sermet@canakkaleolay.com
Sansürün Kaldırılışı ve Basın bayramı nedeniyle çeşitli kurum ve kişiler kutlama mesajları yayınladı. Yayınlanan mesajlarda basının önemine vurgu yapıldı, basın özgürlüğünün demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilerek aynı zamanda özgür basının demokrasi güvencesi olduğu vurgulandı.
Tüm bu görüşlere katılmamak mümkün değil, aynı zamanda mesaj yayınlayan tüm kuruluşlara da teşekkür etmek bir basın kurumu olarak üzerimize düşen bir görev.
Fakat yayınlanan mesajlar içersinde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın mesajı farklı, bir o kadar da anlamlıydı.
Gökhan “sansürün kılık değiştirmiş olarak devam ettiğini” söyler iken basının içersinde bulunduğu durumu çok iyi özetliyordu.
Nitekim bugün basın mensupları sorumlu gazetecilik anlayışı ile faaliyetlerini sürdürürken, önemli baskılara maruz kalmakta, cezaevlerine atılmakta, hatta katledilmektedirler.
Bu koşullar altında basın bayramının kutlanması çokta anlamlı olmamaktadır.
Önemli olan bu koşulların ortadan kaldırılacağı nesnel gelişmeleri sağlamak için verilecek topyekûn mücadeledir.
Konunun bir başka yönü de klasik mesajlar ile kutlamalarda bulunanlar acaba kendi gerçeklikleri kapsamında basın özgürlüğü kavramına ne kadar uygun hareket etmektedirler?
Biz basın mensupları şunu çok açık olarak yaşamaktayız.
Objektif habercilik ilkelerimiz ile yaptığımız haberlerimiz neticesinde kutlama mesajı yayınlayanlardan bazıları aynı olgunluk ile yazılanları değerlendirememektedirler.
Hemen bu noktada kendilerinin içselleştiremediği, ama yeri geldiğinde savunmak zorunda oldukları ilkeler ile çelişerek basın kuruluşlarının özgür haberciğine bir şekilde müdahalelerde bulunduklarını gözlemlemekteyiz.
Bu çelişki ve bu temeldeki çatışma günümüzün önemli sorunlarından biridir, biz gazeteciler için.
Bir başka sorun ise özelikle yerel basın olarak içinde bulunulan koşullardır.
Koşulların gün geçtikçe olumsuzlaştığı bir süreçte basın bayramı çok ta anlamlı bir kavram olmaktan uzaktır.
Ama biz yine kutlamada bulunan kurumların ifade ettiği gibi şu gerçeğin altını çizelim.
“Özgür basın demokrasinin güvencesidir”.
Ne kadar zor koşullarda çalışmalarını sürdürseler de,
Çeşitli baskı ve dayatmalar ile özgürce görevlerini yapmaları engellenmeye çalışılsa da,
Bazı çıkar gruplarının yedeklemesine sokularak, yaşamlarının devam ettirilmesi konusunda farklı bir format ile şekillendirilmeye çalışılsalar da.
Sakın başka şeyler düşünmeye kalkmayın.
Kapalı mekânlarda sigara içme yasağının ilk bir haftasını geride bıraktık.
Genel olarak vatandaşlarımız bu yasağa uyum göstererek, kapalı mekânlarda özelikle restaurant ve kahvehane gibi yasağa uymanın zor olacağı söylenen mekânlar da dahi alınan yasak kararına uydular.
Şimdi birileri sakın ola da biz insanlara sigara gibi bir konuda yasak getirerek uyum sağlamalarını sağladık, artık istediğimiz her şeyi yaptırırız diye düşünmeye kalkmasın.
Hele hele bu durumu göz önüne alarak yeni baskılar ve yasaklamalar getirmeye kalkışmasın.
Halkımızın şu yönü unutulmasın ki; haklı olanın yanında haksızın, zulmün karşısında olan bir yapımız vardır.
Son ekonomik tedbirler ile getirilen yeni zamlar olsun, getirilecek yeni tedbirler olsun, bu konuda “bu insanlar değil mi ki sigara yasağına uydular bu noktalarda da saldırılarımız karşısında boyun eğerler” gibi düşünmeye kalkmasın.
Kazın ayağı hiç de öyle değil; şimdi hep birlikte bu noktada geliştirilecek saldırılara karşı daha güçlü tepki verme zamanıdır.
Bu konuda tepkilerimizi güçlü bir sese dönüştüremez isek işte o zaman “bu halk her şeye boğun eğer” düşüncesi noktasında birilerine güç vermiş oluruz.
Onun için bundan sonra ekonomik siyasal, kültürel alanlarda yapılacak saldırılara daha güçlü tepki verme zamanıdır.
Bu kapsamda ilk sınavımızı 3 Ağustos ta emeklilerin maaşlarına yapılan zammı protesto eyleminde bir güç oluşturalım.
Emeklileri bu eylemde yalnız bırakmayalım.
3 Ağustos saat 12.30 Cumhuriyet Meydanında buluşalım...
Sermet ATADİNÇ