Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

KADIN SORUNUN ÖZÜ

2054
8 Mart, ‘Emekçi Kadınlar Günü” yalnızca emekçilerin ve emek eksenli siyaset yapan parti ve örgütlerin değil, burjuva siyasi parti ve çevrelerin de ilgilenmeye başladığı bir ‘gün’ durumuna geldi.
Sistemin ‘köklü’ partileri, etkili ve yetkili çevrelerin sözcüleri, kadın sorununa karşı ilgisiz kalmadılar.
Bu çevreler, sorunu ve çözümü; ‘eğitimsizlik’, sosyal hayata katılmada yetersizliğe, ekonomik özgürlüğün (!) kazanılmasında ve siyasete katılmadaki sorunların varlığına bağladılar.
Kuşkusuz ki; eğitimsizlik, sosyal hayatın dışında kalma, çalışan kadın sayısının yetersizliği, siyasete ilgisizlik (!) kadınların sorunları olarak görülebilir.
Ancak, bu sıralanan sorunlar(!); kapitalist sistemin ortaya çıkardığı sonuçlardır. Eğitimsizlik, işsizlik, cins ayrımcılığı, aşağılanma, şiddete maruz kalma, vb… birer sonuçtur.
Burjuva egemenlik sistemi, ‘kendi yarattığı’ bu sorunun sonuçlarından yararlanmak için, her türlü ikiyüzlülüğü sergilemekten geri kalmıyor. Kadınları ‘sistem içi’ çözümlere(!) yönlendirmeye, onların gücünü yedeklemeye çalışıyor.
Oysa, ‘kadın sorunu’ diye anılan sorunu; toplumsal gelişmenin belirli bir noktasından (sınıfların gelişimi ve varlığı ile ilişkili olarak) günümüze uzanan bir sorundur. Ve bu sorun; aynı zamanda burjuva – erkek egemen kültürün ‘ağırlaştırdığı’ koşullar ve yeni biçimlerle günümüze taşınmıştır.
Yani, kadın sorununu; tarihsel olarak şekillenmiş, emperyalist – kapitalist sistemlerin ve erkek egemen kültürün daha ağırlaştırdığı bir sorundur.
Eğitimsizlik, işsizlik birer sonuçtur.
Güncel gerçeklere bakıldığında, eğitimli kadınların, ekonomik özgürlüğünü kazanan(!) kadınların bile, bu ‘tarihsel sorunun’ mağdurları olduğu gözlemlenmektedir.
Kadınları siyaset yapmak için ve bir çözüm(!) olarak, burjuva siyasi partilere çağırmak; kadınları çıkmaz sokaklara, burjuva köleliğe çağırmakla eş anlamlıdır.
Sorun kadının siyaset yapması değil; nerede, hangi partilerde ve kimin için siyaset yapacağıdır.
Tansu Çiller, Meral Akşener gibi kadınlar, burjuva siyasetin ve yönetim erkinin tepe noktalarında bulundular. Ancak bu isimler, genel olarak kadınlar için değil, burjuva egemenlik sistemi ve erkek egemen kültür için politika yaptılar!..
Kuşkusuz; eğitim görme, çalışma ve sosyal hayata katılma, nasıl bir dünyada yaşadığının bilincinde olma, kadınların lehine bir durum yaratacaktır.
Ancak; asıl bilince çıkarmamız gereken nokta; ‘kadın sorunu’ denilen sorunun; ‘emekçi kadınlar sorunu’ olduğudur.
‘Emekçi kadın sorunu’ ise; genel emekçiler sorununun, çok özel, özgün ve iç içe geçmiş bir yanını ve alanını oluşturduğudur.
Yalnızca emekçi kadınlar olarak değil, tüm emekçiler olarak, dikkate almamız gereken, politik ve toplumsal eylemlerimizin şekillenmesi gereken temel eksen bu noktadan sapmamalıdır.
Diğer tüm biçimler, erkek egemen kültüre ve burjuva egemenlik sistemine götürür.