Katliam serbest, tepki göstermek yasak
Savaş kışkırtıcısı politikaların doğal sonucu olarak Reyhanlı’da gerçekleştirilen insanlık dışı olay sonrasında yaşadıklarımız, içinde bulunduğumuz durumun vahametini ortaya koymaktadır.
Savaş yanlısı politikalarıyla böylesi bir acının yaşanmasına neden olanlar şimdi de bu insanlık düşmanı olayı protesto edenlerin üzerlerine saldırıyorlar.
Olayın hemen ardından yayın yasağı getirerek gerçekleri sansürlemeye çalışan hükümet, hemen ardından gelişen tepkiler karşısında baskı ve zulmünü sokaklarda protestoculara gaz bombaları ile coplar ve tazyikli sularla gösterdi.
Bu fütursuz baskılar hafta sonu Reyhanlı halkına kadar ulaştı.
Bir yandan patlayan bombalar ile yaşamını yitiren Reyhanlı halkı, onca acıya rağmen aynı zamanda tepki gösterdikleri için saldırıya uğruyorsa; artık insanlık yok edilmiş demektir.
500 gündür Roboski’deki katliamın sorumlularını bulamayanlar Reyhanlı’da altı saat içersinde sorumluları sözde tespit ettiler.
Devletin kendi kurumları arasında yaşanan sorunlar ile birlikte tam bir kaosa dönüşen halkın can güvenliği ,bugün can alıcı bir sorun olarak önümüzdedir.
AKP hükümeti tepki gösteren, protesto eden insanlara saldıracağına, halkın can güvenliğini tehdit eden böylesi girişimlere karşı gerekli önlemlerini almalıdır.
Halka saldırmak hiçbir sorunu çözmez, bizzat bu saldırılar sonrasında öfke daha büyür ve daha geniş yığınlar bu baskılara karşı sokaklarda olurlar.
Bir yandan barış süreci konusunda adım atmaya çalışacaksınız, diğer yandan halka karşı saldırılarınızı fütursuzca sürdüreceksiniz.
Bu kabul edilemez, ve ülkemizin geleceği açısından önemli endişeler yaratmaktadır.
Diğer bir açıdan Reyhanlı’da yaşanan katliama karşı AKP ve taraftarlarının sessiz kalması da ayrıca manidardır.
Cuma namazlarından sonra meydanlarda toplanan, Afganistan, Pakistan gibi ülkelerde yaşanan katliamları protesto edenler, ortalıkta gözükmedi.
Ayasofya’nın ibadete açılması için imza toplama bahanesi ile devrimcilere saldıranlar neden ise, bu olay karşısında üç maymunu oynadılar.
Çanakkale’nin duyarlı kesimleri emek ve demokrasi güçleri ilk günden itibaren duyarlılıklarını gösterdiler, tepkilerini koydular.
Ardından ÇOMÜ’lü öğrencilerin tepkisi, hafta sonu da Halkevleri’nin tüm Türkiye’de olduğu gibi Çanakkale’deki tepkileri yükselen tepkiler olarak dikkat çekti.
Diğer yandan CHP örgütü yine sessiz kalmayı tercih etti.
AKP hükümeti tarafından Reyhanlı üzerinden CHP hakkında önemli bir saldırı gündemde olmasına rağmen Çanakkale’de CHP örgütünün sessizliği kendi taraftarları arasında da rahatsızlık yaratıyor.
Çanakkale’de geliştirilen tepkiler için herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması memnuniyet vericidir.
Ancak son olarak ÇOMÜ’ de öğrenci kolektifi taraftarı bir öğrencinin okulda bir sivil polisin silahlı tacizi ile karşılaşması bu konuda daha dikkatli olunması gerektiğini gündeme getirmiştir.
Emniyet güçleri içersindeki bazı kişilerin, böylesi; kişisel olarak geliştirebilecekleri kışkırtıcı tavırların yaratacağı önemli olumsuzluklar olabilir.
Ben bu konuyu önemseyerek, yetkililerin dikkatine sunmayı gerekli görüyorum.
Böylesi kışkırtıcı tavırların, vereceği ciddi zararlar olabilir
Aman dikkat, herkesi sağduyulu olmaya çağırıyorum.
