Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kömür ihalesi kafama takıldı…

2012
Çanakkale’de okullarımızın kömür ihtiyacını karşılamak için açılan kömür alım ihalesi İl genel meclisinde önemli tartışmalara sebep oldu. CHP grubu, alınan kömürlerin kalori değerlerinin şartnameye uygun olmadığını belirterek bu alımın prosedürlere uygun olmadığını iddia ettiler. Bu iddialarına neden olan; kendilerinin yaptırmış olduğu kontrollerde tespit edilen kalori değerlerinin şartnamede belirtilen değerlerden düşük çıkması idi.
 
Hal böyle olunca konu yargıya intikal etti. Bilirkişi olarak Trakya Üniversitesi belirlendi. Trakya üniversitesinin vermiş olduğu raporda kalori değerlerinin uygun olduğu bildirildi.
 
Bunun üzerine Çanakkale Valiliği tarafından yapılan açıklamada, alımı yapılan kömürlerin uygun olduğu ve ihalenin bu anlamıyla prosedürlere uygun olarak gerçekleştiğini belirterek CHP grubunun bu konudaki itirazının geçersizliğine dikkat çekti.
 
Buraya kadar her şey, normal olarak değerlendirilebilecek boyuttaydı.
 
Fakat CHP’li İl Genel Meclisi üyesi Hakkı Öztürk’ün bir yerel gazeteye verdiği “bu konuya ilişkin tehdit alıyorum” iddiası olayı çok farklı bir boyuta taşıdı.
 
Hukuki prosedürün kendi işleyişi kapsamındaki gerçekleşmeler her zaman saygıyla karşılanır. Fakat bu süreçte iddiaların sahibi bir kişi tehdit ediliyor ise; oradaki işleyiş normal değildir. Yani ihale ile ilgili olarak, verilen uygunluk kararına bu tehdit sonrasında gölge düşmüştür. Birinci olarak duyduğum kaygı budur.
 
İkinci olarak CHP Grubunun böylesi bir olay karşısında sessiz kalmasına da bir anlam verebilmiş değilim. Bir CHP’li üye, hem de kömür ihalesine ilişkin iddiaların sahibi bir üye tehdit edilecek; CHP bu konuda sessiz kalacak! Bu da bana çok manidar gelen bir gelişmedir.
 
Kömür ihalesi ve sonrasındaki gelişmeler kafalarda soru işaretleri yaratmıştır. Bir yerde bir yanlış yapılmaktadır, ama nerde?
 
MHP İlçe Başkanının Laçiner ilgisi
AKP’den sonra MHP İlçe Başkanı’da Laçiner ile ilgili gelişen tepkiye karşı olma noktasında siyasal bir yaklaşım göstererek sorunun esas yönünü görmezden gelme anlayışıyla hareket etmektedir.
Konuyu siyasal duruşun cephelerinin bir parçası olarak görmek , bu konuda ÇOMÜ’de yaşanılan bir çok hukuksuzluk ve mağduriyetleri yok saymak ,görmemek demektir.
 
MHP İlçe Başkanı, Laçiner’e vermiş olduğu desteğin vicdani rahatlığını duyabilmesi için şu soruların cevabını bulmak zorundadır!
 
ÇOMÜ’de öğrenciler, öğretim üyeleri üzerinde sürdürülen soruşturmalar nereden kaynaklanmaktadır?
 
ÇOMÜ’de işten atılan işçilerin, görev yeri değiştirilen sürgüne tabii tutulan öğretim üyelerinin karşılaştıkları bu hukuksuzlukların nedenleri nelerdir?
 
Kendileri gibi düşünmeyen öğretim üyelerinin kadroları neden engellenmektedir?
 
Personel alımlarında çıkılan ilanlardaki özel şartlar ile adeta adrese teslim alımlar ne kadar adaletlidir?
 
Çanakkalelilere hakaret etmeyi kendisine prensip edinmiş bu yönü ile siyasal bir rol üstlenmiş öğretim üyesinin açıklamaları için özgürlüklerden bahsedilirken, kendilerinden farklı düşünen öğretim üyeleri için ‘size hocanız hangi kitapları okumanızı tavsiye ediyor’ diye öğrencileri sorguya çeken bir tavır nasıl bir yaklaşımdır?
 
Kendileri gibi düşünmeyen bazı öğretim üyelerine aldığı maaşın karşılığı olarak girmesi gerekli dersleri kendilerine vermeyerek onların yerine derslere giren hocalara ilave ücretler ödeyerek devleti zarara sokan bu uygulama nasıl bir uygulamadır?
 
Çanakkale’nin çeşitli dinamikleri ile biat etme temelinde ilişki geliştirmek isteyen, kentin dinamiklerinin buna tepki göstermesi nedeniyle “bundan böyle Çanakkale ile ilgili meselelerde konuşmayacağım” diyen bir mantığın kent üniversite ilişkilerinin sağlıklı gelişmesine katkı sunmasını beklemek ne derecede uygundur ?
 
Atılan işçiler için yapılan basın açıklamasına katılan öğretim üyelerine soruşturma açan , kendi çıkarları söz konusu olduğunda üniversitenin hiyerarşik boyutundaki ilişkileri kullanarak basın açıklaması düzenlemesi ne kadar objektiftir?
 
Buna benzer bir çok örnek daha çoğaltılabilir ...
 
Tüm bu haksız ve hukuksuz uygulamalar sonrasındaki sonuçlar ne yazık ki; iki insanın vefatıyla sonuçlanan acı bir gelişmeye yol açmışken, vicdanlı olmanın gerektirdiği insani bir yaklaşımda bulunmak yerine kendinden önceki yönetimleri suçlama tavrı gösteren bir yaklaşım nasıl bir tutumdur?
 
İşte tüm bu soruların cevaplarını bulmadan sadece siyasal konumlamanın gerekleri ile hareket etmek, yaşanan tüm bu haksız ve hukuksuz uygulamalara ortak olmak anlamını taşır.
 
MHP İlçe Başkanı da bu konuma düşmüştür.
 
Herşeyi bir yana bırakalım hiç olmaz ise şu gerçeği irdeleyelim;bir kentin çeşitli dinamikleri Türkiye’de ilk defa “rektör istifa” gerekçesiyle sokağa çıkmışlar demokratik tepkilerini göstermişler ise bunun bir anlamı olmalıdır…