Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kazdağlarında “bir dalı bile kestirmem” diyen Daniş’e cevap, Kurşunlu Köyü’nden

1422
Kurşunlu Köylüleri isyan ediyor.
Evlerinin 60 metre ilersindeki maden ocağının kendilerine verdiği zarar, yaşam haklarının ortadan kaldırılması yanında, yok edilen ağaçlara ve sonrasında sudan gerekçelerle çeşitli cezalara maruz kalan bir köy halkı ile birlikteyiz.
Yaşanan tam bir trajedi, böyle olmasına rağmen bu trajedi de iyi adam rolü kapmak isteyen bir siyasi bugün AKP Çanakkale Belediye Başkan Adayı.
Henüz belediye başkan adaylığı kesinleşmeden önce, Kazdağlarında” bir dalın bile kesilmesine müsaade etmem” diyen AKP adayı tüm bu gelişmeler karşısında şimdi derin bir sessizlik içersinde.
Kaldı ki bölgede kendisi ile iletişim kuran köylülere bu konuda vermiş olduğu sözlere rağmen.
Kurşunlu köylülerinin yaşadıkları ile ilgili paylaştığı gerçekler şöyle: “Bir gün baktık ki köyümüze taş madeni kuruyorlar. Önce kuşlar ötmeyi bıraktı, sonra gebe hayvanlarımız düşük yaptı. Evlerimizin çatıları bembeyaz oldu. Pencereleri açamaz hale geldik. Çekilen dikenli teller yüzünden meralarımıza zar zor gider olduk. Akıl danıştıklarımız mahkemeye başvurmamızı ve hukuktan ayrılmamamızı söylediler. Bizde öyle yaptık. Ama sonunda bakın neyle karşılaştık! Çektiğimiz çilenin yanında bir de köyümüze toplam kırk bin liradan fazla ceza kesildi. Suçumuz neydi? Köy meydanında kahve önünde yan oturmak ve ormanımızda kesilen ağaçlarımıza sahip çıkmak. Bir baba oğlun köy meydanında oturup kahveciyle konuşması mı suç yoksa bize emanet edilmiş ormanımızı korumaya çalışmak mı?”
15 Martta Kurşunlu Köylülerini yalnız bırakmayalım.
Kurşunlu Köylüleri üzerinden sürdürülen baskılar yaşam savunucuları olarak hepimizi ilgilendirmektedir.
Kurşunlu’daki tezgâhı bozamaz isek; daha çok para kazanma uğruna havamızı toprağımızı suyumuzu ormanlarımızı, köylerimizi yok edecek imha ediciler bir kazanım daha sağlamış olacaklardır.
15 Martta Kurşunlu’da olmak işte bu bakımdan önemlidir.
Kurşunlu Köylülerinin duyarlılığına sahip çıkmak günüdür 15 Mart
Yerel seçimlerin gündemde olduğu şu süreçte Kazdağlarında “bir dalın dahi kesilmesine izin vermeyeceğini” söyleyip, halkı kandırma popülizm ve hamaset üzerine kurgulanmış, halkını, köylüsünü yok sayan bir siyasetin mahkum edilmesi zamanıdır.
“Kazdağlarında bir dalın  dahi kesilmesine izin vermeyeceğini” söyleyen AKP adayına en güzel cevap Kurşunlu köylüleriyle gerçekleştirilecek dayanışmadır.
Bu sorumluluk ihmale gelecek bir şey değildir, yok edilmek istenen hepimizin geleceğidir yaşam haklarımızdır.
 
Umudun çocuğu hep aramızda olacak
Gezi mücadelesi sırasında evinden ekmek almak içim çıkan 14 yaşındaki Berkin Elvan 267 gün sürdüğü yaşam mücadelesini kaybetti.
Berkin umudun çocuğu olarak her zaman umudumuzun simgesi olacak kalplerimizde yaşayacak.
O artık ekmek gibi yaşamımızın   bir parçası oldu, her sabah ekmek almak için gittiğimizde onu bir kez daha hatırlayacağız, öfkeleneceğiz, insanların baskı ve şiddete maruz kalmadığı günlere kadar böyle olacak.
Berkin’i katledenlere emri kendisinin verdiği söyleyen Başbakan, Gezi mücadelesinde katledilen gençlerimizin sorumluları için “kahramanlıklar yarattılar” diyerek bu katliamları savunan bir siyasal iradenin temsilcisi olmuştur.
Bu insanlık düşmanı yaklaşım sonrasında saldırganlık şiddet ve sonuçta yarattıkları tablo ile diktatörlük özlemi içersinde olanlar bir kez daha gerçek yüzlerini ortaya koydular.
Böyle bir tablo karşısında insanın ufku tutuluyor, nefesi kesiliyor.
Berkin’in vefatı bazı gerçekleri yeniden sorgulama gereğini ortaya çıkarmıştır.
İnsanlığın  dışına çıkmış bu uygulamalara karşı durmak zamanıdır.
Bu denli şiddet ve baskı ile kendi çıkar dünyalarını dışındaki her değeri yok etmeye çalışan, ölümlerle sonuçlanan bir süreçte olayların faillerini koruyan siyasal iradeye karşı birlik ve dayanışma ile karşı durma zamanıdır.
Bunu yapamazsak, geleceğimizi kaybedeceğimizin bilincinde olmalıyız.
AKP Çanakkale Belediye Başkan Adayının, ÇOMÜ’de öğrencilerin, “Üniversiteler bizimdir AKP defol” sloganları eşliğinde kovulması gençliğin duyarlılığının göstergesi olarak önemli bir gelişme olmuştur.
Berkin’in yaşam mücadelesindeki direngenliği artık gençliğin rehberi olacaktır.
Berkin, gençlerin kalbinde, gezi mücadelesinde yitirdiğimiz ağabeylerinin yanında rahat uyuyacaktır.
Onun katilerinden hesap sormak hepimizin görevidir.  
Hükümet her geçen gün ipliğinin pazara çıkması nedeniyle saldırılarını arttırmaktadır.
Dün Berkin’le dayanışma içersinde olanlar, bugün ölümü nedeniyle bu katliamı kınayanlar yine azgın saldırıların hedefi oldular.
Önümüzdeki günlerin daha şiddetli saldırı ve baskılara sahne olacağını unutmadan gericiliğe, faşizme karşı dayanışmanın yükseltilmesi için harekete geçmek zamanı gelmiştir.