Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hoş geldin dikta.

4 gün önce demokrasi adına kaygılar başlığıyla bir yazı yazmıştım. Bu süre içersinde hükümet kuruldu ve demokrasi rafa kaldırıldı Hükümetin kurulduğu ilk günde Rus uçağı düşürülerek ülkemiz ciddi bir risk altına sokuldu. İkinci günde gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül, Mit tırları hakkında yapmış olduğu haber nedeniyle tutuklandı. Bu haber yapıldığında "bunun hesabını soracağım" diyerek basın özgürlüğünü yok sayan irade, yargının da kontrol altına alındığı yeni bir hamleyle diktatörlüğünü pekiştirdi, basın özgürlüğü yok sayıldı. Dün bir, bugün iki; sonumuz hayırlı olsun!...

1301

 Baskı ve şiddet politikalarıyla iktidarını sağlamlaştıran, tek adam yönetimi adına yol almak için politikalarını fütursuzca hayata geçiren siyasi irade; sivil halkı katleden uygulamalardan başlayarak savaş politikaları ile yarattığı algı ve beraberinde her türlü demokratik hak ve özgürlüğün ayaklar altına alındığı uygulamalar ile ülkemizde demokrasiyi rafa kaldırılmış durumdadır.

Basın ve ifade özgürlüğüne tahammül edemeyen halkın gerçekleri öğrenme hakkını gasp ederek silah yüklü Mit tırları haberlerini yapan Can Dündar ve Erdem Gül’ü güdümlü yargı marifetiyle tutuklatarak demokrasiyi ayaklar altına alan bu iradeye verilecek en güzel cevap yine tutuklanan gazeteci Can Dündar’dan gelmiştir.

Bu tutuklamanın kendileri için bir şeref olduğunu söyleyen Can Dündar böylesine ağır baskı koşullarında inadına gazetecilik yapılması noktasında tüm meslektaşlarına örnek olmuştur.

Halkın haber alma özgürlüğünün güvencesi olarak yapılan gazetecilik faaliyeti karşısında sürdürülen tüm baskı uygulamaları; özünde toplumun değişik kesimleri üzerinde sürdürülen baskılardan, anti demokratik uygulamalardan ayrı olarak düşünülemez.

Kendileri gibi düşünmeyen, anti demokratik uygulamalara karşı olan herkes için sürdürülen bu baskı ve şiddet uygulamalarına karşı toplumun birleşerek en geniş kesimlerle dayanışmasını güçlendirerek karşı durmasından başka bir seçeneği kalmamıştır.

Toplumun tüm kesimleri bulundukları her alanda bu mücadeleyi vermeli, mücadelelerini birleştirerek daha etkili aynı zamanda bu saldırıları boşa çıkaracak bir mücadele potansiyelini yaratmalıdırlar.

Mit tırlarıyla silahları gönderenler gelinen süreçte bunu açıkça deklere etmelerine rağmen bunun haberlerini yapan gazetecilerin tutuklanması yaratılmaya çalışılan korku iklimi neticesinde toplumsal muhalefeti ezmek adına yapılmaktadır.

Bu haberleri yapanları o günlerde ‘bunun hesabını verecekler’ şeklinde tehdit edenlerin mesajlarını; kendilerine görev edinen bir hukuk uygulamasına tanıklık etmek bir başka sorundur.

Hukukçuların bu tutuklama sonrasındaki tepkilerini göz önüne aldığımızda hukuka duyulan güvenin yeniden tesis edilmesi adına, derhal Can Dündar ve Erdem Gül serbest bırakılmalıdır.

Şimdi tüm demokrasi güçleri, bu hukuksuz uygulamanın sonuçlarının düzeltilmesi, aynı zamanda siyasi iradenin düşmanca yaklaşımını mahkûm etmek için her alanda tepkilerini ortaya koymalı, mücadelelerini sürdürmelidirler.

Özgür basın yoksa özgür toplumda olmaz.

Can Dündar ve Erdem Gül derhal serbest bırakılmalıdır.

 

Not:Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarını protesto etmek için bugün (28/11/2015 Cumartesi) sat 14.00 de İskele  Meydanı’nda buluşuyoruz.