Kim dağıttı!...
Künyesi belirsiz korsan yayınlar tam bir korsan nitelik kazandı.
Bazı yerel gazetelerin dağıttığı künyesiz, Başkan Ülgür Gökhan’ı karalamak adına hazırlanmış yayınlar konusunda Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek’in yapmış olduğu açıklamaya bir cevap da AKP il başkanından sonra Miller Oto Yönetim Kurulu Başkanı Mert Mildon’dan geldi.
Muharrem Erkek, yapmış olduğu açıklamada bu korsan yayınların Miller oto çalışanları tarafından Miller Otoya ait araçlar ile dağıtımının yapıldığını belirtmişti
Mert Mildon şirketlerinde bir çok insanın çalıştığını, yine şirketlerine ait bir çok aracın olduğunu şirket çalışanlarının da herhangi bir şekilde siyasi tercihleri ile ilgilenmediklerini söyleyerek buradan hareketle şirketlerinin suçlanmasının doğru olmadığını belirterek korsan yayın dağıtım sorumluluğunu ret etti.
AKP il başkanı da yapmış olduğu açıklamada korsan yayınların dağıtıma ilişkin herhangi bir şey belirtmemişti.
İşin kendisi korsan ve hukuksuz olunca doğal olarak dağıtım işi ortada kaldı, sahiplenen çıkmadı.
Muharrem Erkek’in ifade ettiği konu da tamda bunu işaret etmekteydi
Erkek,böylesi korsan yayınlar ile siyaset yapmanın ilkesizliğine dikkat çekmişti.
Şimdi doğal olarak bazı gazetelerin dağıttığı bu yayınların sorumluları sırra kadem basmış oldular.
AKP’nin bu yayınlara sahip çıkamaması da ayrıca manidar.
AKP Çanakkale örgütü bir kez daha Çanakkale halkı önünde olumsuz bir sınav verdi.
Ayrıca kendi taraftarları nezdinde güven boyutunda bazı çekincelerin oluşmasına yol açabilecek bir tavra imza attı.
Özetle seçim kampanyası sürecinde yapmış olduğu hatalara bir yenisini daha ekledi.
Birbirimizi kandırmaya hiç gerek yok , işin boyutu çok açık belli fakat yayınların korsan nitelikte olması itibarıyla AKP il örgütünün bu dağıtım işine sahip çıkamaması yeni krizlere yol açtı.
Aynı zamanda boşu boşuna bir polemik yaratılmış oldu.
Bu olayı sıradan bir olay olarak ele alıp geçiştirmek, AKP’nin prosedür tanımaz,kendi başına buyruk tavırlarına prim vermek demektir.
AKP bir kez daha iktidar olmanın gücünün arkasına sığınarak kendi başına buyruk tavrını sürdürmüş fakat ne yazık ki bu eylemine sahip çıkamamıştır.
Bu nokta Çanakkale kamuoyu tarafından algılanmaktadır.
Bu olayın asıl önemli olan yanı AKP taraftarları açısından yaratacağı sonuçtur.
Yapmış olduğu bir işe sahip çıkamayan AKP il yönetimi yarın bir başka olayda taraftarlarını aynı şekilde olumsuz etkileyecek sonuçların sorumlusu olabilir; ortaya çıkan sonuç budur.
Bu seçim sürecinde o kadar yanlış yaptılar ki; sürdürdükleri çalışmalardan hiçbir fayda görmediler.
Yine bu seçim sürecinde özellikle AKP belediye başkan adayının sürdürmüş olduğu propaganda samimiyet ve inandırıcılık noktasında Çanakkaleliler tarafından çok sorgulandı.
AKP adayı Çanakkalelilerin karşısına bazen sağlık bakanı, bazen kültür bakanı, bazen çevre ve şehircilik bakanı, bazen de milli eğitim bakanıymış gibi çıktı
Merkezi devletin sorumluğunda ki birçok konuda sanki belediye başkanı olunca dillendirdiği konuları yapabilecek yetkisi varmış gibi esti gürledi.
Bu ülkede yılardır demokratik özerkliği savunanları bölücü olarak suçlayanlar, populizm adına yerinden demokrasi, ve yerel yönetim yetkilerinin arttırılmasını savunan sosyalist düşüncenin temel tezlerini kendilerine dayanak yapmak zorunda kaldılar.
Yılardır demokratik özerklik kavramı temelinde yerel demokrasinin geliştirilmesi, yerel yönetim yetkilerinin artırılması gerçeği düzen partilerinin temsilcilerinin bile sahiplenmek zorunda kaldığı ilkeler oldu.
Çünkü yaşamın gerçeği buydu; popülizmde olsa, laftan öteye gitmese de, bu gerçeklere dayanmaktan başka, yeni bir söylev adına anlatabilecekleri bir şeyleri yoktu.
Düzen partilerinin temsilcilerinin gözleri ne yazık ki popülizm uğruna hiç bir şeyi görmüyor.
Ne kadar komik hallere düştüklerini kavrayamıyorlar.
Bir kez daha gördük AKP tarafından oluşturulan bol keseden atılan vaatler; özünde savundukları mevcut sistemin işleyişi ile uygunluğu olmayan hayal mahsulü ürünlerdir.
İşte bundan dolayı AKP belediye başkan adayının propagandası inandırıcı olmamıştır, samimi değildir.
Eğer böyle düşünmeyenler varsa o zaman demokratik özerklik kavramını tekrar bir gözden geçirmelidir.
Merkezi devletin sorumluğundaki konularda verilen vaatler için bunların yerel yönetimler marifetiyle gerçekleşmesi ancak yerel demokrasinin sınırlarının geliştirildiği bunun üzerinden yetkilerinin arttırıldığı bir değişimin yaratılmasıyla mümkün olur.
Bunun adı demokratik özerkliktir;inandırıcı olabilmeniz için bugüne kadar bölücülük deyip uzak durduğunuz bu sistem için ya onay vermeniz gerekir , yada söylediklerinizin bir çoğu sadece laf olsun diye söylenmiş sözler olarak kalacaktır.
Bu kafa karışıklığı ile AKP adayının Çanakkale’ye verebileceği bir şey yoktur.
Sözün özü budur…
Bir de sözün bittiği bazı gelişmeler vardır ki; insanlık adına utanç vericidir.
Gezi mücadelesi sırasında başına gaz bombası fişeği isabet ederek 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın acısının tazeliği sürerken, Diyarbakır Silvan’da bir başka çocuğumuz başına isabet eden gaz bombası fişeği nedeniyle yaşam mücadelesi verirken ülkenin başbakanı Berkin Elvan’’ı kaydederek “Bu CHP’nin genel müdürü var ya utanmasa Suriye’li pilotlar için de ‘ekmek almaya gidiyordu’ diyecek” şeklindeki sözlerle insanlık adına kara bir tablo ortaya koymuştur.
Miting meydanında Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan bu zihniyeti sandığa gömmek zamanı gelmiştir.
Pazar günü sandık başında olacağız.
Vicdanlarımızın sesine kulak vererek, insanlığın onurunu düşünerek oyumuzu kullanalım.
Hırsızlara, rüşvetçilere, yolsuzluklardan beslenenlere, hukuku hiçe sayanlara; son aylarda yaşadığımız onca kirliliği unutmadan, gerekli dersi vermenin insanlık görevimiz olduğunu unutmayalım.