turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım, başımıza gelenlerden şimdilik iyi sıyırdık!.. Uçurumun eşiğinden döndük! Pekiyi neden uçurumun eşiğine geldik? Bunu sorgulama hakkımız elbette ki var. Çok ilginç ve çok önemli günlerdeyiz! Yıllardır, her vesileyle, her şekil ve biçimlerde devletin hemen her köşesinde Atatürk ve laiklik düşmanlığı yapılarak ülkemizin "Kurucu İradesine' hakarete varan saygısızlıklara tanık olduk.
Birkaç örnek verelim:
- FETÖ Darbe girişiminden yaklaşık 1 ay önce TBMM Başkanı Kahraman İsmail “Laikliğin Anayasadan çıkarılması gerektiğini” söylemedi mi? SÖYLEDİ.
- Seçimle iktidara gel; “Dini-Diyaneti-Dince kutsal sayılan şeyleri istismar et, cami avlusunu siyasete alet et, Milli Bayramları ipe sapa gelmez bahanelerle yasakla, 10 Kasımlarda Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edenleri görmezden gel, din devleti kurmak isteyenlerle beraberce yollarda yürü, ayni yağmurda ıslan, devletin tüm kurumlarına liyakat esasına göre değil, kayırma-kollamayla yerleştirme yap, zoru görünce ‘aldatıldık’ de ve zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalış!
* 14 yıldır “Kendinize Müslüman” oldunuz! Yani kuralları, yönetmelikleri, yasaları, Anayasayı hep kendi yararınıza uyguladınız…
AKP’ye Genel Başkan olmazdan önce;
- “Laiklik elden gidiyormuş… Bu millet isterse elbette elden gider” de…
- “Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik. Bir arada olmaz, ters mıknatıslanma olur” de…
* Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz öncesinde parlamenter sistemi askıya aldığını, kendisini milletin seçtiğini bu nedenle de Anayasada değişiklik yapılarak ‘Başkanlık’ dayatmasını yapmadı mı? YAPTI.
(15 Temmuzdan sonra da Sn. Cumhurbaşkanı Anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanma noktasına gelmiş.. Demek oluyor ki mevcut Anayasa bundan böyle askıdan inecek!)
*Cumhurbaşkanı Din Şurası’nda; “Allah dedikleri için müsamaha gösterdik… Bir ortak yanımız var dedik. Bu yapıya destek oldum. Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize, hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyoruz. Rabbimde milletimizde bizi affetsin.”
(Erdoğan’ın bu sözleri üzerine hukukçular; Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatabilir, çünkü “Allah’ın affetmesi” dışında-eğer ‘Çadır Devleti’ değilsek-demokratik hukuk devletinde uygulanacak prosedürler var. Yani siyasi ve hukuki sorumluluk almadan işi ahirete havale ederek hesap verilemez diyorlar.)
***
Diğer Tarikatlar:
AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan; “Diğer Tarikatlar müsterih olsun!” dedi.
Kim bu Tarikatlar? Okuyucular – Yazıcılar – Közcüler – Menzilciler – Kırkıncılar – Süleymancılar – Nakşibendiler – Milli Damarcılar… vs.
*91 yıl önce Yüce Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiş: “Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, ve mensuplar memleketi olamaz; en doğru, en hakikat yol medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteklerini yapmak insan olmak için yeterlidir.”
Yüce önderimizin sözleri tutuldu mu? Tam aksine Fetö çetesinin yaptıklarından ders alınmadığı Eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğanın sözlerinden belli değil mi?
Ne acı Atatürk’ü ‘YOK’ sayan kinlerinin esiri sözde yöneticilerce yönetilmek…
Dua edelim ki bu gibiler kendilerine yeni bir cemaat bulmaz, kandırılmaya devam demezler(!)
Bu takiyyeciler partilerinin Genel Merkezine hiç yüzleri kızarmadan Atatürk’ün posterini asıyorlar! Yandaş-Yalaka TV Kanallarında Atatürk’ün Gençliğe Hitabesine yer veriyorlar! “Demokrasi Nöbeti” adını verdikleri meydanlarda avaz avaz bağırarak “Onuncu Yıl Marşını” okuyorlar!
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, bizi yönetenler Nasrettin Hoca gibi; “Tamam kapıyı açık bıraktık, hatalıyız.. Pekiyi hırsızın hiç mi suç yok!” diyerek sorumluluktan kurtulmalılar mı?
Özgül ağırlıklı Bülent Arınç bile ancak 15 Temmuz gecesi aldandığını anlamış(!)
Eyy aldana aldana kör olmuş sizler artık ne helallik isteyin ne de af bekleyin.. Alay edip halkı aptal yerine koymayın yeter!..
*Benim merakım; ülkemizi kurucu irade ayarı yapmak zorunda bırakan mevcut yöneticilerin hukuki ve siyasi bir bedel ödemeden koltuklarında ne yüzle nasıl oturacaklarıdır!
ÇARE: 14 yıldır halkı ayrıştıran dinci safsata söylemlerden vazgeçmek.. Atatürk devrimlerine, laikliğe ve Cumhuriyete sımsıkı sarılmak. (Kurucu İrade Ayarı böyle yapılır.)
SON SÖZ: Laikliğin olmadığı toplumlar sivil toplumlar değildir… T.Ç