Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hoş geldin Ege bebek

2232
Gazetemiz çalışanlarından Erhan ve eşi Eylem bekledikleri mutlu sona ulaştılar. Ege bebek hayata merhaba dedi. Biz de Olay çalışanları olarak Taylan ailesinin bu mutluluklarını paylaşıyor, Ege bebeğe de sağlıklı mutlu uzun bir ömür diliyoruz.
 
Doğumun yakınlaşması ile gelişen olaylar sonrasında Erhan arkadaşımızın içinde bulunduğu ruh halini ve taşıdığı kaygıları gördükçe Başbakanımızın kulaklarını çınlattım.
 
Sezeryan ile ilgili söyledikleri sağlık dünyasında öylesine etki yaratmıştı ki ,doktorlar nerdeyse sezeryan konusunda tıp fakültesinde kendilerine öğretilenleri unutur hale geldiler.
 
Tam da bu günlerde bir acı olay ile ülkemizin içinde bulunduğu bu garip durum ile bir kez daha yüzleşme fırsatı bulduk.
 
İstanbul’da bir anne; normal doğum olacağı, hiçbir problem olmadığı konusunda ısrar edilip sezeryan konusunda gerekenler yapılmayınca doğum, annenin ölümü ile sonuçlandı.
 
Acılı babanın sözleri; ülkemizde ki padişah buyruğu yerine geçen, bilimi yok sayan, dini referansların getirdiği uygulamaların nerelere vardığını çok iyi anlatıyor:
“Normal doğum olacağı ve hiçbir problem olmadığı söylendi. Başbakanımız sezeryana karşı olduğunu söylemişti. Ama işte sezaryen olmadığı için eşimi kaybettim. Bebeğim yoğun bakımda. Onun da hayati tehlikesi var”
 
Bu yaşanan acı sonrasında Erhan arkadaşın yaşadığı kaygılar nedeniyle kendisine bir kez daha hak verdim.
 
Artık Ege Bebek aramızda. Önünde koca bir hayat var, tabiî ki onun için bu hayatın güzellikler ile dolu olması, insanca mutlu bir yaşam sürmesi hepimizin dileği.
 
Şunu unutmayalım ki bunu sağlamak için hepimize düşen görevler var.
 
Artık daha çok sorumlu davranmak, duyarlı olmak, yaşamımızın her alanında kötülüklere, çirkinliklere karşı tavır almak, mücadele etmek gerektiği bilincini kendimize rehber almak zamanı.
 
CHP’ye konuşmak yakışıyor.
CHP uzun bir aradan sonra parti yöneticileri, millettekileri ve Belediye Başkanı ile basının karşısına geçti. Son gelişmeler ile ilgili kendilerini çok güzel de ifade ettiler. İkna edici doyurucu bir açıklama yaptılar. Bunun kamuoyu nezdinde önemli sonuçlar doğuracağını düşünüyorum.
 
AKP iftarlar ile bir şey yapayım derken yüzüne gözüne bulaştırdı.
Bu uygulama Çanakkale’de geri tepti.
AKP bunu hep yapıyor; bir şeyler yapayım derken yaptıkları dönüp dolaşıp kendilerini vuruyor.
AKP henüz bu kenti tanıyamamış durumda.
Zaten merkezi olarak da böyle bir sıkıntıları var.
Hani kendilerinin de tarif ettikleri bir sahil hattı var ya; o mesele.
AKP’nin bunu aşabilmesi ideolojik konumlanması itibarıyla zor.
Savundukları ideolojinin özü buna imkân vermiyor.
Onun içinde yaptıkları yapmacık ve halkın kabul etmediği organizasyonlara dönüşüyor.
Kendi gerçeklerinin bu boyutta olduğu bir konumda AKP’nin gelişimine katkı sunacak ancak siyasi rakiplerinin yapacağı hatalar olacaktır.
 
Böyle bir gelişmenin olabileceği noktasında bazı işaretler görüyorum. Bu tespitimin CHP yöneticileri ve Çanakkale Belediyesi yöneticileri açısından dikkate alınmasını öneririm. Ayrıntılarını ilgililer düşünüp bulsunlar. Sorun onların sorunu…
 
AKP ne anlatmak istedi...
CHP’nin eleştirilerine cevap vermek için bir basın toplantısı yapan AKP keşke bu açıklamayı yapmasa idi.
 
İftarlar konusunda yapılan eleştirilerin özü göz ardı edilerek; klasik bir siyasal polemik düzeyinde verilen cevap adeta AKP açısından evet biz bu iftarları siyasal şov temelinde yaptık itirafı gibiydi.
Kepez Belediye Başkanı nezdinde devam eden siyasi polemiğin aynı şekilde sürdürülmesi, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın iddiaları içinde Belediyenin yaptığı iftara gönderme yapan, Gökhan’ın çeşitli yerlere astığı Ramazan kutlama afişlerinden hareket ederek geliştirilen savunma mekanizmasının vatandaşı ikna edeceğini düşünmüyorum.
 
Ayrıca iftarlara katılımın olması ( bu bir göreceli kavramdır) AKP iftarlarının siyasal etik olarak doğruluğunu getirmez.
 
AKP iftar organizasyonunu yanlış kurgulamıştır, siyasal bir kampanya biçiminde sürdürmüştür,keşke bunu kabul edebilseler;daha çok teveccüh görürlerdi.
 
İftar olayını bu kadar çok tartışınca doğal olarak iyi örnekleri de paylaşmak gerekecek.
 
Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna yeni bir sayfa açmıştır. Çanakkale Belediyesi ve Karadenizliler Derneği bu konuda eskiden beri doğru yolda uygulamalarını sürdürmektedirler. Şimdi de ÇASİAD huzurevinde kalan yaşlılarımız ile organize ettiği iftar ile bu kervana katılmıştır.
 
Sonuçta bu konuda ;bir yanda gerçekten iftarları kendi değerlerine uygun şekilde sürdüren bir pratik, diğer yanda bir şova dönüştüren uygulama.
 
AKP şova dönüşen ekolün yeni temsilcisi olarak bakalım ne zaman bu yanlıştan dönecek?