Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

İçimiz yandı

1603
Dün sabah uyandığımda; havada bir yanık kokusu vardı, içimi de bir acı kapladı.
Pazar günü öğle saatlerinde başlayan Gelibolu Ilgarderesi mevkiinde başlayan yangın gecenin ilerleyen saatlerinde henüz kontrol altına alınamamıştı.
Gecenin ilerleyen saatlerine kadar gelişmeleri takip ederken uykuma yenik düşmüştüm.
Sabah erken saatlerde havadaki yanık kokusu ile uyandığımda bir kez daha irkildim.
İlk anda hala yangının sürüyor olması  düşüncesi, içimdeki acıyı bir kez daha arttırdı.
Sabahın erken saatlerinde gelen haberlerde kontrol altına alındığı ve soğutma çabalarının sürdüğünü öğrenince biraz olsun rahatladım.
Yangının kontrol altına alınması tabiî ki beni  rahatlattı, ama bu seferde Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünü kapatan zihniyet ve bunun getireceği sonuçlar olarak o dönem çok tartışılan gerçekleri düşününce siyasal iradenin bu denli gözü dönmüşçesine yapmış olduğu tasarrufların sonuçlarının bu şekilde olması noktasında irkildim.
Siyaseten yapılan bu tasarrufun sonuçları şimdi ortada.
O günlerde böylesi sonuçların yaşanabileceği konusundaki endişeleri kimse dikkate almadı.
Siyasal iradenin adeta gözü dönmüştü.
Çanakkale gibi her karış toprağı değerli olan  ve yüz ölçümünün %55`i ormanlar kaplı bir bölgenin orman bölge müdürlüğünün kapatılması ve Balıkesir’den uzaktan kumanda ile  yönetiminin nasıl bir mantık olduğu  şimdi acı sonuçları ile ortada.
Açıklanan alan 100 hektar, bu konuda ileriki günlerde daha gerçekçi rakamlara ulaşılacaktır.
Bu konuda onca uyarı yapılmasına rağmen, göz göre kaybettiğimiz bu 100 hektarlık orman alanı ile ilgili şimdi ne diyecek yetkililer.
‘Nedeni bilinmeyen bir yangın’, ‘kuru hava’, ‘rüzgar’ gibi o ana ilişkin şeyler dışında söyleyecek hiçbir şeyleri yok.
Ayrıca daha evvel bölgede konuşlanan müdahale gücü .çok daha etkin söndürme uçaklarının bu  yıl bölgede olmaması da işin bonusu.
Sonuçta alınması gerekli dersler alınmalı, yeni felaketler yaşanmaması için harekete geçilmesi sağlanmalıdır.
Fakat siyasal iradenin siyasi tasarrufu olarak Çanakkale ormanlarını sahipsiz bırakan uygulamasını  unutmak mümkün değil.
Siyasal iradenin alacağı bir ders daha var.
Kale Grubu 56. kuruluş yılını kutladı.
56 yıl önce bu topraklarda kurulan Kale Grubu’nun amiral gemisi Çanakkale Seramik fabrikaları sonrasında grup yükselen trendi ile göz doldurdu.
Büyüme ve yeni yatırımlar için   kuruluş yeri seçimlerini Çanakkale dışındaki iller olarak belirledi.
Tabiî ki bunun çeşitli nedenleri vardı; bir nedeni de Çanakkale’nin yatırım iklimi olarak siyasal irade tarafından unutulmasıydı.
Kale Grubu gibi güçlü bir grup bu konuda  tercihlerini  daha uygun bölgelerde yaparken,  bu konuda olanakları yetersiz olan  kentin bir çok üretim  gücü bir bir devre dışı kaldılar.
Akfa’sından, Kepez Konserve’sine Truva Deri Giyimi’nden,özelleştirme politikalarına kurban giden Sümerbank , Tekel Şarap Kanyak  derken Çanakkale her geçen gün üretim anlamında gücünü yitirmiş bir kente dönüşmüştür.
Bu gelişmelerde hiç mi siyasal iradenin rolü yoktur., normal gelişmeler midir bunlar  sizce ?
Çanakkale’nin makus talihini yenmek yine kentlinin elinde.
Çanakkale’yi yalnızlığa mahkûm eden politikalara imza atan siyasetçileri şimdi de Çanakkale halkı yalnız bırakmalı.
Önümüzde bir yerel seçim var.
Bu konuda ilk adım için uygun bir fırsat.
Mühür sizde, gösterin iradenizi; sizi unutanlara bir mesaj verme zamanıdır.
Siyasal iktidar olarak, Çanakkale ‘ açısından kayda değer bir çalışması olmayanların yerel yönetim için gündeme getirecekleri vaatleri geçen 11 yıllık iktidarları dönemindeki performanslarını düşünerek değerlendirin.
Karalama, yalan, entrikalardan medet umanların safsataları değil, sizin deneyimleriniz belirleyicidir.
Bunu asla unutmayın!