Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Kopyala yapıştır, al sana karar!

3220

 Yazıya nereden gireceğimi bilemiyorum! Ama şunu söyleyeyim, 17 gündür kurduğum bir hayal vardı; yeniden kordon boyunda yürümek, Halk Bahçesinin içinden geçmek. 700 kilometre kusur sahil şeridi olan Çanakkale`yi bilmeyenler için bir anlam ifade etmez belki ama, bir solukta yürüdüğümüz kordonlarımız bizim için çok önemlidir. Orada yürümek, Çanakkale`de gezmek gibi gelir bize..

İşte o yüzden, pazartesi sabahı Kordon Boyu`nun, Halk Bahçesi`nin, Özgürlük Parkı`nın tutsaklığının sona ereceğini düşündükçe mutlu olmuştum. Sabırsızlığım öyle safhadaydı ki, sosyal medyadan çağrıda bulunmuştum; "Sabah beşte açın! Yarın sabah; ne ilme ne bilime, ne Zebura ne Tevrat`a ne İncile ne Kurana, akla mantığa uymayan kararlarınızdan birisi olan park bahçe ve yürüyüş alanlarımızdaki barikatlarımızı kaldırın lütfen! Sabah namazını çimlerin, bankların üzerinde kılmak istiyoruz!"

Ama ilimizin çok saygıdeğer İl Hıfzısıha Kurulu, İçişleri Bakanlığı`nın gönderdiği genelgeyi yine `kopyala yapıştır` metoduyla kağıda döktüğü ve imzaya açtığı kararlarını akşamdan açıkladı. Kararlar Pazar akşamı açıklandı ama, toplantısı Pazartesi sabahı yapıldı. Hadi bu işin oluru böyle, ona bir şey demiyorum. Tatil günü toplanacak değiller ya! Ama, bizi can evimizden vurmakta yine ustalıklarını gösterdiler. "Çanakkale deniz kenarında yürüyemez, park bahçelerde de hava alamaz" Yersek, ekmek arası sosisi dayadılar yine bize!

İnanın o kadar üzüldüm ve bir o kadar da sinirlendim ki! Tutamadım kendimi vekillerimize seslendim; "Çanakkale`nin Sayın Vekilleri; Sayın Turan, Sayın Erkek, Sayın İskenderoğlu ve Sayın Ceylan! Bu memlekette insanlara psikolojik işkence uygulayan bir kurul var. Size şikayet ediyoruz. Vekili olduğunuz insanların yanında mısınız? Bilmek istiyoruz!" Bu zamana kadar bir kere bile yapmadığım şey bu inanın.

Kurulu şikayet ettim iyi mi! Ya memleketin özeline ilişkin hiçbir düşünce geliştirmeden, özele ilişkin hiçbir şey katmadan, bula bula bu kapatmayı dayatıyorlar. Geçen yıldan kalan bu yasağı o kadar eleştirmemize rağmen, vazgeçmiyorlar! Anlayamıyoruz. Anlatamıyoruz. Çıkıp bir açıklama yapanda yok. Bu arada, geçen seferki içki yasağı kararına önce imza atan, sonra da geri çeken Belediye Başkanımız Ülgür Bey’e de sardım Pazar akşamı. Karara imza attın mı diye. Atsa ne olur atmasa ne olur! Yani muhatap bulamadığımız için çaresizlik içinde ne yapacağımızı bilemiyoruz. `Bana ne kardeşim!` deme lüksümüz de yok ki! Gazeteci diye geziyoruz memlekette. Millet bize gazeteci diyor. Saygı sevgi gösteriyor.

19 Mayıs Bayramı da krize dönüşürse şaşmam!

Yarın resmi bayramımız 19 Mayıs`ı kutlayacağız. Ama nasıl kutlayacağız bilen yok. Meydana çelenk koyacağımız kesin, gerisi muamma! Acaba diyorum, `Bunlar meşalelerle Kordon`da yürüyüp, 19 Mayıs`ı kutlamaya kalkarlar` diye mi açmadılar Kordon boyunu diye de düşünüyorum artık.

Neyse, memleketin hali perişan. Esnaf bitmiş durumda. Hizmet sektörü kan kaybından gitmiş vaziyette. Hastalık hala büyük bir tehdit. Ekonomi berbat. Alım gücümüz düştükçe düştü. Hiç alışık olmadığımız bir çaresizlik içinde yaşıyoruz. Yaşamaya da devam edeceğiz.. Onun için, moralimizin bari yerinde olması lazım. Bu kötü günlerde birbirimize destek olalım. Komşusu açken, kimse huzur içinde uyuyamaz. İlgisiz, sevgisiz bir dünya istemiyoruz. Kalın sağlıcakla...