Kızından, babaya veda..
Pınar Akcan
Zordur babaya veda. En az babanın kızına vedası kadar. Öyle başka vedalara benzemez.
Gülen gözlerinin ardına gizlenmiş yaşları vardır. Sen nazlı, nazlı süzülürken,her seferinde bir şeyler kopar babanın yüreğinden.
Hani anlatacak olsa kızına vedayı, kelimler kilitlenir kalır babanın dudaklarında. Yalnızca; -‘’Kızım gidiyor’’der. -Prensesim uçuyor yuvadan.
Zordur babaya veda. En az babanın kızına vedası kadar.
Senin yakılırken eline kına, baban hatırlar dizinin ilk yarasını, ilk adımını, doğumunu.
-Ne zaman büyüdün kızım ? der.’’-Kızım uçuyor yuvadan’’.
Sen nazlı, nazlı süzülürken gelinliğinle, gözlerin mutluluktan körleştiğinde, heyecan ve kalabalıktan büyülendiğinde, babanın onca kalabalıkta gördüğü yalnızca kızıdır. Senin düğününden hatırlayacağı tek şey sensindir. Alamaz, ayıramaz gözünü kızından. Saklayamaz, gizleyemez bakışlarını. Gizleyemez gözlerinde kızına vedanın, uğurlamanın, mutlulukla, gururla ve hüzünle karmakarışık halini.
Erkekler ağlamazmış! Hangi kendini bilmez söylediyse. Bu yüzden içine, içine akar babanın gözyaşları.
Zordur babaya veda. En az kızının babaya vedası kadar. Zordur işte. En çok baban alkış tutar nikah masasında EVET! dediğinde. En güzel gelin sensindir onun için. Duvağın, telin, kınan batar işte. Batar babanın yüreğine.
Babanın saçları aklanmışsa eğer, ak tellerinde kızı da vardır. Ee! kolay değil büyütmek. Kolay değil kız babası olmak. Hep aşık olacağından korkmuştur kızının. “-Yok canım! Vermem kızımı kimselere” der. Bir gün gelir alır, götürür biri. Koparamaz senden ama kızının kalbinin yalnızca bir parçası sende kalır.
Zordur babaya veda. En az kızının babaya vedası kadar. Kızı yuvadan uçmuştur. Kızının yatağı boş, evde bıraktığı bir kaç kıyafeti, tokası, terlikleri kalmıştır geride. Ama ev kızı kokar. Buram, buram kızı. Kızının evinde de babaya ait bir şey yoktur. Yeni bir gün gibi taptazedir ev. Baba eksiktir o evde.
Ama babanın kanatları o çatının üzerinde.
Zordur babaya veda. En az babanın kızına vedası kadar….