KADIN MAL’MIDIR, META’MIDIR
60 Yıl önce İstanbul Hukuk Fakültesinde İktisat hocamız Şükrü Baban sözlü sınavlarda biz öğrencilerine zekâ, dikkat soruları da yönetim, ölçüm yapardı. Onlardan biri de bir kız öğrence kardeşimize ekonomiyle ilgili sorulardan sonra sen mal mısın? , meta mısın? diye sormuştu. Kullanana göre değişir hocam deyince sınıfı geçmişti. Kadını mal olarak gören bugünün ampul kafalıları alınıp-satılan bir emtia gözüyle baktıklarından 3ncü sınıf insan üzerinden başıyla, eteğiyle, kıçıyla ilgilenmekten başka namus tanımıyorlar.
Geçen hafta boyunca vahşi cinselliğin kurbanı Özgecan Aslan’ın nur topu cansız bedenini sonsuzluğa taşıyan kadınlarımız, kızlarımız, bacılarımızın davranışı bir devrin bitişini müjdeliyor.
Pek çok basılı ve görsel medyada özgür köşe yazarları son 12 yıldır ampul kafalıların, kadınlarımız için hamile kadınların sokakta dolaşmalarını, mini etekli giysilerini, kadın erkek eşitsizliğinden, kahkahalı gülüşlerinin ve nice söylemlerini çarşaf, çarşaf ile getirdiler. Bu tür olayların oluşumunda ve kadına bakış açısını yansıtsa da asıl sorun daha derinlerde.
Vahşi cinselliği besleyin sonra çıkıp, bakan eskisi bir kadın bu tür kişileri kısırlaştırmaktan söz etsin. Bir başkası idam cezasının yeniden gündeme getiriyor. Avrupa Birliği (AB) bakanı hukuk kültürü almış, eski diplomat hemşerimiz Volkan Bozkır cezası kendi elleriyle vermeyi düşünebiliyorsa toplum olarak yanlışlıklar komekyasının aktörleriyiz demektir. Bir aklı başında adam çıkıpta eğitim, çevre, zihniyet kültürsüzlüğümüzden söz eden olmuyor. Yüksek tahsil yapmak 3 lisan bilmek kravat takmak insanları ehlileştirmiyor.
Günümüzde en vahşi aslan dahi terbiye edilerek sirklerde insanlara gösteri yapar hale getirilebiliyor, köpeklere akıl almaz beceriler kazandırılıyor ama insanımızı çağımız seviyesine getirememişsek şehvetli konuşmaktan başka hiçbir yeteneği olmayan kişileri baş tacı eder, koyun sürüsü muamelesi görmekten kurtulamayız. Noksanlık yönetenlerde değil kendimizde aramalıyız.
Hoşçakalınız.
