İslam Coğrafyasındaki Kavga!..
DEĞERLİ okurlarım, geçen haftaki “Şafak (21!!!)” başlıklı yazımda Şafak 21’in Bedeli diye bir paragraf açmıştım.Bedelli askerlik bu hafta TBMM’de görüşülecek.Gidişat o ki; artık bot bağlamak, asker koğuşunda yatmak, ayni karavanaya kaşık sallamak yok!.. Dolayısıyla, zengin bebelerinin ‘askerlik anıları’ da olmayacak! Böylece, AKP’liler eşi benzeri görülmemiş bir bölücülüğe imza atmış olacak!..Merak ediyorum, bundan sonra şehit olacakların ana-babaları “Vatan Sağ olsun” mu? Diyecek, yoksa; “30 Bin Türk Liram olsaydı, oğlum şehit olmazdı” mı? diye haykıracak!..
***
Bu hafta bir arkadaşım; Yapımcı, Yönetmen, Gazeteci Çetin İMİR’in bir iletisini e-postama göndermiş. İMİR, “İslam Coğrafyasında ki Kavga’yı” irdelemiş, neden-sonuç ilişkilerinden bazı çıkarsamalar yapmış, ilginizi çekeceğini umarak paylaşmak istedim.
“ Kavga neden İslam coğrafyasında?
Önünüze bir dünya haritası alıp bakın. Şu an çatışmaların olduğu bölge; Müslümanların yaşadığı coğrafyadır. Libya’dan Pakistan’a kadar her yerde; yoksulluk var, gerilik var, cehalet var, kan var, acılar var, yıkım var, Krallar var. Şeyhler var, diktatörler var…
Ayaklarının altında petrol denizi var.
Bir de bakın Batı dünyasına.
Zenginlik var, en iyi eğitim var, barış var, huzur var. Savaşların yerini işbirliği almış. Çünkü eğitilmiş halk var. Eğitilmiş halkın seçtiği sivil yöneticiler var…
Ayaklarının altında ise kuru toprak var.
***
Peki zengin ve mutlu olması gereken İslam dünyası neden böyle?
Sebep din mi?
Olamaz… Çünkü ayni dini kabul etmiş eski devletler; o zamanlar dünya medeniyetine önderlik edebiliyorlardı. Öyleyse sakatlık başka yerde. Sakat nokta bulunmadan; bu derde çare de bulunamaz.
Elimizde Osmanlı Devleti örneği var.15.Yüzyıl’da yeni bir çağ açarak dünya tarihine yön veriyor. Avrupa’da çok ileri de. Sonrasında işler değişiyor, Avrupa ileri giderken Osmanlılar çöküşe geçiyor.
Yıl 1548 Başta Muhteşem Süleyman (Kanuni Sultan Süleyman) var.
Avrupa’yı korkutmuş ama kendi devleti için için kaynıyor. İstanbul’da bile insanlar huzursuz.
Muhteşem Süleyman topluyor alimlerini soruyor:
-“Efendiler, bu kargaşanın sebebi nedir?”
Huzurdaki Mollalar, Kadılar, Vezirler ve Vezir-i-Azam bir cevap buluyorlar.
- “Hünkarımız, bu sıkıntının sebebi, medreselerde (o zaman ki üniversiteler) okutulan tıp, matematik, coğrafya gibi akılcı ilimlerdir. Bunları kaldırıp yerine din dersleri korsak; millet yaramazlıktan vazgeçer.”
Bu kararla okullarımızdan akıl kovuluyor. Bilimsel araştırmalar sona erdiriliyor. Bunun yerine fıkıh, hadis, kelam gibi Kuran dersleri konuluyor.
Ayni sıralar da; Avrupa’da ki Kiliseler de konuşulan şu idi:
“Bu Türkler bize Allahın yolladığı ceza kırbacıdır. Peki bunları nasıl alt edebiliriz?”
Papazlar oturup düşündüler. Tarihlerini incelediler. Gördüler ki Müslümanları kendilerine üstün kılan güç din değil, akıldır.
- “Türklere karşı aklımızı kullanalım” dediler. Ve böylece akıl ürünü olan bilimi devreye soktular. Türklerin attığı tıbbı, feni, coğrafyayı kaptılar. Böylece bizler kuyuya doğru, Avrupa uzaya doğru yol aldı.
***
Geldik bu güne,
Bu günde Batı dünyası aklını kullanıyor. İslam dünyası da çareyi Dine sarılarak kurtulacağını sanıyor. Bölgede ki Krallar, Şeyhler, diktatörler de ‘Din elden gidiyor!..’ diyerek halk kitlelerini bu yoldan uyutuyor.
Eğitilmemiş dinle uyutulmuş kitleleri yönetmek de kolay ya. Cahil toplumlar üretemezler. Bu yüzden yoksulluk kol geziyor. Yoksulluk kavganın sebebidir. Batı dünyası yoksulluğu ve cehaleti kullanarak İslam dünyasını kırıp geçiriyor.
· Bu işte ne İsa Mesih’in suçu var ne Muhammed’in eksikliği.
Peki kurtuluş nerede?
Mustafa Kemal’e bakın! Tek kurtuluş kapısının o olduğunu görün.
Başka çaremiz yok Müslümanlar!
Hepiniz Kemalist olacaksınız!
Mustafa Kemal ne demiş; - Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir…”
***
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, Çetin İMİR’in yukarıdaki bu derlemesine kuşkusuz ki; sizlerin de bilgi, öneri ve katkılarınız olabilir.
* Sevgi, sağlık ve dostlukla kalın…