Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

İtinalı olmak gereği...

2080
Çanakkale Belediyesi ve eski otogarın bulunduğu yerde yeni belediye binası ve kültür merkezi olarak yapılacak yeni bina için çalışmalar başlatıldı. İlk aşamada bu çalışmalar konunun uzmanlarının katıldığı çalıştaylar biçiminde sürdürülmekte... 
 
Bu çalışmaların sonrasında Çanakkale halkının da görüşlerinin alınacağı bir katılımcı sürecin yaratılması gerekmektedir.
 
Bu sürecin de doğru bir şekilde işletilmesi için sürecin yönetimi de iyi kurgulanmalıdır.
Yasak savmak kabilinde bir şey olacak ise; hiç girişmemek daha yararlıdır, böylesi süreçler son tahlilde halka karşıda bir saygısızlık yaratmaktadır.
 
Meydan projesinin geldiği noktadaki sonuçları bu anlamda öğretici olmuştur. Meydan projesi öncesinde belirlenen ve yapımı için harekete geçilen Çanakkale Evi projesi için “Çanakkale halkının tercihi budur, bunun için katılımcı süreçler çalıştırılmıştır” denilmesine rağmen ne oldu ise bu irade bir anda yok sayılmıştır.
 
O zaman şunu söyleyebiliriz; ya halkın katılımcılık noktasındaki katkıları göstermelik bir şekilde yerine getirilmiştir yada yeni alınan karar ile halkın iradesi yok sayılmıştır. Bu yaşanılan süreçten bir ders almamız gerekiyor ise; bu iki durumdan biri konusunda tespitte bulunmalıyız.
 
Sonuçta bu tür katılımcı süreçlerin daha itina ile ele alınması gerçeği ile karşı karşıyayız. Yeni belediye binası ve kültür merkezi için Belediye Başkanının Çanakkale’ye yakışır bir proje olması isteğinin altı muhakkak doldurulmalıdır.
 
Bir başlangıç olması itibarıyla bir önerimi paylaşmak istiyorum.
 
Yapılacak kültür merkezinin bir salonu halk kürsüsü olarak düzenlenmelidir. Londra’daki Hyde Park gibi vatandaşların burada kürsüye çıkarak özgürce düşüncelerini paylaşacakları bir imkân yaratılmalıdır.
 
Bu şekilde kentimizdeki dedikodu yapma alışkanlığına bir nebzede olsa bir disiplin getirmiş oluruz.
Bu önerimi şaka olarak ele almayın, ciddi bir öneridir.
 
Katılımcı süreçlerin başarısı için önemli bir disiplin de, bu süreçlerin ortaya çıkardığı iradeyi ilgili kurumların dikkate almasıdır.
 
Çanakkale Kent Konseyi başarılı bir çalışmaya imza atarak yat limanı projesi yeri için “hayır” kararını verdi. Şimdi bu çalışma hiçbir şekilde dikkate alınmaz ise, toplumsal iklim anlamında önemli sorunlar ortaya çıkar.
 
Proje yürütücüsü olan ÇTSO bu iradeyi göz önünde bulundurmaksızın projeyi aynı yerinde sürdürecek midir, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
 
Bununla birlikte bazı izinler için onay mekanizması olarak Çanakkale Belediye Meclisi de bu irade karşısında tavrını belirleyecektir. Bu iradenin hiçbir şeklide göz önünde bulundurulmaması toplumsal barışı da ciddi zararlar verebilir.
Herkesin bildiğini okuduğu bir toplumsal ilişkiler ağı beraberinde bir kaos getirecektir.
Bu iradeyi ortaya koyan insanlar iradelerine sahip çıkarak; dikkate alınmaması koşullarında tepkilerini koyacaklardır.
Aksi durumda kendilerine saygısızlık yapmış olurlar ve yapılan bu çalışmaların hiçbir anlamı kalmamış olur.