KEDİLERİN YÜZ İFADELERİ

Mırlayan bir kedinin genelde halinden memnun bir kedi olduğu varsayarız. Tıslayan, kulakları arkaya yatmış bir kedinin ise keyifli olmadığı rahatlıkla söylenebilir.

4344

 

 

 

Fakat o meşhur Somurtkan Kedi’nin simasını bir kenara bırakırsak (ki kendisi belki de hiç huysuz bir kedi değildi); kedi suratları, kedilerin nasıl hissettiklerine dair fazla bilgi sunmuyor. Daha doğrusu; konu üzerinde yeni yapılan bir çalışmada bulunanlara göre çoğumuz, kedilerin yüz ifadelerini okumada epey kötü iş çıkarıyoruz.

 

Araştırmacıların söylediğine göre kediler, “ne düşündüklerinin belli olmamasıyla” ünlü. Araştırmacıların elde ettiği sonuçlar, bu görüşü çoğunlukla destekliyor. 85 ülkeden 6.000’den fazla kişinin katıldığı ve büyük çoğunluğunun kedi sahibi olduğu çalışmada, deneklere kısa kedi videoları izletilmiş ve daha sonra deneklerden hayvanların ruh hallerini değerlendirmeleri istenmiş. Ortalama puana göre, doğruluk oranı yüzde 60’ın hemen altında olmuş; eğer kedi videoları okulda ders olarak okutulsaydı, bu bir F notu olurdu.

 

Ancak, katılımcıların yüzde 13’ü epey iyi iş çıkarmış ve yüzde 75 ila daha yüksek puan almış. Bu katılımcıların sonuçlarının önemli olduğunu söyleyen araştırmacılar, bu kişilere “kedilere fısıldayanlar” adını vermiş.

 

Kanada’nın Ontario eyaletinde yer alan Guelph Üniversitesi’nde çalışan davranış biyoloğu ve çalışmanın yazarı Georgia Mason, “Kediler, yüzleriyle bize bir şeyler anlatıyor ve eğer bu konuda gerçekten yetenekliyseniz, bunu tespit edebilirsiniz” diyor.

 

“Bazı insanlar bunu yapabiliyor; demek ki ortada bir şey var. Bu durum, kedileri okumanın zor olduğu anlamına geliyor. Fakat tamamen anlaşılmaz değiller.”

 

Katılımcıların dörtte üçünü oluşturan kadınlar erkeklerden daha iyi puan almış fakat arada fazla fark olmamış. Daha genç olanlar, yaşı daha büyük olanlara göre daha iyi iş çıkarmışlar. Fakat kedilerin hislerini okuyan en becerikli kahinler, veterinerler de dahil olmak üzere kedilerle ilgili profesyonel deneyimleri olan kişilermiş.

 

“Doğal şekilde yetenekli olabilirler ve bu yüzden veteriner olmuş olabilirler” diyor Mason.

 

“Fakat aynı zamanda, bunları öğrenmek için çok sayıda fırsatları ve motivasyonları da oluyor çünkü devamlı şöyle karar veriyorlar: Bu kedi daha mı iyi? Tedaviyi değiştirmemiz gerekiyor mu? Bu kedi eve gidebilir mi? Bu kedi beni ısırmak mı istiyor?”

 

Bilim insanları, insanların diğer kişilerin nasıl hissettiklerini belirlemek için gülümsemelere, kaşların kalkmasına, alınların kırışmasına ve diğer yüz hareketlerine fazla miktarda bel bağladığını uzun bir süredir biliyorlar. Mason’un söylediğine göre, farelerin bir yerleri ağrıdığı zaman yaptıkları yüz buruşturma benzeri hareketler üzerinde 2010 yılında yapılan bir çalışmadan beri araştırmacılar, hayvanların yüz ifadelerini anlama konusuyla giderek daha fazla ilgilenmeye başladılar.

 

Köpeklere odaklanılan bazı çalışmalar da yapılmış. Fakat Mason ve meslektaşları, meşhur birer evcil hayvan olmalarına rağmen; kedilerin yüz ifadelerine yönelik yayınlanan sadece bir tane hakem denetimli makale olduğunu bulmuşlar.

 

“Dedik ki, ‘Peki ama kedilerin sadece acı çekme ifadeleri mi var?’ Muhtemelen değil” diyor Mason.

 

Birine doğru yaklaşan veya ikram gibi istediği bir şeyi elde eden kedilerin videosu, olumlu şekilde sınıflandırılmış. Kedileri acı çekerken veya kaçınırken gösteren videolar ise olumsuz olarak düşünülmüş.

 

Tıslayan kedilerin olduğu kolay videolar hariç tutulmuş (yazarların söylediğine göre, eşleşme gösteren videolar da öyle; çünkü bu videolar, belirsiz öğeler içeriyor olabilir.)

 

Kedi davranışları ve kedilerin algısal nitelikleri üzerinde araştırma yapan ancak bu çalışmada yer almayan Kristyn R. Vitale, YouTube’dan alınan videoların kullanılmasının, “kedilerin kendilerine özgü biçimde davrandığını temin ettiğini ve bunlar, genelde insanların kedilerde karşılaştığı davranışlar ve ifadeler olduğu için, varılan kararlara gerçeklik kattığını” belirtiyor.

 

Oregon State Üniversitesi’ndeki laboratuvarında bulunan kedileriyle etkileşim kurduğu zaman, yüz ifadelerini “daima” hesaba kattığını söyleyen Vitale; yeni çalışma anketinin internette bulunan kısaltılmış sürümünde mükemmel bir puan elde etmiş.

 

Mason ve meslektaşları, bu sonuçların kıymetli olduğunu çünkü insanların, köpeklere kıyasla kedilere daha az bağlanmaya ve onlara daha üstünkörü davranmaya eğilim gösterdiklerini söylüyorlar. Kedilerin, bazı insanların tespit edebildiği yüz ifadeleri sergilediğine yönelik kanıtlar, evcil hayvan bakanların ve veterinerlik personellerinin kedileri daha iyi anlamasına yardımcı olacak araçlar geliştirilmesine yol açabilir diyor Mason. Vitale de buna katılıyor.

 

Kedi bakanların da sergilemiş olduğu epey kötü sonuçlar, “insanların büyük bölümünün, kedilerin vücut diline ve yüz ifadesine yönelik eğitimlerden fayda sağlayabileceğini gösteriyor” diyor Vitale.

 

Mason, bundan önce diğer soruları cevaplamak istediğini belirtiyor. Tıpkı; pisiciklerin, kedilere fısıldayanların gördüğü yüz ifadeleriyle tam olarak ne yaptıkları gibi. Mesela göz kapağı hafifçe hareket ettiği zaman ne oluyor? Ya da göz azıcık genişlediği zaman?

 

“Bence kedilerde, muhtemelen bu şekilde evrim geçirdikleri istikrarlı yüz ifadeleri gerçekten var” diyor Mason. “İnsanlar, doğru ve geçerli olan bir şeyi hatasız şekilde görüyorlar. Peki ama bu şey ne?”

 

Kaynak:

1) popsci.com.tr (Ozan Zaloğlu)

2) Karin Brulliard