havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kazdağları ve çevre mücadelesinde doğrular

Çanakkale CHP milletvekili Muharrem Erkek, Kazdağları için kanun teklifi, soru önergesi ve Unesco'ya yapmış olduğu "Kazdağları'nın dünya mirası listesine alınması' konusundaki başvurusuyla Kazdağları'nın korunması konusundaki hassasiyeti bir kez daha gündeme taşıdı. Bu hassasiyet tabiî ki önemlidir ve değerlidir. Ancak kapitalist sistemin azgın sömürü çarklarının, doğa üzerinden rant sağlama girişimlerinin bir stratejiye dönüştürüldüğü günümüzde sadece bu hassasiyet yok edicileri durdurmak için yeterli olmaz. Siyasi iradenin, tüm değerler gibi doğanın da sömürülmesi üzerine geliştirdiği politikalara karşı bir bütün olarak ekosistemi koruyacak ekolojik politikaların ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

1235

 Öncelikle bu bağlamda iki konunun altını bir kez daha çizmek gerekecektir.

Kazdağları’nın korunması sadece milli park kapsamına alınması ile sağlanamaz.

Bu konuya ilişkin değerlendirmelerimi daha evvel sizlerle paylaşmıştım

Bu düşüncelerimi “Hadi ordan, bırakın hikaye anlatmayı” başlıklı yazımda bulabilirsiniz (http://www.canakkaleolay.com/Hadi-ordan-birakin-hikaye-anlatmayi--29545)

CHP Milletvekili Muharrem Erkek ve Bülent Öz’ün, Kazdağları’nın korunması kapsamında verdikleri kanun teklifindeki; ‘maden arama işletme, termik santral gibi faaliyetlerin yapılabilmesi için alınan Bakanlar Kurulu kararının, o bölgenin bulunduğu ilçede halkoylamasına sunulması’ teklifi de temel yaşam haklarının oylanması noktasında yaratacağı zaaflar itibarıyla sakıncaları olabilecek bir gelişmeye yol açabilir.

Temel insan hakları, yaşam hakları mutlaktır, herhangi bir şekilde bir oylamaya tabi tutulamaz.

Referandum ve oylama gibi yöntemlerle delinerek mutlak ve temel olma karakteri zedelenemez.

İnsanın yaşam hakkı nasıl oylanamaz ise ,yaşamsal değerlerimizi yok edecek uygulamaların da oylanarak kabul yada ret  edilmesine karar vermek temel insan haklarının ret edilmesine zemin oluşturabilir.

Neoliberal uygulamalar temelinde sermaye, sözde demokrasi görünümü altında temel insan haklarını yok etmek için böylesi sinsi planları sıkça devreye sokmaktadır.

İşte tüm bu kaygılar nedeniyle ekolojik yaşam için verilecek mücadelenin sınırlarının doğru belirlenmesi yaşamsal değerlerimiz açısından son derece önemlidir.

Temel yaşam alanlarına sahip çıkmak,  kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine karşı, verilecek mücadelenin; ortaklaşarak siyasi taleplerle birleşerek verilecek bir mücadele olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Kapitalizmin doğayı, doğal varlıkları ve yaşamı metalaştırarak sömürmesine, yaşam alanlarını yok etmesine karşı, doğanın, insanın, hayvanların ve tüm canlıların yaşam haklarının güvence altına alınması için sürdürülecek mücadele; kentlerin doğasızlaştırılmasına; kenti yağmalayan kentsel dönüşüm projelerine; tarihi, kültürel varlıkların ve kamusal alanların gasp edilmesine; sermayenin tüm yıkıcı kır ve kent politikaları ile çevresel hizmetlerin özelleştirilmesine ve piyasalaştırılmasına karşı mücadele ile birleştirilerek bir bütün olarak ekolojik yaşamın savunulması kapsamında başarılı olacaktır.

Bütüncül olmayan, seçmeci, pansuman tedbirler ve mücadele hedefleri son tahlilde sermayenin yıkıcı politikalarına hizmet eder.

Bu noktada hassasiyet içersinde olan CHP Milletvekillerinin de bu alanda mücadele içersinde olan taraflar ile iletişimlerini güçlendirerek, bütüncül tedbirler ve dönüşümler temelinde organize olmaları gerekmektedir.

Peki CHP milletvekilleri bu hassasiyeti gösterirken doğanın sömürülmesini rant politikalarının bir aracı haline getiren AKP politikalarının temsilcisi vekil ne yapıyordu derseniz, sadece siyaseten polemikten öte bir tavrının olmadığını söyleyebilirim.

Neymiş, Kazdağları’nın  milli park sınırlarına dahil olması bakanlar kurulu kararı ile olurmuş!

Peki öyle olsun da sen, Kazdağları’nı yok edicilerden korumak adına nasıl davranılacağını bir söyle, termikçiler, altıncı filo bu güzelim coğrafyada cirit atarken sen ne yapıyorsun ki?

Sadece onların önünü açıp, siyaseten demagojiden öte geçmeyen söylevlerde bulunmaktan başka!...

Çanakkale halkı, Kazdağları Köylüleri buna yakın tanıktırlar.

Kazdağları üzerinden size prim yaptırmayacaklar, buda böyle biline...