Kaygılar artıyor...
Yaşadıklarımıza bağlı olarak gelişen kaygılar, uluslararası bir boyut kazandı. Avrupa Parlamentosu Türkiye raporunda, ``Türkiye`deki insan hakları, yargının tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığı, yargılamanın şeffaflığı, polisin gösterilerde aşırı şiddet kullanması, basın özgürlüğü gibi ciddi olumsuzlukların yaşanmakta olduğu alanlarda önemli saptamalar” var. Böylesi önemli bir kaygılar karşısında Başbakanın aldığı tutum son derece manidar. “Raporun ve hazırlayanların dengeli olduğuna inanmıyorum" diyen Başbakan, `herhangi bir adım atacak mısınız?’ sorusuna da, "Adım atmamıza gerek yok, onlar rapor hazırlamakla biz de bildiğimizi okumakla görevliyiz" dedi. Geçeklerin alt üst edilerek, yapılan bilgi çarpıtması karşısında yine en gerçekçi deliller bizzat yaşamın kendisinden geliyor.
Son bir hafta içersinde kentimizdeki bazı gerçekleşmeleri değerlendirir isek; daha yoğun baskılar sürecindeki gelişimi anlayabiliyoruz.
Yaşam değerlerine sahip çıkan, çevremizin katledilmesine karşı olanlar, ilginç bir biçimde jandarmanın engellemesi ile karşılaştılar.
8 Martta kadın sorunlarına dikkat çekmek isteyen çeşitli sol gruplar, anlamsız bir şekilde yaptıkları eylemin yasal olmadığı ve haklarında soruşturma açılacağı uyarısı ile baskılandılar.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, kadınların meydanlarda toplandığı bir sırada 100 metre ileride bir kadın sokak ortasında eşinin bıçaklı saldırısına uğradı.
Çanakkale’de bunlar yaşanır iken ülkede olanlar çok mu farklı idi?
Çocuk tacizcisi Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez tahliye edildi, hemde 8 Mart nedeniyle kadınlar üzerinden yapılan hamasetin dorukta olduğu bir zamanlamada.
Bir AKP’li tarafından yeni safsatalar piyasaya dökülüyor; “örtüsüz kadın, ya satılıktır, ya kiralıktır” sözleri ile yine bir skandal yaşanıyor.
Gazetecilere yapılan saldırılara bir başka alandaki yeni bir saldırı eklendi
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin resmi internet sitesi hacklendi.
Başbakanımızın gazeteler ve gazeteciler üzerinde herhangi bir baskının olmadığına ait sözlerinin ayyuka çıktığı dönemde tahammülsüzlüğün bir başka boyutu ortaya çıktı.
Gelişmelerin bu boyutta olduğu koşullarda gazeteciler yeni mücadelelere hazırlanıyorlar.
“Özgür basın varsa özgür toplum vardır” gerçeği ile hareket eden gazeteciler, basın üzerindeki baskılara dikkat çekmek ve bu alandaki mücadeleyi geliştirmek için yeni bir mücadele takvimi ile sorunlarını kamuoyu ile paylaşacaklar.
Oğlunuz Erdal Belgeseli Çanakkale’de
12 Eylül Darbesi`nin ardından 17 yaşında idam edilen Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi Erdal Eren`i anlatan "Oğlunuz Erdal" adlı belgesel filmin gösterimi bugün saat 19.00 da Türkan Saylan Belediye Sosyal Tesisleri üstünde yapılacak.
Belgesel hazırlanmasını sağlayan Tevfik Taş’ında katılımı ile gerçekleştirilecek etkinlik ile 12 Eylül cuntasının uygulamaları noktasında hafızalarımızı bir kez daha tazeleyeceğiz.
12 Eylül darbecilerinin bugün hala korunduğu koşullarda, birilerinin darbelere karşı olması sahteliklerini belgesel ile bir kez daha hatırlayacağız.
17 yaşındaki bir gencin yaşının büyütülerek idam edilmesinin acısını, yaşayacağımız bu belgesel ile aynı zamanda zalimliğe karşı onurlu duruşu, devrimci tutumu izleyeceğiz.
Bu belgeseli muhakkak izleyin.
Aday adayları ile renklenen seçim yarışı
Kamu görevlilerinin milletvekili aday adaylığı için istifa etmelerinin son gününde istifalar ile aday adaylığı süreci daha bir renklendi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday adayı olma konusunda kararını daha evvel açıklamamış olan Muharrem Erkek, partisinin MYK kararı sonrasında aday adayı olmasının siyasi etik açısından uygun olmayacağını belirterek aday adaylığından çekildi.
CHP içersinde Erkek’in adaylığının anlamı daha bir başka idi.
CHP içersindeki değişim rüzgârına daha çok uyan bir aday olması itibarıyla, bir çekim alanı da yaratmış idi.
CHP, kamuoyunun beklentisine bağlı olarak yaşayabileceği değişimi Çanakkale açısından seçim sürecinde ıskaladı.
Bu gelişmenin sonuçlarını artık makro anlamda, 12 Haziran sonrasında görebileceğiz.
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Tezcan’ın AKP’den aday adaylığı için istifası, benim için sürpriz oldu.
Bugüne kadar çok fazla bir işaret vermeyen Tezcan için parti içindeki dengeler nasıl bir şekillenme yaratır, önümüzdeki günlerde daha bir netlik kazanacaktır.
Çok kısa bir zaman önce bir başka AKP taraftarı ile yaşadığı polemik konusu parti içinde yeni gerilimler yaratır mı?
Bunu da izleyeceğiz.
Tezcan, acaba AKP’nin Çanakkale gerçeğinden hareket ile aradığı adaylar kategorisindeki bir tercih mi olacaktır?
Önümüzdeki günlerde bunun da cevaplarını bulacağız.
Sermet ATADİNÇ
