Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hep aynı masallar

2066
“Altın’cı Filo’nun” askerleri bir basın toplantısı düzenleyerek yok edecekleri yaşamsal değerler için gerçekleri çarpıtma adına yeni bir hamle yapmışlar. Daha evvel Teckcominko şirketi, şimdi de Kuzey Biga Madencilik AŞ kamuoyunu etkileme noktasında sürdürdükleri yalan rüzgarlarına bir yenisini daha eklemişler.
 

Teckcominko’nun yapmış olduğu açıklamalarda şuna çok gülmüştüm;doğanın bitki örtüsüne zarar vermeyeceklerini, ağaç kesmeyeceklerini sökülen ağaçların başka bir ortamda muhafaza edilerek iş bitiminde tekrar aynı yere dikerek maden sahalarını başladıkları gibi bırakacaklarını söylemişlerdi.
Binlerce kesilecek ağaç ve milyon ton siyanürden geçirilecek toprak sonrasında bakın siz şu aldatmacaya; başladıkları gibi bırakacaklarmış!
 
Biz de inandık.
 
Şimdid e sahneye Kuzey Biga Madenciliğin demagojileri çıktı.
Onlardan da literatüre yeni bir katkı var.
Yapılan klasik propagandalar ise işin tuzu biberi olarak artık harcıalem oldu.
Öyle bir laf etmişler ki hayretler içersinde kalacaksınız
 
Siyanür, klordan daha az zararlıymış(!), bir başka inci de; “siyanürden ölen hiç kimse yokmuş”
Siyanürü şirin göstermek için yapılan propagandaları çok duyduk ama böylesi ile yeni karşılaşıyoruz.
O zaman bunu söyleyenler, siyanür katkılı sudan bir bardak içecekler bizde inanacağız kendilerine.
Birde siyanürü öyle allayıp pullamışlar ki neredeyse insan sağlığı için gerekli besin takviyesi sanacaksınız.
 
Altın üretiminin olmazsa olmazı olan siyanür liçinin her alanda verdiği zararlara ilişkin onlarca istatistik olmasına rağmen bu demagoji altıncıların yeni bir umuduna dönüşmüş durumda.
 
Neden kaygılanıyorsunuz ey halkım, bakın siyanür zaten hiç de korktuğunuz gibi zararlı bir şey değilmiş.
 
Bu kadarına pes doğrusu…
 
Bakın Uşak Eşme ve Kışladağ bölgesinde altın üretimine başlanmasından sonra İl Sağlık Müdürlüğünün istatistikleri neler gösteriyor.
 
Uşak İl Sağlık Müdürlüğü Kanser Kontrol Bildirimi Şubesi`nin 10.02.2010 TARİH ve 01853 , 23-445/19 sayı ile hazırlamış olduğu ve Dr. İsmail ALKAN imzalı rapora göre Uşak merkez ve iki ilçesinde 2005 yılında yaşanan kanser vakaları rakamsal olarak sıfırı gösterirken, son 4 yılda % 1010 oranında çok vahim bir şekilde artış göstermiş olduğu belirtiliyor.
 
Rapora göre 2005 yılında Uşak,Eşme,Ulubey,Sivaslı,Karahallı ve Banaz da görülen vaka sayısı toplamda sadece 80 kişi ile sınırlıyken,Kışladağ Altın madeninin açılmasını müteakip her yıl artarak devam etmiş ve 2009 yılına gelindiğinde sadece Uşak Hastanelerine başvuran Kanser hastası sayısı toplamda 1006 kişiye ulaşmış.
 
Örneğin Eşme ve Ulubey ilçelerimizde 2005 yılında hiç hasta yokken yani kanser vakası bu iki ilçemizde sıfırken 2009 yılına gelene kadar Eşme ve Ulubey ilçemizde kanser hastalarında sistematik bir artış gözlemlenmiş ve toplam 170 kanser vakası tespit edilmiş.
 
Raporda belirtilen diğer bir husus ise Eşmede 2000 yılı ile 2006 yılı arasında sadece 29 kanser hastası tespitine karşılık 2006-2009 arasında bu sayı 120 kişiye çıkmış olmasıdır.
 
2005 yılında Uşak Merkezde sadece 13 kanser hastası tespiti varken bu sayı 4 yılda inanılmaz derecede yükselmiş ve toplamda 630 kişiye ulaşmıştır.
 
Evet raporun detayları tüyler ürperten gerçeği ortaya koymasına rağmen halkın gözünün içine baka baka nasıl bu gerçek dışı propagandalar yapılmaktadır.
 
Bölge ekonomisine katkıymış, sosyal projelermiş geçin bunları.
 
Yapacağınız iki köy odasına, cami duvarının onarılmasına bu bölge halkı muhtaç değil.
 
Bugün bir kez daha göreceğiz Kızılelma Köyünde bölge köylüsünün bu konudaki tavrını.
Artık çekip gidin, suyumuzu havamızı toprağımızı zehirlemekten vazgeçin.
Siz hangi dilden anlarsanız o dilden konuşalım, yeter artık!