Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kayıkçı kavgası…

3225
İl genel meclisinde AKP ile MHP arasında başlayan bir kayıkçı kavgasına tanık olmaktayız. Neymiş, sine-i meclise dönerlermiş… Bu noktada belirlenmiş prosedür çok açık, gerek başkanlık gerekse diğer organların seçimi konusundaki uygulama belli, bunu göz önünde bulundurmadan yapılan şovlar, siyasi popülizmden başka bir şey değil. Bu koşullarda temennim CHP grubunun bu tartışmalara alet olmadan işin özü noktasındaki gerçekleri kamuoyu ile paylaşmasıyken; yeni kurulan ihtisas komisyonları seçimlerinden çıkan sonuçlar kafaları karıştırdı. AKP grubu ile MHP grubu arasındaki bu çatışmanın özü, il genel meclisi vasıtasıyla verilecek hizmetlerin esasına ilişkin politikalardan kaynaklanan gelişmeler değil, siyasal faydacılık temelinde parsa toplama çalışmasının sonuçları ile gelişen Çanakkale halkının sorunları ve çözümleri dışındaki olaylar. Yani; senin yandaşına mı, benim yandaşıma mı imkan yaratacağız tartışmalarından başka bir şey değil yaşanılanlar. İyi şeyler de oluyor. Bu sıcak yaz günlerinde birazda moral bulacağımız, hepimizi onurlandıracak konular ile biraz olsun serinleyelim. İlimiz, organ bağışı ile son derece duyarlı ve onurlu bir duruş sergileyerek, insanlık adına mutluluk duyacağımız bir performans göstermektedir. Bu konudaki vatandaş bilincinin yüksek olması onur duymamız gerekli bir yönümüzdür. Bağışladıkları organları ile başkalarının yaşamlarına yaşam katan bu bu onurlu insanlarımızı saygıyla anıyorum. Bu çalışmalar sırasında organ bağışı koordinatörü olarak görev yapan Dr. Azem Ülkü’ye de gösterdiği performans itibarıyla ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum. Bu onurlu davranışın teşvik edilmesi noktasında bir önerimi de sizler ile paylaşmak istiyorum. Organ bağışında bulunan insanların bu onurlu davranışlarını topluma mal etmek ve bu noktada teşvik etmek adına organ bağışında bulunan kişilerin isimlerinin sokak adlarında yaşatılmasını öneriyorum. İlgililerin göz önünde bulundurarak gerekeni yapmaları, İlimizde bu noktada gelişmiş bu olumluğu daha da arttıracaktır. Sigara yasağı noktasında yapılacak düzenleme sigara içmeyenlerin haklarını korumaktan geçer. İzmir Kahveciler Odası’nın yaptığı itiraz sonrasında Anayasa Mahkemesi’nin konuyu gündeme alması, bu konudaki çözümün ne şekilde ele alınması noktasındaki tartışmaları beraberinde getirdi. Sigaranın zararlarının bu denli net bir şekilde bilindiği ve ispatlandığı koşullarda hala sigara içme tercihinde bulunan insanlarında bu tercihlerine ve iradelerine de zorla müdahale edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Böyle düşünür iken; sigara içmeyenlerin de olumsuz koşullardan kesinlik ile etkilenmesinin önünü alacak tedbirlerin alınmasını şart koşuyorum. Önümüzdeki günlerde, kahvehanelerde bu noktada bir düzenlemenin yapılması sonrasında diğer topluca bulunulan mekanlarda da yeni düzenlemeler gündeme gelecektir. Bu düzenlemeler için kesinlik ile sigara içmeyenlerin hukukunu koruyacak önlemler temel olmalıdır. Bu noktadaki düzenlemeler için gerekli teknolojik önlemler konusu önem kazanmış durumdadır. Kimsenin iradesinin yok sayılması noktasındaki uygulamaların çağdaş olmayacağını unutmayalım. Geçenlerde Bursa da bir fabrikada, İnsan Hakları Kurulu, namaz kılma haklarının engellendiği ihbarına bağlı olarak bir inceletme başlattı. Aynı İnsan Hakları Kurulu acaba bu duyarlılığını, sağlıksız koşullardaki işyerlerinde çalışan işçiler için kullanıyor mu, veya oruç tutmadığı zaman baskı altında olan işyerlerindeki uygulama için ne yapıyor? İşte ne zaman bu çifte standartlardan kurtulacağımız bir iklim oluştururuz, işte o zaman bir çok konu gibi sigara yasakları konusunda da uygun çözümleri rahatlık ile yaşama geçiririz. CHP’de değişim… CHP, Kılıçdaroğlu ile birlikte kendi tabanının ve halkın CHP politikaları itibarıyla bir değişim talebinin yoğunlaştığı bir dönemin başlangıcını yaptı. Öncelik ile parti içindeki demokratik işleyişin hakim kılınması sonrasında, CHP içersinde daha güçlü bir siyasal potansiyelin yaratılacağı konusundaki beklentiler öne çıktı. Fakat son günlerdeki parti içindeki görevden almalar, hayal kırıklığına yol açıyor. Demokratik işleyin ilkesel bir duruş olduğu, şunun bunun adamı kriterleri ile yaklaşılamayacağı, bu noktadaki uygulamaların çifte standart olduğu noktasındaki değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Bu uygulamaların, değişimin özü ile çeliştiği de ayrı bir gerçek. Yine Kılıçdaroğlu ile birlikte, ülkenin içinde bulunduğu hassas konular noktasındaki parti politikalarının günün koşullarına cevap verecek niteliği ile tespit edilerek, kamuoyu ile paylaşılması beklentiler arasında. Bu konuda atılacak adımların CHP’nin gelişimi için önemi büyük. Kılıçdaroğlu’nun kamuoyunda bir söylediğini daha sonra ret eden bir -lider algısının önüne geçilmesi çok önemli. 8-9 Temmuz tarihlerinde yapılacak CHP İl Başkanları ve Belediye Başkanları toplantısı bu kriterler kapsamında önemli bir toplantı. Aynı zamanda CHP, uzun zamandır böylesi toplantılar yapmadı. Bu toplantının da değişim için oluşan umutlar konusunda bir ivme yaratacağı, CHP örgütüne yeni bir hava katacağı beklentiler arasında.