Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

KRİZ EŞEKLERİ

2250
Bu seçim dönemi kadar, şenlikli, curcunalı bir seçim dönemine daha önce hiç tanık olmamıştım.
Vurdulu- kırdılı eski filmlerimiz gibi...
Yok, yok!..
Ne ararsan fazlasıyla var...
Geçen hafta, Başbakan Erdoğan`ın Deniz Baykal`ı mahkemeye vermesiyle, siyaset, `karakolluk` olmuştu...
Bu haftanın flaşı ise, eşekler!...
Hani şu bizim bildiğimiz merkep takımı...
Galiba 17 Mart günü, tüm haber bültenleri liderlerin, eşek üzerine yaptığı nitelemeler, çeşitleme ve güzellemelerle dolup taştı.
Hani, belgesel tadında konuşmalar, vecizeler...
Eğer çocuklar ve gençler bu konuşmaları dinleyip izledilerse, hitabet yeteneklerini geliştirmiş ve hayvanlar alemi, özellikle merkepler hakkında iyice bir kültür sahibi olmuşlardır, inşallah!
Vatandaş; `iş` diyor.
Onlar; ` eşeğin semeri` diyor...
Vatandaş; `kriz` diyor...
Onlar; `eşeğin palanı` diyor...
Vatandaş; `açız` diyor...
Onlar; `eşeğin nalı` diyor...
Vatandaş; `Demokrasi, özgürlük, barış, insanca yaşam` dedikçe, Onlar; `eşek aşağı, eşek yukarı` diye, meydanlarda kükreyip duruyorlar...
Şeyhi, bu bizim parti genel başkanlarını meydanlarda dinlemiş olsa, sanırım aşağıda aktaracağım dizelerde değişiklik yapabilirdi...
"Bir eşek var idi zaif ü nizar
Yük elinden katı şikeste vü zâr"
`Yük elinden` yerine `siyasetçi elinden` diye...
`Eşek` üzerinden yük taşındığını gördük, biliriz.
Küfürlerde duymuşsunuzdur...
Lâkin, eşekler üzerinden siyasi göndermeler yapılarak, eşeklerin siyasete bu kadar müdahil edildiğini ilk kez yaşıyoruz galiba...
Neden derseniz; Eh kriz şaşkınlığıda diyebilirsiniz...
İnsanın sorunlarına, dertlerine çözüm üretemeyenlerin, hayvanlar alemine, merkep soyuna muhtaç olmaları kaçınılmaz oluyor işte...
Neyse,  bir merkep fıkrası(!) ile yumuşatalım yazının sonunu:
Evlilik çağına gelen evin oğlu, aynı odada yattığı anne- babasının gece yatakta yaptıkları konuşmayı dinler.
Anne; `Şu boz eşeği satalım da, oğlanı everelim` der...
Baba, `İyi` der `hele bir günü gelsin bakalım.`
Oğlan, sevinçten uyuyamaz. Heyecanla eşeğin satılacağı günü bekler.
Ancak aradan aylar geçer, eşek bir türlü satılmaz.
Sonunda sabrı tükenen oğlan, `Ana, artık hiç eşek eşek konuşmuyorsunuz.` der... `Hani babamla yatakta boz eşeği satalım diyordunuz ya!..`
Ana, mesajı anlar; `Oğlum eşek konuşacağız, ama, semeri kime vuracağımıza karar veremedik` diye, cevap verir...
Biz de bir uyarıda bulunalım; eşek üzerinden gönderme yapanlar, çifte yeme riskini göze almışlar demektir.