sermet@canakkaleolay.com
CHP ilçe kongrelerini tamamladı, gözler şimdi yapılacak il kongresine çevrildi. İlçelerde yapılan kongrelerin merkez ilçe de dahil olmak üzere, CHP tabanında önemli bir etki yarattığı, siyasal olarak geliştirici bir sürece dönüştüğü söylenemez. Kimin başkan olacağının tek gündem olduğu, bununda delege bazlı bir katılım ile gerçekleşmesi gibi nedenler ile, ülkede siyasal iklimin son derece sıcak olmasına rağmen bunun karşılığı CHP tabanına yansımadı. CHP kendi içersinde parti tabanını siyasal mücadelenin içersine çekebileceği bir dönüşümü yaratamadığı sürece CHP'nin büyümesi, başarılı olması söz konusu olamayacaktır. Parti tabanının siyasi mücadelenin unsuru olarak dinamikleşmesinde kongrelerin önemi göz ardı edilemez, bu anlamda CHP bir kongre sürecini daha ıskalamıştır.
CHP kendi içersinde yapacağı yenilikler ve değişim uygulamalarıyla büyümek, gelişmek için adım atmalıdır.
Parti örgütünün bu kriter ile dönüşümünün önünü açabilmek; parti içi demokrasinin en etkin bir şekliyle işletilmesine bağlıdır.
Bununla birlikte ideolojik olarak da, bugünün ülke ve dünya gerçeklerine uygun sosyal demokrat ideolojinin temel ilkelerinin rehberliğinde hazırlanacak bir programında önemi göz ardı edilemez.
Merkez ilçe kongre sonrasında hala delege pazarlıklarına odaklanarak analizde bulunan kafalar artık siyasi parti olmanın gerekleri konusunda yoğunlaşmalıdır.
CHP özellikle Çanakkale’deki kişisel hedefler temelinde sürdürdüğü, siyasi mücadele kimliği kazanamamış olan yapısal özeliklerini terk edebilecek midir? Bunu il kongresinin de tamamlanmasından sonra yeni yöneticilerin performanslarına bağlı olarak takip edeceğiz.
Ancak şu çok açık bir gerçek olarak karşımızdadır; AKP’nin ülkeyi hızlı bir şekilde her geçen gün felakete doğru götürdüğü, demokrasinin özgürlüklerin insan haklarının ciddi darbelere maruz kaldığı, ekonomik olarak emekçilerin, köylülerin, işsizlerin, gençlerin yaşam koşullarının artık dayanılmaz noktaya geldiği günümüzde CHP’nin bir muhalif güç olarak halkın temsilcisi niteliğindeki bir parti performansı ile halk güçleriyle birlikte mücadele etmesinin önemi yadsınamaz.
AKP’nin Bülent Turan ile birlikte Çanakkale’de izlediği politikaları göz önünde bulundurursak; CHP’nin etkisini kırmak, gözden düşürmek için her türlü dezenformasyon ve karalama faaliyetleriyle birlikte planlı bir saldırı politikası içersinde olduğu net olarak görülmektedir.
İktidar olmanın avantajlarını da kullanacak AKP’nin bu saldırılarını boşa çıkarmak açısından CHP örgütünün demokrasi emek güçleriyle birlikte kendi tabanını da harekete geçiren gerçekten dinamik mücadeleci kimlik kazanması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yeni seçilen Merkez ilçe Başkanı Celal Karakaş ve yönetimine bu noktada büyük görevler düşmektedir.
Kongre sürecinde Karakaş’dan böylesi bir sorumluluğa ilişkin, bunun gereklerini yerine getirmek adına bir işaret alamadım.
Kongre sürecinde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın yapmış olduğu değerlendirmeler bugün bir kez daha dikkatle ele alınmalıdır.
Gökhan’ın mesajları,CHP Çanakkale örgütünün yeni dönemde nasıl bir performans göstermesi konusunda önemli mesajlar olarak dikkate alınmaması durumunda, gereğinin örgüt içersindeki kişisel hedeflere kurban edilmesi halinde CHP, bundan sonraki ilk sınavını kaybetme riskine maruz kalabilir.
Bugünden itibaren yöneticilik sorumluğunu almış kişilerin, gelinen noktadaki siyasal durumun hassasiyeti nedeniyle sorumlulukları çok daha ağırdır.
Yeni seçilecek il yönetiminin, ilçe örgütleriyle birlikte bunun gereklerini yerine getirme temelinde yeni bir çalışma planına ihtiyacı vardır.
Bu çalışma planının kodları Ülgür Gökhan’ın değerlendirmelerinde altı çizilmiş olarak mevcuttur.
“Merkez ilçe ve il yönetimi açısından çok fazla siyaset üretmemiz gerekir. Toplumdan kopuk, sivil toplum örgütlerinden kopuk, konulardan kopuk, gündemden kopuk, meydanlardan kopuk, kanaat önderleri ile diyalog kurmayan, siyaseti takip etmeyen yapıların artık daha ileri gidemeyeceğine inanıyorum” şeklinde Ülgür Gökhan tarafından yapılan değerlendirme öz olarak dinamizme, birlik dayanışma içersinde mücadeleye işaret etmektedir.
Performans kriteri meydanlardır, sokaklardır, bunu unutan bir CHP; güzel sözler kulübünden öte bir performans sergileyemez.
AKP politikalarıyla zulmün bu denli yoğunlaştığı bir dönemde güzel sözler ile iyi niyet gösterileriyle yapılacak bir siyaset; felakete giden yola döşenecek taşlar gibidir.
Düşünebiliyor musunuz; bir belediye başkanı yapmış olduğu bir siyasal değerlendirme nedeniyle AKP ilçe başkanı tarafından tutuklanan gazeteci Can Dündar’la özdeşleştirilerek, “dönemini tamamlayamazsın” şeklinde tehdit edilmektedir, aba altından sopa gösterilmektedir.
Hadi bakalım ne diyeceğiz şimdi…
İsterseniz susun, ama unutmayın ki sustukça bir gün, sıra size de gelecektir.
Yeni seçilmiş yönetici arkadaşlara hatırlatır, kendilerine başarılar dilerim.