Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

İki farklı tutum...

1832
ÇTSO seçimlerinin ertelenmesi ile birlikte, seçim atmosferi içersindeki çeşitli kesimlerin almış olduğu tutumu daha objektif analiz etme imkanı ortaya çıktı.
 
Erteleme öncesi, sürece ilişkin yapılan değerlendirmelerde ÇAGİAD ile ÇASİAD arasındaki mücadelenin seçimlere damgasını vuracağı görüşleri öne çıkarılıyordu.
 
Böyle bir değerlendirmenin yapılması, ÇTSO yönetiminin siyasallaştırılması, siyasal taraf olma konumunun seçimlere damgasını vurmasının bir şekilde gizlenmesi çabalarının sonucuydu.
 
ÇAGİAD siyasallaştırılmış sürecin aktif bir tarafı oldu. Üstlenmiş olduğu bu misyon yaratılacak bir rekabet durumu ile gizlenmeliydi. Bu rekabet için ÇASİAD ‘dan daha güzel bir aktör olamazdı.
 
Evdeki hesap çarşıya uymadı,ÇASİAD bu senaryonun parçası olmadı.
 
Gelinen noktada ÇASİAD’ın bu konuda yapmış olduğu değerlendirmenin mesajlarını iyi analiz edersek yaşanılan süreci daha iyi kavrayabiliriz.
 
Mali genel kurul dolayısıyla ÇASİAD tarafından bu konuda yapılan değerlendirmeler ÇASİAD’ın yaklaşımı konusunda önemli mesajlar vermektedir.
 
Her şeyden önce erteleme öncesi ÇASİAD’ı taraf olma konusunda değerlendirenler açısından bu yaklaşım iyi bir şekilde okunmalıdır. Objektif yaklaşıldığında ÇASİAD’a haksızlık yapıldığı konusu kavranabilecek bir durumdur. ÇASİAD tarafsızlığını beyan etmiş , kimsenin adamı olmadan, performansı ile, gönüllü yaklaşımı ile proje üreterek ÇTSO çalışmalarına güç verecek adayların teşvik edilmesi konusunda belirttiği irade bir nebze de olsa katılımcı bir model yaratma açısından önemlidir.
Ben hep şunu savundum; ÇTSO kendi üye yapısına uygun, kendi üyelerinin sorunlarına çözüm olacak bir yönetimi kendi içinden çıkarabilmelidir. ÇTSO’nun üye profilini bugüne kadar yönetimler temsil edememişlerdir. Bunun direkt yansıması olarak, üye tabanında oluşan algı,”odanın bana bir faydası yoktur” şeklindedir. ÇASİAD tarafından yapılan değerlendirmede biraz bu gerçeğin izlerini görebilmekteyim.
 
Diğer bir konu da ÇASİAD’ın kurumsal kimliğine saygılı olmak adına daha tutarlı bir çizgi izlemesidir.
Böylece kendi kimliğini, ÇTSO’daki kariyer hırsına alet etmemektedir. Bu ilkeli bir yaklaşımdır.
Gelişmelerin bu boyutta olduğu bir süreçte şimdi ÇTSO üyeleri daha cesaret ile davranmalı, onun bunun adamı olma kaygısını aşmalı,katkı sunabilecek iradeyi kendisinde bulunanlar görev talep etmelidirler.
 
Yaşanılan gelişmeler sonrasında bu şekildeki bir iradenin başarılı olma şansının arttığını söyleyebiliriz. ÇASİAD’ın tavrı, bu konuda cesaret vericidir; görev talep edecek kişilerin önünü açan bir yaklaşımdır.
ÇAGİAD da iradesini ortaya koymalı; her şeyden önce ÇTSO, siyasi iktidarın uydusunda onu alkışlayan , bu havanın yaratacağı özel menfaat ilişkilerinin dışında gerçek kimliği ile hareket eden bir kurum olarak yeni bir dinamizm kazanmalıdır.
 
Altın madencilerinin kapalı kapılar ardında lobi faaliyetlerini yürüttüğü bir ÇTSO yönetiminin bu kente hiçbir hayrı yoktur, olamaz.