Yusuf Sonkurt

yusuf@canakkaleolay.com

HIRSIZ, HIRSIZIM

1426
Tarihten önce, tarihten sonra aç karnını doyurmak için dahi bir lokma ekmek çalan insanoğlu dahi ortaya çıkıp, ben hırsızım dediği ne yakın tarihte nede geçmiş tarihte duyulmamıştır. Yaşadığımız şu günlerde, bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutularının içinde 4,5 milyon Euro bulunması bir bakan çocuğunun yatak odasında daha güvenli olsun diye 7 adet insan boyu çelik para kasalarında 1,5 milyon bulunması, kolaylık olsun diye para sayma makinesi dahi çok normal karşılanmaktadır. Suçlu olan olayı çıkarın savcı ve yargıç yargı organı ve yatak odasına baskın düzenleyen emniyet güçlerinin ne diyor arkadaş “yatak odalarına kadar giren ahlaksız şerefsizler bize darbe yapmaya kalkıştılar” diyerek abra kadabralık, zati sungurluk yapıyor. 700 bin liralık kol saati takan bakanın olimpiyatlarda uzun atlama veya yüksek atlama şampiyonluk ödülü olarak kazandığı söylemine tanık olmadığımıza şükredelim.
               Gelelim yakın tarihin tek adam yönetiminin dünya şöhretlerine. Başta Almanya’da Adolf Hitler, İspanya’da Franko, İtalya’da Mussolini, Portekiz’de Salazar, Rusya’da Stalin ülke halkına karşı S/S Örgütleri, Gestapo polisiyle acımasızca baskı kurup, her kesimin sesini, nefesini kesip toplumu yöneltmeleri hem kendilerinin hem de dünyanın trajedik sonları olmuştur. Hiçbirinin ağzından “Ben bir Diktatörüm” sözü çıkmamıştır.
                Ülkemizde bizi yönetenler “Yargı ayak bağı” oluyor, Atatürk Orman Çiftliği sit alanındaki binaların yapımını durduran “Yargı kararına karşı”, “ güçleri varsa gelsinler yıksınlar, üç ay sonra inşaat bitecek bende gidip oturacağım” dersen, özel yetkili mahkemelerde yasama organını kendilerinin görevlerini “sona erdiren yasayı” tanımaz, istemez.
                Bu düşünce tarzları çağımızın ok gerilerinde kaldı. Çağdaş yasaların, dini yasalara tercihinin tepkisidir. Uygar ve demokratik ülkeler reform ve Rönesans devrimiyle bu işi asırlar önce halletmişler. Biz Doğu toplumuyuz. Batı kaşığıyla b.k yemeğe kalkışıyoruz. Bu kadar oluyor. Atatürk diyememenin bir nedeni de bu, Gazi Mustafa Kemal’in Atatürkçü devrimciliğine karşı devrimdir.
                Hoşçakalınız….