Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

İnenler, binenler; bindirenler, indirenler!

2120
Eskiden, "Zaman su gibi akıp geçti, hiç anlamadık!" derdik. Ama artık ne zaman su gibi akıp geçiyor, ne de biz. Zaman çok ağırlaştı! Zaman bize çok şey gösterdi! Günlerimiz çok zor geçer oldu. Ve de herkesi yordu. 
 
Çanakkale`ye; çağımızın ve çoğumuzun kullandığı toplu taşıma araçlarına bakıyorum. Direksiyonlarda hayat yorgunu insanlar oturuyor. Çalışmak zorunda olan emekliler, sekiz saat dönme dolap gibi dönüp duruyor. Hayat yorgunu bu insanlara gülümsemek istiyorum. Ama, onların tebessüm edecek halleri bile yok sanki. Hatta oradan geçer mi, buradan geçer mi diyenlere bile boş gözlerle bakıyorlar!
 
Okul servislerinde, fabrika servislerinde de onlar çalışıyor hep. Hayat yorgunu insanlarımız, direksiyon başında. 
 
Milyonlarca gencimiz okuyor. Yüzlerce üniversite açılmış. Binlerce profumuz var. Yüzbinlerce öğretmenimiz ve de binlerce öğretmen olup, öğretemeyenimiz!
 
Tarlamızda, bahçemiz de, damımızda Afganlımız çalışıyor. Suriyeliler çoktan bizi geçmiş! 
 
Güney sahillerimiz, serin yerlerimiz yabancı kaynıyor. Antalya rekor kırmış az önce konut satışında. 
 
Banka promosyonları çıldırmış çıldırmış! Emekliler banka kapılarında kuyrukta!
 
Partiler her gün konuşuyor da konuşuyor! Parti kasaları ağzına kadar dolu! Televizyonlar yayında, tartışıyor da tartışıyor! 
 
Önümüz sonbahar, kış. Ağustos böceği gibi ötüp, yan gelip yatmamak lazım. Hava nemli yapış yapış. 
 
NOT: Sizlerle güzel bir dertleşme ve dertlenme yazısı kaleme almış ve tam kaydet düğmesine basarken bilgisayarım çöktü iyi mi! Ondan sonra aynı yazıyı yazmanın ne kadar zor olduğunu bilemezdiniz, ama böylece öğrenmiş oldunuz! Bu yazı kaçıp giden yazının ancak özeti oldu. Napalım idare edeceğiz. İlerleyen yazılarda yine deneriz.