İlan ediyorum!
Sedat Laçiner’in rektör seçilmesiyle birlikte ÇOMÜ Çanakkale’nin çeşitli kurumları ile çatışan bir kurum haline dönüştü.
Bugüne kadar bu konuda Rektör laçiner’in gelişebilecek olumsuzluklara meydan vermemesi ve sağduyulu olması noktasında çağrılarda bulunmuştum.
Gelişen her çatışma durumunda Laçiner’in sorumluluk almasını bu konuya müdahale etmesini iyi niyet ile savunmuştum.
Bu konu, Çanakkale’deki huzur ve barış iklimine karşı sorumlu olmak adına almış olduğum bir tavır idi.
Şimdi anlamış bulunuyorum ki; Çanakkale’yi geren ve bunun üzerinden bazı hesaplar içersinde olan anlayış Sedat Laçiner’den cesaret almaktadır.
Tüm Çanakkalelileri Çanakkale’yi gererek, kavga ortamına çeken bu zihniyete karşı tavır almaya çağırıyorum.
Bu kentte siyasal mücadele Laçiner gelmeden önce de vardı.
Son derece seviyeli kimsenin kimseyi yok etme anlayışı ile sürdürmediği, farklılıklara duyulan saygı ile süren bir konumdaydı.
Bugünlerde gelinen noktada çatışmanın ve gerilimin had safhaya vardığı bir aşamaya taşındı.
Tarihin her döneminde çatışmalardan nemalanan, medet uman taraflar; düşünceleri ile eylemleri farklı olan, gizli gündemleri olan kesimlerdir.
Tecrübe ile sabit olan bu durumu şimdi Çanakkale’de yaşıyoruz.
Bir yıl gibi bir kısa süre içerinde bakın üniversite ve Çanakkale’de neler yaşandı.
Üniversitede öğrenciler, personel, işçiler, yoğun bir baskı altına alındılar, soruşturmalara uğradılar, sürüldüler, işten atıldılar,öğretim üyelerinin özlük hakları gasp edildi.
Gazeteci arkadaşımız Mustafa Sezek eşinin işten atılmasının getirdiği stres ile tetiklenen bir kalp krizi sonrasında yaşamını yitirdi.
Çanakkale Belediyesi, Kepez Belediyesi düşman ilan edildi, her fırsatta karalanmaya çalışıldı.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası üyelerine hakaretlerde bulunuldu.
Terzioğlu Vakfına karşı harekete geçildi. Hakkında davalar açıldı, yönetimin görevden alınması için baskılarda bulunuldu.
Çanakkale Basını itibarsızlaştırılmaya çalışıldı, teslim alınması için bir imha politikası devreye sokuldu.
Çanakkale Dardanelspor’un Çanakkale’de sporun gelişmesi için bazı vakıf arazilerinden elde etmiş olduğu gelirden mahrum kalmasını sağlayacak girişimler için harekete geçildi.
Her fırsatta Çanakkalelilere hakaret edildi. En sonunda Hamit Palabıyık kendisi gibi düşünmeyen Çanakkalelileri; tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak gören, depreme dayanıksız evlerde oturan, daracık ve kirli sokaklardan geçen bu kişilerin arabalarının lüks, kıyafetlerinin ise her daim baloluk olduğunu söyleyerek, çocuk yapma sorunlu olarak yaftalayarak,; yağdırılan bu hakaretler bardağı taşıran son damla oldu.
Tüm bunlar yaşama geçirilirken kurgu; her zaman organizasyonu yapılmış, amaçları belli bir kesimin devrede olduğu bir mekanizma ile sürdürüldü.
Yandaş siteler yaratıldı. kontra habercilik ile hakaretler yağdırıldı.
Lafa gelince; bizim ilgimiz yoktur safsataları ile zeytinyağ gibi su üzerine çıkıldı.
Çok kısa bir süre içersinde sürdürülen bunca rahatsız edici tavırlar, şimdi bir perde üstten sürdürülmek için seferber olundu. Ne de olsa planın birinci perdesi hayata geçirilmişti. Şimdi direkt siyasi hedefler ile rakiplerin imha edilmesi aşamasına geçilmeliydi. O zaman hedef ne olacaktı; ilk elden yerel seçimlerin gündemine bağlı olarak Ülgür Gökhan hedefe alınmalıydı.. Ayrıca siyasal olarak yandaş cephenin Ülgür Gökhan’a karşı geliştirilmesi için cepheye yeni aktörler katılmalıydı.
Belki farkında olmadan MHP merkez ilçenin desteği cephenin yeni aktörü olarak devreye sokuldu.
Fakat şu unutulmasın; bu zihniyet” kullan at” politikasını kendisine prensip haline getirmiş bir anlayışa sahiptir.
Bu arada, bu planları her aşamada yakından takip ederek habercilik sorumluluğunun gereğini yapan Olay Gazetesi’nin de hedeflenmesi gerekiyordu.
Hemen planlar yapıldı.
Kardeş kent ilişkileri temelinde sürdürülen kardeş gazete ilişkisi üzerinden PKK yandaşlığı karalamaları ve yalan ve iftiraları işletilmeye başlandı.
Tüm bunlar belirttiğim gibi bir plan dahilinde, söyleyeceklerini açıkça söyleyemedikleri için illegal isimlerin sorumluluğundaki internet siteleri üzerinden sürdürülerek yapıldığından dolayı yeri geldiğinde savunma hazırdı;”ne yapalım onların ifade özgürlüğü”
Şimdi bir samimiyet testine ihtiyacımız var.
Bu test Sedat Laçiner içindir ...
Derhal üniversitenizin adını taşıyan bu siteden yapılan , Çanakkale’yi her geçen gün biraz daha gererek çatışma ortamına taşıyan kontra habercilik temelindeki yorum yazıları ile düşmanlık tohumları eken yayın konusuna müdahale ediniz.
Bu konu ifade özgürlüğü kapsamındaki bir konu olmayıp; tamamıyla karalama amacıyla yapılan, yorum yapanların kimliğinin bilinmediği , eleştirisel yorumların yayınlanmadığı bir formatta olduğu için zaten kendi içinde bile özgürlük ilkeleri ile çelişmektedir.
Bu konuda iyi niyetiniz var ise bunu gösteriniz.
Daha evvel belirttiğiniz gibi “ne yapalım onların sorumluluğu onlar yazmışlar” gibi basit gerekçeler ile sürdürdüğünüz savunma bu konuda yapılan karalamaları sürdürmenin ortağı olmak, adının başında Çanakkale olan bir üniversitenin rektörü için kabul edilemez.
Kentin barış ve huzur ortamının zarar görmesine bazı hesaplar ile kimse destek veremez katkı sunamaz.
Her zaman barış huzur ve sağduyudan yana tavır alan Çanakkalelilerin de bu tehlikeli girişimlere karşı duyarlılıklarını geliştirmesi gerekmektedir.