Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

"İşimiz gücümüz yaşamak"

Sömürünün ayyuka çıktığı, hak ihlallerinin günlük yaşamın bir parçası haline geldiği,yaşamsal değerlerimizin yok edilmesi adına seferberlik başlatıldığı, şiddet ve savaş politikaları neticesinde her gün sivil halktan insanların öldürüldüğü ,şehirlerin boşaltılarak göçlerin yaşandığı, basın ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınıp gözaltı ve tutuklamaların revaçta olduğu bir ülkede öyle bir noktaya geldik ki kitapların yasaklandığı ,toplattırılmaya başlandığı bir zamanda "İşimiz gücümüz yaşamak" konsepti ile düzenlenen 2. Çanakkale İşçi Filmleri Festivali, bir direncin adı olacak. Öncelikle festivalin organizasyonunda emeği geçen herkesi kutluyorum. Hazırlık çalışmalarını uzaktan takip eden bir kişi olarak ne kadar özveriyle her türlü detayı planlayarak yoğun bir emek harcadıklarını biliyorum.

1336
18-24 Aralık tarihleri arasında kentin muhtelif noktalarında gösterilecek filmler ve düzenlenecek paneller Çanakkaleliler açısından önemli bir fırsattır.
Bu etkinlikleri kaçırmamak gerekir.
Bu festival; işçilerin, işsizlerin, kadınların, köylülerin, gençlerin,  hak kaybına uğrayan herkesin,savaş mağduru mültecilerin ,kısaca  ezilen her kesimin kendilerini bulacağı kapitalist emperyalist sistemin gerçekleriyle yüzleşeceği bir fırsat olarak önemlidir. 
Festival progaramını “http://www.iff.org.tr/369-10-uluslararasi-isci-filmleri-festivali-canakkale-programi-aciklandi.html”adresinden takip edebilirsiniz ya da bir program broşürü edinmenizi öneririm.
Tüm gösterimler ve etkinlikler halka açık ücretsiz ve biletsiz olarak takip edilebilir.
Böylesine bir çalışmaya imza atan emek harcayan arkadaşlarımızı özellikle açılış için düzenlenen festival yürüyüşünde yalnız bırakmayalım .
18 Aralık Cuma günü saat 17.00dee İskele Meydanı’nda buluşalım, sonrasında saat 18.00 de halk bahçesi düğün salonunda Çanakkale’nin  gururu olmuş Dina Müzik  Grubu’nun barış ezgileriyle festivale anlamlı bir başlangıç yaparak; insanca bir yaşam adına , barış adına bir ortaklaşmanın adımlarını atarak  yaşamak kavramını kendi içimizde bir anlamlandıralım,yaşama kavramını yeniden bir formatlayalım.
Gerçekten buna ihtiyacımız var; Çanakkale 2. İşçi Filmleri Festivali yeni bir yaşam için başlangıç olsun.
Sonrasında programı takip ederek, kendinize uygun olan mekanlarda film ve etkinlikleri izleme noktasında bir program yaparsanız; 2015 yılının sonuna geldiğimiz şu günlerde belki de 2015 yılı için en verimli işlerden birini yapmış olabilirsiniz.
Bizler yaşamı savunuyoruz,yok edicilerin yaşamı zindan eden her türlü uygulamalarına karşı motivasyonumuzun her zaman yüksek olması gerekir.
10.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali kapsamında Çanakkale’de ikincisi düzenlenen festival bu konuda sağlayacağı katkılar ile değerlidir, bu fırsatı kaçırmayın derim .
 
Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımıza da sahip çıkıyoruz!
Esenler Mahallesi’nde  yüzme havuzu ile kapalı spor salonu arasına insan sağlığını özellikle çocuklarımızın sağlığını yok sayarak hemen yakınındaki biri ana okul olmak üzere 4 okulun,bir de  çocuk parkının bulunduğu alana  kamufle edilerek dikilen baz istasyonuna karşı Esenler Mahallesi Halkı, mahalle meclisinin önderliğinde ortaya koyduğu tepkiyi, yetkililer özellikle Çanakkale Valiliği dikkate almak zorundadır.
Anayasanın 56 maddesi; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindeki hükmü bunu gerektirmeketedir.
Vatandaş görevini yapmış,aynı zamanda  Çanakkale Belediyesi’nin de mühürleyerek kuruluşuna izin vermediği baz istasyonuna karşı tepkisini göstermiştir.
Şimdi görev devletin temsilcisi olarak Çanakkale Valiliğinindir.
Kamufle edilerek toplumun dikkatinden kaçırılmaya çalışılan kuruluş yeri son derece yanlış olan bu baz istasyonunu bu alandan kaldırılmalıdır.
Bunun başka bir açıklaması kalmamıştır.
Basın açıklamasından hemen sonra baz şirketinin montaj ile ilgili çalışmalarını sürdürmesi karşında mahalle halkı yapılan çalışmanın hukuksuz olduğunu belirterek çalışmaları durdurmuştur.
Ancak gelişmeler göstermektedir ki; Esenler halkı baz istasyonunun kurulmasına karşı durmak adına daha çok inisiyatif almalı, mahalle meclisi aracılığıyla birleşerek dayanışmasını güçlendirerek tepkisini sürdürmelidir.
Çanakkale Belediyesi mahalle halkının onay vermediği hiçbir uygulamanın destekçisi olmayacağı sözünü veren bir kurum olarak bu konuda mahalle halkının yanında olmalı, onları desteklemelidir.
Bu konuyu daha yakından takip etmeli, aynı zamanda kendi kurumunun basiretsizliğini gündeme getirecek, dikkate alınmayan, kararlarına uyulmayan bir kurum olarak algılanmasının önüne geçecek daha dinamik bir tutum sergilemelidir.
Esenler Mahallesi halkı, sağlıklı bir çevrede yaşam hakkının sağlanmasını devletin temsilcisi olarak Çanakkale Valiliğinden talep etmektedir.
Eğer bu sağlanamazsa ne anayasanın ne de vatandaş hukukunun hiçbir anlamı kalmayacaktır ki;bu da demokrasiyi, hukuku,insan odaklı olmak gibi bazı ilkeleri ağzından hiç düşürmeyen siyasi iradenin samimiyetsizliğinin göstergesi olacaktır.
Yaşamı, yaşamsal değerleri savunmaya devam etmekten başka hiçbir alternatifimiz yoktur.
“İşimiz gücümüz yaşamak” işte böyle bir şeydir…