Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

İlahi adalet

1518
Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir mitinginde “evlatlarıma helal lokma yedirmediğini” söylerken; işte ilahi adalet yerini buluyor dedim kendi kendime.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tekirdağ mitinginde, yanlışla yolsuzluklarla ilgili Recep Tayyip Erdoğan’ın annesi kelimesini kullandığında hemen o anda defalarca özür dilemesine rağmen bunu diline dolayıp bunun üzerinden Kılıçdaroğlu’nu “adilikle” “terbiyesizlikle” suçlayan Başbakan şimdi bir sınav ile karşı karşıya!...
KIlıçdaroğlu,o anda özür dilemesine rağmen maden bulmuşçasına bunun üzerinden bir dizi suçlamada bulunan Başbakan şimdi Kılıçdaroğlu’ndan özür dilemelidir.
Aksi durumda kendisinin söylediği sözler bir anlamda tescillenmiş olur ki; Tayyip Erdoğan yanlışlıkla söylenmiş bir söz üzerinden sürdürdüğü nefret söyleminin altında kalır.
Sosyal medya çalkalanmaktadır;”çocuklarıma helal lokma yedirmedim diye “.
Gerçi özür dilese dahi, Erdoğan bunca yaşanmışlıklar sonrasında hesabını önce hukuk karşısında sonra ilahi adalet karşısında verecektir.
Bu sözlerin bu dünyadaki karşılığı herkesin vicdanlarındaki değerlere bağlı olarak karşılığını bulacaktır diyelim.
Hani şu sıfırlanamayan paralar var ya, onlardan bahsediyorum…
Bugün Kurşunlu köylülerine destek olma günü .
Köylerine sahip çıktıkları, ormanlarına sahip çıktıkları için bu ülkede insanlar cezalandırılıyor.
En doğal hakları olan yaşam hakkına sahip çıkmanın cezalandırıldığı bir ülkede
meydanlarda edilen her türlü söz, lafı güzaftır.
Kurşunlu Köylülerine sahip çıkmayanlar, halkın karşısına çıkıp hangi yüzle oy isteyecekler !...
Bir köyün yaşam hakkını yok sayanlar, sorumluluklarını yerine getirme konusunda hiç bir çaba gösteremeyen siyasiler şimdi karşımıza geçip Çanakkale’nin yaşam kalitesinin geliştirilmesinden bahsediyorlar.
Bir köyün yaşam hakkı, bir maden firmasının karı için yok sayılıyor, buna karşı duran insanlar cezalandırılıyorsa siz istediğiniz kadar mega projelerden bahsedin.
İşte tam da bu noktada yerel yönetim ile ilgili ayırt edici kriteri, bizzat yaşayarak görmekteyiz.
İnsanı yok sayan, vatandaşın evinin kendi kafasına yıkılmasının yolunu açacak bir uygulamayı görmezden gelen, tüm yaşanılanlara karşı kayıtsız kalan bir anlayış bugün karşımıza çıkıp süslü püslü ‘onu da yapacam, bunu da yapacam’ dese ne ifade eder ki?
Bu ülkede özgürlük sorunu yok diyenlere Kurşunlu köylülerinin vereceği önemli dersler var.
Bugün ülkede özgürlük sorunu olmasa; köyüne sahip çıktıkları için, ağaçların kesilmesine tepki gösterdikleri için, sonuçta yaşamı savundukları için bu insanlar ceza alırlar mıydı?
Ne güzel söylemiş Büyük usta Nazım;
“Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ”
Bugün Kurşunlu Köylülerine destek olma günüdür.
Saat 18.30 da iskele meydanında Kurşunlu Köylüleri ile buluşalım.
Onlara vereceğimiz destek yaşamsal değerlerimize sahip çıkmanın gereğidir.
Onlara vereceğimiz destek halkı yok sayan sadece kendi karlarını düşünmekten öte başka bir şey düşünmeyen sözde kalkınmacı politikaların iç yüzünü ortaya çıkarmaktır.
Gerçeklerin altüst edildiği ajitasyondan öte anlam taşımayan mesajlar seçimler nedeniyle ortalığı kapladı.
İzmir yolu üzerindeki bir bilborddaki  sloganlar  yaşanılan bu laf salatasının bir örneği olarak vatandaşın kafasına işlenmeye çalışılıyor.
Neymiş;”Hangi hastaneye gidersem tedavi oluyorum,Lafa değil icraata bakarım”
Vatandaş da cebinden çıkan paraya bakıyor.
Bu sloganı oraya yazanlar acaba hiç özel bir hastaneye gittiler mi?
En basit bir kontrol için bile ne kadar bedel ödendiğinin farkında mıdırlar acaba?
Vatandaşın  cebine el uzatarak siyaset yapmak çok kolay!...
Bunlar çok kötü alışmışlar; hiç olmazsa propaganda yaparken çekin elinizi cebimizden.
Yanlış anlamayın  “hırsız yok”
Sadece cebimizde yabancı bir el var.
Kötü bir niyeti yok; lafa değil icraata bakıyormuş!