sermet@canakkaleolay.com
Yasaksız 1 Mayıs kutlamaları renkli görüntülere sahne oldu. Gazsız, copsuz 1 Mayıs kutlamaları ile işçi sınıfı, yıllardır toplumu geren yasaklar ve kısıtlamalar ile savaş manzaralarının oluşmasına neden olan sorumlulara iyi bir ders verdi. “Yıllardır yaşanılan gerginliklerin ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıktı” tespiti ile birlikte, tabii ki olayın toplumsal yönü göz ardı edilerek, sadece pembe tablolar ile yaklaşmamak ve işçi sınıfının gelişen mücadelesinin sonuçlarını unutmamak gerekir.
Bu yıl 1 Mayıs, ekonomik krizin derinleştiği, emekçi sınıfların yaşam koşullarının her yönü ile zorlaştığı, işsizlik ve güvencesiz çalışma koşullarının ekonomiye damgasını vurduğu süreçte kutlandı.
Doğal olarak toplumsal memnuniyetsizliğin geliştiği, emek mücadelelerinin gündeme damgasını vurmaya başladığı, son olarak Tekel İşçilerinin mücadelesinin moral kaynağı olduğu ortamda, tüm yurtta kutlanan 1 Mayıs, geçmiş yıllara göre daha kitleselleşen alanlar ile emek mücadelesinin yeni bir başlangıcı olabilir.
Şimdi emekçilerin önünde 26 Mayıs genel direniş sınavı var.
1Mayıs ile yakalanan bu rüzgar, şimdi genel direniş yelkenlerini doldurmalıdır.
Bu bakımdan 2010 1 Mayıs’ı, ‘Genç 1 Mayıs’ olarak tarihe geçecektir.
Çanakkale’deki 1 Mayıs kutlamaları da geneldeki bu olumlu gelişmeye paralel olarak olumlu görüntülere sahne oldu.
Geçmiş yıllara göre katılım daha kitlesel idi, “iş ekmek özgürlük” talepleri daha yoğun olarak kendisini hissettirdi.
Kamu emekçilerinin geçmiş yıllara göre yoğun katılımı, siyasi partilerden CHP, EMEP ve BDP’nin katılımları ile verdikleri destek, Çanakkale’deki emek mücadelesi açısından önemli idi.
CHP’nin Çanakkale’deki gücünü koruması ve gelişimi açısından bu tip etkinliklere daha organizeli olarak katılarak yaratacağı atmosferin önemli olduğunu özellik ile belirtmek isterim.
AKP muhalefet ettikçe, batıyor
Çanakkale’de AKP özellik ile yerel yönetim üzerinden bir muhalefet geliştirmeye çalışıyor.
Fakat ne hikmet ise o kadar acemice bir tarz ile hareket ediyor ki; iddialarının dayandırdığı tüm verilerin ‘kontrol edilebilir’ olması nedeniyle gerçeği yansıtmadığı hemen ortaya çıkıveriyor.
Adeta eleştirdiği belediye yetkililerinin, eline koz veriyor…
Ülgür Başkan çok sever böylesini…
Barbaros’ta çıkan bir yangın ile ilgili itfaiyenin geç ulaştığına dair iddialar tutmadı, yine çok gürültü çıkarılmaya çalışılan Demircioğlu alt yapı ve üst yapı çalışmalarına ilişkin zaman konusunda yapılan eleştiriler, AKP’nin elinde patladı.
Demircioğlu çalışmalarının başlangıcında esnafa yazılan mektuptaki zaman planlamasında şu an için bir problem olmadığı açıklanınca; aylardır ihmal edildiği iddialarının hamasetten öte bir anlam taşımadığı ortaya çıktı.
Son olarakta, İl Milli Eğitim Müdürü’nün Ermeniler ile ilgili talihsiz sözleri sonrasında AKP İl Başkanı tarafından son tahlilde Bardakçı’yı savunan açıklamaları, bardağı taşıran damla oldu.
Anlaşılan o ki; AKP yöneticilerinin taktik ihtiyacı had safhaya ulaşmış durumda, Ankara’dakilere duyurulur…
Tabii ki meclis salonlarında milletvekili koşturmaktan vakit ayırabilirler ise…
Sermet ATADİNÇ