Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Kaçmayacağız, mücadele edeceğiz.

İlimizi termik santral cehennemine dönüştürmek üzere harekete geçen sermaye yeni santral girişimleri için adeta sıraya girdi. Son olarak Lapseki yakınlarında yeni bir ÇED süreci başlatılarak yeni bir girişim başlatılınca gazetemiz haberi ironik bir başlık ile "Çanakkale yaşanmaz bir yer oluyor, Kaçın!" başlığı ile duyurdu. Bunu; kaçmıyoruz, Çanakkale'mize sahip çıkıyoruz, mücadele edeceğiz, yaşam haklarımızı sonuna kadar savunacağız şeklinde okumalıyız.

1199

 Bu seferki santral için yapılan ÇED müracaatını, biraz farklı bir yerden okuyorum.

Termik santral yatırımcıları ve mevcut termik santraller yaşam savunucularının mücadelelerini geriletmek adına ciddi tezgâhlar peşindeler.

Her geçen gün yükselen mücadelenin kazanımlarını yok etmek adına bu mücadelenin ivmesini düşürmek, son zamanlarda Çanakkale’de ortaya çıkan yorulma emarelerini göz önüne alan termik yatırımcıları mücadeleyi geriletmek yorulmuş gözüken bu mücadelenin güçlerini bölmek ve ayrıştırmak adına sinsi bir plan içersindeler.

Bunun için de; aslında yatırım niyetinden uzak çeşitli ÇED müracaatları ile yorgun düşmüş gözüken bu mücadeleyi daha da yorarak enerjisini boşaltma çalışması bir taktik olarak devreye sokulmuş gibi geliyor bana.

Bu sonuca nasıl vardım diye sorarsanız; son olarak Lapseki’de milyar dolarlık yatırım yapacağını belirten Namal Elektrik Üretim AŞ. adlı  bir firmanın kim olduğu daha evvel hangi faaliyetlerde bulunduğu, yatırımlarının neler olduğu konusunda hiçbir bilgiye rastlayamadım.

Bu seviyede yatırım yapacak bir firmanın internette hiç mi izi olmaz?

Web sitesi dahi olmayan, isminin bile(domain adı) internette tescil edilmediği bir şirketin milyar dolarlık bir yatırım için müracaatta bulunması çok inandırıcı gelmeyince böylesine bir algıya ulaştım.

Bu sadece Namal Elektrik Üretim AŞ ‘nin konumuna bağlı olarak gelişen bir algı, yanılmış olabilirim.

Ancak bizler yaşam haklarımıza sahip çıkmak havamızı suyumuzu toprağımızı kirletmemek, bu toprakların gerçek zenginliği olarak tarımımıza, hayvancılığımıza, doğal, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmak adına bu kirletici sanayilerin tahrip edici etkilerine karşı temel insan haklarımız gereği mücadelemizi sürdürmeliyiz.

Bizim temel alacağımız kıstas budur.

Tahrip edici, yok edici girişimlere karşı birleşerek mücadele etmeliyiz.

Bu mücadele; sermayenin, doğamızı sömürmesine karşı bir insanlık mücadelesidir.

Bu mücadele yurdun dört bir yanında sürüyor, sürecek.

Çanakkale bu mücadele de önemli kazanımlar yarattı.

Ancak bu mücadelenin zayıflatılmasına izin vermemek özelikle sermayenin bu mücadeleyi çeşitli entrikalarla güçten düşürmesine karşı uyanık olmak zorundayız.

Böylesi bir riskin varlığını ihmal etmeden, yaşam savunucuları şimdi yeniden bir çıkış yaparak; halkın gücünü, birlikteliğini ve dayanışmasını yeniden herkese gösterecek bir girişim başlatmalıdırlar.

Çanakkale Çevre Platformu yöneticileri tüm yaşam savunucularını bir araya getirerek geniş katılımlı bir organizasyon ile doğamıza suyumuza toprağımıza havamıza sahip çıkmak için; tüm enerjimiz dayanışmamız ve birlikteliğimiz ile var olduğumuzu bu yok edicilere göstermelidirler.

Görsünler ki; böylesine sahte ÇED’lerle bu mücadeleyi engellemek gibi panayır kurnazı düşüncelerden ve bazı tertiplerden medet ummaktan vazgeçsinler.

Görsünler ki; bazı tertiplere başvurarak halka ilişkiler faaliyeti kapsamında kamuoyu yaratma çalışmalarının nafile çabalar olduğunu anlasınlar.

Yaşamın savunulması gelinen noktada sermayenin yıkıcı faaliyetlerine karşı mücadelenin asli bir parçası haline dönüşmüştür.

Bu mücadele artık sadece çevre duyarlılığı olan kişi ya da kuruluşların mücadelesi olmaktan çıkmış, sermayenin talan düzenine karşı geniş bir cepheden sürdürülen demokrasi özgürlükler ve yeni bir yaşam mücadelesinin bir parçası olmuştur.

Tüm demokrasi ve özgürlük güçleri şimdi bu mücadelenin paydaşlarıdır.

Termikçiler, altıncılar, tahrip ediciler bunu böyle not ediniz.

7 Haziran seçimlerinde sermayenin neoliberal uygulamalarına karşı gösterilen tepki bu mücadelenin temelidir bunu unutmayın; demokrasi özgürlük ve emek güçlerinin performansını göz önüne alın ve ona göre adımlarınızı atın.

Yaşam savunucuları her türlü entrika ve tertibi boşa çıkaracak enerjiyi, sizlerin tahrip edici yok edici enerji politikalarınıza karşı mücadele içinde üretmeyi öğrenerek gelişiyorlar…