turgutcamer@hotmail.com
Değerli okurlarım insanlar ikiye ayrılırmış; doğuştan kayıpçılar ve doğuştan savaşçılar.
Doğuştan kayıpçılar, neredeyse-keşke önüme bir engel çıksa da, yapmamak için bir özrümüz olsa-derler ve gerçekten ilk engelde savaşı terk ederler.
Doğuştan savaşçılar ise; - engel ne kadar çoksa, zafer o kadar büyük olur-derler ve önlerine çıkan her engeli aşmak, sonuna dek yenilmemek için savaşırlar.
***
Çok ama çok iyi anlaşan iki komşudan biri evinin arka bahçesinde çiçeklerle uğraşırken, toprağın içerisinde kazmasına sert bir kaya parçasının takıldığını görmüş. Kaya parçası oldukça da büyükmüş. Epeyce uğraştıktan sonra kayayı çıkarmış ve kaya üzerinde sarı sarı pırıltılar olduğunu fark etmiş. Pırıltılı yerleri ayıklayıp, bir jeoloğa göstermiş. Jeolog bunların altın parçacıkları olduğunu tespit etmiş.
Bunu duyan adam hemen koşmuş evinin bahçesine ve kazmaya devam etmiş. Kazdıkça yeni kaya parçalarına ulaşıyor ve her kayanın da ilk bulduğu gibi parçaları taşıdığını görüyormuş. İçinden de "Yaşasın zengin oldum!" diye söyleniyormuş.
Bahçeyi kazmaya devam ederken, o çok iyi anlaştığı komşusunun sesini duymuş; "Komşu, ne yapıyorsun? Bahçeyi delik deşik etmişsin!"
"Koş komşu koş!" demiş. "Benim bahçemde altın madeni var. Sen de bir kazma kürek kap gel. Buradaki altınlar ikimize de yeter."
Komşu şöyle bir durmuş, düşünmüş ve "Sen kazma kürek takımının kaç para olduğunun biliyor musun?"
Tarihte Bugün: BM Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşme 23 Mart 1976 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye Sözleşmeyi 15 Ağustos 2000 tarihinde imzaladı.
