İstifa paklar!
AKP kadın kolları başkanlarından birbiri ardına AKP popülizmi ve takiyeciliğini açığa çıkaran açıklamalar gelmektedir..
İzmir kadın kolları başkanının önerisi için diyecek bir şey bulamıyorum, gerek de yok; AKP‘nin kafasının arkasındaki gerçekler açığa çıkıyor.
Neymiş, nikâh camide kıyılmalıymış, çocukların adları ezan eşliğinde camide kulaklarına fısıldanmalıymış!
Bu yaklaşım öylesine, bir kadın kolları başkanın kişisel tasarrufu olarak değerlendirilemez.
Bu, AKP politikalarının, kendi kadrolarındaki ideolojik etkilerin dışa vurumudur.
Laik yaşam tarzına karşı olan bu irade, her fırsatta din esaslı bir yaşam için ne kadar istekli olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer bir kadın kolları başkanı olarak Çanakkale kadın kolları başkanı da çok büyük bir gafa imza atmış;“Siz erkekler evde bir kadınla uğraşamıyorsunuz ben kaç yüzüyle uğraşıyorum biliyor musunuz?” sözü nereden bakarsanız bakın tam bir skandaldır.
AKP’li kadınlara saygısızlıkla başlayan, tüm kadınları sorunlu, uğraşılması gerekli olarak lanse eden, aynı zamanda aile içindeki ilişkiyi erkeğin kadınla uğraşması olarak değerlendiren bu yaklaşım yine AKP ideolojisinin kadın konusundaki düşüncelerini ele vermektedir.
Burada sorun AKP Çanakkale Kadın Kolları Başkanı’nın kişisel bir değerlendirmesi değildir.
Bir ideolojinin dışa vurumudur.
Şimdi başkanlar partilerine saygılı iseler, bu gaflar sonrasında hemen istifa etmelidirler.
Yoksa AKP politikalarının bir kez daha laik yaşam tarzına karşı, din esaslı bir toplum hedefiyle hareket ettiği, kadınların uğraşılması zor, sorunlu, erkeklerin de evlerinde kadınla uğraştığı bir aile ilişkisini savunan ideolojik yaklaşımın ispatları olarak tarihe geçeceklerdir.
Tek sorun AVM mi?
Çanakkale esnafının gün geçtikçe kan kaybına uğradığı, ekonomik olarak zor durumda olduğu bilinen bir gerçektir.
Bu konuda doğal olarak çeşitli yaklaşımlar söz konusudur.
Bu yaklaşımlardan biri ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Bülend Engin tarafından ifade edilen “Arkadaşlar biliniz ki bu AVM’ler Çanakkale esnafının geleceğine saplanan hançerlerdir. Çünkü kentlerin kalbi çarşılarıdır. Çarşı esnaflarıdır. Çanakkale’nin kalbi ise can çekişiyor” şeklindeki yaklaşımdır.
Bu yaklaşım doğru bir yaklaşım olmasına rağmen eksiktir.
Bu eksiklik sorunun özüne ilişkin bir eksiklik olduğu için aynı zamanda değerlendirmeyi bir başka boyutta tartışılır hale getirmektedir.
Aynı zamanda makro anlamda sorunun özünü kavrama açısından yanlış değerlendirmelere fırsat verecek bir yaklaşımdır.
Siyaseten böylesi bir değerlendirme yapılmış ise; mevcut ekonomik sistemin ve siyasal iradenin ekonomik uygulamalarını gizlemeye dönük açıklamalar olarak değerlendirilebilir.
Ülkemiz ekonomisinin içersinde bulunduğu durum, esnafı, ücretlileri, öğrencileri köylüleri, işsizleri son derece olumsuz noktalara getirmiştir.
Kapitalist ekonomik sistemin krizinin boyutu, her geçen gün daha sarsıcı yıkıcı etkiler yaratmaktadır.
Böylesi bir dönemde esnaflara ‘AVM’ler olmasaydı, işleriniz düzelirdi’ telkinlerinde bulunmak kapitalist sistemin bu yıkıcı etkilerini kamufle etmekten başka bir anlam taşımaz.
Tabiki AVM’ler kent esnafları açısından önemli sıkıntılar yaratmaktadır.
Çanakkale ‘de bu etki daha yüksek seviyeden kendisini hissettirmektedir.
Buradan şu sonuca varmamak gerekir; AVM’ler olmazsa esnafın işleri yoluna girer.
Ekonomik büyüme hızının cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesinde olduğu, enflasyonun yükselme trendine girdiği işsizliğin çift haneli oranlara ulaştığı ekonomik koşullarda; halkın temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığı günümüzde ticari hareket zayıflamıştır.
Talep yaratma adına yapılan iradi müdahaleler vatandaşların borçlandırılması noktasındaki çalışmalardan ibaret olup,bunun etkisi borç batağına düşen vatandaşların her geçen gün artmasına bağlı olarak dolaylı bir şekilde ticari hayatın daha da kısırlaşmasına sebep olmaktadır.
İradi olarak yapılan müdahaleler ile oluşturulan can simitleri kimseye derman olamamaktadır. Ekonominin üretim üzerinden büyütüldüğü ve buradan elde edilecek gelirin adil ve eşit olarak toplumda paylaşılacağı, vergi sistemi ile çok kazanandan daha çok verginin alınması sonunda yaratılacak sistem ile ticari hareket bir canlılık kazanacaktır.
İşin temeli budur, seferber olunması gerekli hedef bu olmalıdır.
Bunun yolu da ekonomi yönetimin bu iradeye uygun bir siyasi irade eliyle yönetilmesidir.
Tabiki içinde bulunduğumuz bu dönemde bazı pansuman tedbirlerin yaratılmasına kimsenin itirazı olamaz.
Çanakkale çarşı esnafı açısından böylesi tedbirlerin alınmasına ayrıca şiddetle ihtiyaç vardır.
Sırası gelmişken bir yarı kamu kuruluşu olarak görev yapan ticaret ve sanayi odasının bu konuda gündeme taşıdığı fakat hiçbir gelişme sağlayamadığı Çarşı Caddesi iyileştirme projesini bir hatırlayalım.
ÇTSO yöneticileri bu projenin yerine getirilemediğini kendileri de deklere etmektedirler.
Fakat bu konuda bir başka zaafımız hemen ortaya çıkmaktadır.
Herhangi bir başarısızlık durumunda hemen bazı sorumlular arama ihtiyacı içersine girmekteyiz.
ÇTSO yönetimi de şimdi böyle yapmaktadır.
Belediyeden, koruma kuruluna kadar birçok kurum sorumlu gösterilerek bu projenin gerçekleştirilememesine bahane yaratılmaktadır.
Bu yaklaşım, ne yazık ki genel bir zaafımızdır.
Özellikle sivil toplum örgütlerimiz başarılı bir iş olursa bunu kendilerine, başarısızlık olursa başkalarına havale ederler.
Böylesi bir yaklaşım birlikte iş yapma kültürünü olumsuz etkilemekte, karşılaşılabilecek engelleri aşma konusundaki direnci kırmaktadır.
Çanakkale esnafı içinde bulunduğu ekonomik zorluklardan kurtulması için, makro ekonomik gerçeklerin temel sorun olduğunu unutmadan bir araya gelerek üreteceği projeler ve kendilerine çeki düzen vererek kısmi iyileştirmeler sağlayabilir.
Bu konuda kentlilerinde esnafımıza destek olması bu bilincin gelişmesi son derece önemlidir.
Bu konunun bir başka yazı konusu olduğunu sizlerle paylaşarak başarı hikâyesi yaratan kurumlarımızın da olduğunu unutmayalım.
Uysal Marketler zinciri böylesi bir başarı grafiği yakalamıştır.
Ezine ve Küçükkuyu’da başlayan parakende ticaret, birçok belde ve Çanakkale merkezde açılan bir çok şube ile sürdürülmüştür.
Uysal Marketin bu gelişme trendi sektöre ilişkin stratejik bakış açısının rehberliğinde olmuştur.
Kısa vadeli günlük çıkarlar temelinde değil stratejik hedefler ile hareket eden bir politika belirlemiş ve yerel marka yaratılması sürecini bu çizgide başarılı bir şekilde yerine getirmiştir.
Gelinen noktada bu başarı çizgisini kentliler ile paylaşan bir politika izlemektedir.
Kentin sosyal, kültürel, sportif hayatına katkı sunmak adına sorumluklar üstelenilmektedir.
Belediyespor sponsorluğu bu konuda örnek bir girişimdir.
Yine hayata geçirdiği bazı projeler ile yerel dinamikler ile işbirliği yapılmaktadır.
ÇOMÜ personeline indirim kampanyası, bazı yerel işletmeler ile ortak kampanyaların organizasyonları gibi örnekler yapılması gerekenler konusundaki disiplin açısından örnek uygulamalar olarak ele alınmalıdır.
Çanakkale esnafları açısından işler zor, bu gerçeği göz önünde bulundurmalıyız.
Yine de bir hareketlilik canlılık yaratmak adına yapılacak bazı şeylerin olduğunu unutmalıyız.
Bu konu da meslek örgütlerine ciddi sorumluluklar düşmektedir, ellerini taşın altına koymaları zamanıdır.