma zeminin yok edilmesi alanında yaşanan gerilimler için tavrınız örnek olsun.
Sağlayın ki;
Çözüm üreten yönetici olarak, kurumunuz nezdinde yeni bir algı boyutu yaratın.
Sağlayın ki;
Yaratacağınız iklim ile “Türkiye’nin en özgür üniversitesi” olma hedefiniz için bir adım daha atmış olun.
Bu atılan işçilerin işe alınmaması hiçbir gerekçe ile açıklanamaz.
Bir bilim inanı olarak bu talebe karşı sessiz kalamazsınız.
Erkek takdir topladı...
Geçen hafta içersinde Belediye Başkan Vekilliği görevini yapan Muharrem Erkek uygulamaları ve, açıklamaları ile takdir topladı.
Kirazlı`daki ÇED toplantısında hukukçu kimliği ile vatandaşların anayasal haklarını kullanamamasına ilişkin yaşatılan hukuksuzluklara tepki gösterdi.
Kentin su kaynaklarını olumsuz etkileyecek altın üretimine karşı bizzat kent halkı adına gösterdiği duyarlılık olumlu idi.
Yat limanı tartışmasında farklı düşünen insanların düşüncelerine gösterdiği saygı ve bu tarzda düşünen insanların taleplerinin Belediye Meclisinde konuya ilişkin kararlarda dikkate alınması gerektiğine ilişkin vurgusu önemli idi.
Siyasal anlamda CHP’li bir belediye olarak AKP’nin ajitasyon boyutundaki sataşmalarına sessiz kalmadı.
Dolayısıyla dolu dolu önemli işler ve söylevler ile bugüne kadar alışık olmadığımız bir vekillilik pratiğine tanık olduk.
Erkek bu performansı ile siyasetin içersindeki bir insan olarak kamuoyuna bazı mesajlar ulaştırdı.
Önümüzdeki gelişmelere bağlı olarak bu mesajların arka planını daha iyi okuyabileceğiz.
4+4 sekiz ederse
İşte o zaman 8 Martların önemini daha çok hissedeceğiz.
Eğitim her zaman belirleyici, toplumsal gelişiminin temelini teşkil eden bir disiplin.
AKP hükümete geldiği günden beri sürekli eğitim sitemimiz ile boğuştu.
Kolay değil “dindar gençlik” yetiştirmek…
Şimdiki formülü ile de özellik ile kız öğrencilerin temel eğitimlerinin önünü kapatan, 4 yıl sonunda eğitim dışında kalabilecekleri bir zemin yaratılmaya çalışılmakta ki; kadınlar üzerindeki baskının yoğunlaşacağı yeni bir dönemin işareti.
Varsın olsun yetişecek olan dindar gençliğimiz…
Bu yıl 8 Mart, getirilmek istenen yeni eğitim sistemi ile bir anlam daha kazandı.
Bu sistemin olumsuzluklarından en çok kadınların etkileneceğini unutmayalım.
Taleplerimize bir yenisini daha ekleyelim.
“Çocuklarımızın geleceği ile oynamayın”