turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım, 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara'da Barış ve Kardeşlik Mitingi DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde düzenlendi. Mitinge gelenler; Siyasi Partiler, Birleşik Haziran Hareketi, Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Örgütleri, Sendikalar, Üniversite Öğrencileri katılmak üzere Sıhhiye Meydanında olacaklardı. AKP ve MHP'liler bu etkinlikte yoktular.
***
10 Ekim 2015’in bizim tarihimizde ki yeni adı bundan böyle “Kanlı Cumartesi”…
Ankara Tren Garı önünde toplanıp Sıhhiye Meydanında ki mitinge yürüyerek gitmek üzereyken patlayan 2 bombanın içindeki demir bilyeler kurşun gibi saplanarak 97 yurttaşımızı katletti. 246 yurttaşımız da yaralandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu katliamın ardından ülke siyasi tarihine geçen ibretlik bir laf etti:
“Şu anda AK Parti hükümeti iş başında değil...” Yani sorumlu değiliz demeye getirerek hepimizin aklıyla-izanıyla alay ediyor… Sorumluluktan kaçıyor. Oysa kabinesindeki bütün Bakanlar (Tuğrul Türkeş hariç) AKP orijinli, ama; Davutoğlu Ahmet unutmuş!!!
Neymiş?.. O Hükümet seçim hükümetiymiş (!)
“Zaaf varsa tedbir alırız..” Zaaf olmadığı halde 97 can gitti! İyi ki zaaf yokmuş(!) Bir de zaaf olsaymış kaç can yitirecektik acaba?!.
***
Gar’da ki patlamadan sonra, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İçişleri Bakanı Selami Altınok ve Adalet Bakanı Kenan İpek olay yerine gidince kendilerine halkın gösterdiği tepki yüzünden 1 dakika içinde bölgeden kaçmak zorunda kaldılar.
*Reuters Haber Ajansı muhabirinin İçişleri Bakanı Selami Altınok’a, “güvenlik zafiyeti tartışmaları açıldı. İSTİFAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?” diye sordu.
Selami Bey: “Güvenlik zafiyeti olduğunu düşünmüyorum..” yanıtını veriyor. Bakan bu yanıtı ile hiçbir sorumluluk hissetmediğini açığa vuruyor!
*Yanında oturan Adalet Bakanı İpek ise bu yanıt karşısında gülümsüyor-sırıtıyor!!!
Bakan Kenan Bey’in bu tavrı bana Alman edebiyatçı, politikacı, ressam ve doğa bilimci GOETHE’nin bir özlü sözünü anımsattı:
“İnsanın karakteri, en çok nelere güldüğünden belli olur.”
Evet… İnsan kendisine söyleneni, düşünmek için dinlemeli, sırıtmak reddetmek için değil.. Acaba Adalet Bakanı için; yüzüne öyle bir maske takmaya alışmış ki kendi gerçek yüzünü unutur hale gelmiş mi demeliyiz!
***
TÜRKİYE Kanlı Pazar’lar, Kanlı Salı’lar yaşamıştı geçmişte… AKP Hükümeti ne yazık ki en kanlı Cumartesi’yi yaşatan oldu! Bunu yaşatırken tıpkı 17/25 Aralık soruşturmaları, Reyhanlı patlaması, Dışişleri Dinlemesi, MİT TIR’ları, Yüksekova, Musul Konsolosluk baskını, Uludere, Şehit haberlerine sansür, Suruç’ta olduğu gibi Ankara’da ki katliam için de yayın yasağı kararı verildi.
Soralım:
1 – Yayın yasağı koyarak mı sorumluları bulacaksınız?
2 – Ankara katliamından öncekilerin sorumlularını yasak koyarak bulabildiniz mi?.. BULAMADINIZ…
3- Reyhanlı, Suruç aydınlatılsaydı, Ankara katliamı olabilir miydi?
4 – Yasak koyunca, gerçeği örtmüş ve suçluları elinizden kaçırmış olmuyor musunuz?
*Haksızlık mı ediyorum… O halde yalnızca tetikçileri değil onlara emir veren gerçek suçluları bir an önce bulun!..
Çünkü biz bir “Ortadoğu Ülkesi” değil, “ATATÜRK’ÜN ÜLKESİ” olmaya inadına devam edeceğiz…
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, salt demokrasiyle yönetilen ülkelerde değil, hangi ülke olursa olsun böyle cinayetlerden sonra siyasi iktidarı elinde bulunduranlar halkın önüne çıkar ve bu katliamları önleyemedikleri için özür dileyerek istifa ederler değil mi?
*Hele hele asma köprü inşaatında halat koptu diye intihar eden Japon Mühendis ve maçta yanlış karar verdi diye istifa eden futbol hakemi örnekleri varken…
Peki neden Türkiye’de ki siyasi kimliklerde böyle onurlu-sorumlu davranış görmüyoruz? Çünkü kendine göre demokrasicilik oynarsan böyle olur!
Oysa kendine göre değil, herkes için demokrasi-barış yolunda yürüseydiniz akan kanların sorumlusu olmazdınız!
Yoksa 400 Vekil vermediğimiz için mi huzurumuzu bozuyorsunuz?!.
*Bu ülkeyi iyi yönettiğini zannedenlerin TÜMÜNE YAZIKLAR OLSUN!!!
*
NOT: Ankara’da yaşanan katliamda yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum. T.Ç