sermet@canakkaleolay.com
Dün "anayasa laik olmasın din esaslı olsun' diyerek şeriat çağrısı yapanlar, meclis kürsüsünden düşüncelerini açıklayan bir milletvekillini linç etmeye varıncaya kadar fütursuzlaştılarsa; emek demokrasi güçlerinin, demokrasiye, özgürlüğe, barışa sahip çıkmaları çok daha acil bir görev haline gelmiştir. Bunun için bu yıl ki 1 Mayıs; emeğin talepleriyle birlikte demokrasi özgürlük barış taleplerinin en kitlesel bir şekilde gündeme getirileceği bir mücadelenin aracısı olmalıdır. İşçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, kamu çalışanlarının, emeklilerin, işsizlerin, ev kadınlarının, öğrencilerin aktif bir şekilde kitlesel katılımı için yoğun çabaların verilmesi gerektiği günlerden geçiyoruz. Çanakkale'nin tüm ilerici, çağdaş, devrimci güçleri, demokrasi, özgürlük ve emekten yana olan herkes, barış taraftarları 1 Mayıs günü saat 15.00 de Salı pazarında olmalıdırlar.
Gericiliğin geneldeki saldırılarının, özelde Çanakkale bazında da yoğun olarak sürdürüldüğü, özel planların ve tertiplerin organize edildiğini aklımızdan çıkarmayalım.
Siyasi gericiliğin fütursuzca saldırdığı koşullarda ; en temel yaşam haklarının yok sayıldığı, şiddet ve savaşın kutsanarak bunun üzerinden varlıklarını sürdürmek isteyen sistem ve temsilcileri, içinde bulundukları krizin yükünü emekçilere yüklemek için her türlü imkanı kullanarak emekçiler acısından her geçen gün daha da zorlaşan hayat koşularını dayatan bir zorbalık içeresindeler.
Kıdem tazminatının tasfiyesi, kiralık işçilik yasa tasarı, esnek çalışmanın yaygınlaştırılması, kamu çalışanlarının iş güvenliğinin kaldırılması, taşeron çalışmanın zemininin güçlendirilmesi ,sendikal özgürlüklerin ve sendikal faaliyetlerin önünün alınması, toplu iş sözleşmelerinin işbirlikçi sendikalar aracılığıyla toplu sözleşme olmaktan çıkarıldığı, sokağa çıkma yasaklarıyla desteklenen tanklarla toplarla yıkılan şehirler ve binlerce insanın göç etmek zorunda bırakıldığı böylesine saldırılar karşısında emeğin haklarını sahip çıkmak, gericiliğin tüm saldırıları karşısında demokrasi ve özgürlükleri savunmak, birlik ve dayanışmayı güçlendirerek tüm saldırılara karşı durmak, bir insanlık görevi haline gelmiştir.
Yaşadıklarımız göstermektedir ki; gericilik, gemi azıya almıştır.
Dayanışma birlik ve mücadele de bizlerin yerine getirmesi gerekli zorunluluktur.
1 Mayısta bunu göstermeliyiz.
İşçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, kamu çalışanları, öğrenciler, emekliler işsizler, ev kadınları, sistemin mağdur ettiği herkes 1 Mayıs’ta ayağa kalkmalı yeni bir yaşamı örmek için adım atmalıdır.
Fazla söze gerek yok.
Bu bir yaşam kavgasıdır.
Bu bir insanlık mücadelesidir.
Onun için bizler, geleceğimizi karartmak isteyen bir avuç azınlığın çıkarları adına her türlü hukuksuz şiddet ve savaş politikalarıyla var edilen bu sisteme karşı omuz omuza olmak zorundayız.
Çanakkale açısından gericiliğin çok özel planlar içerisinde olduğunu unutmayalım.
Yaşamsal değerlerimizi yok edecek çevresel katliamlarla sonuçlanacak termik santraller ve vahşi madencilik alanındaki saldırıların boyutu ortada.
Hemen yanı başımızda Lapseki’de faaliyete geçirilmek istenen altın madeni, suyumuzu toprağımızı havamızı siyanürle zehirleyecek ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımız başta olmak üzere her noktada önemli mağduriyetlerin yaşanacağı bir gelişme bizleri beklemektedir.
Sistem ve temsilcilerinin her noktada süren saldırılarını boşa çıkarmak hakların birlik ve kardeşlik içerisinde, dayanışma ve güç birliğiyle sürdüreceği mücadeleyi yükseltmek adına 1 Mayıs’ta gelin hep birlikte yeni bir başlangıç yapalım.
1 Mayıs’ta saat 15.00 de Salı pazarında buluşalım, taleplerimiz haykıralım.