HDP il binasına , Halkevi'ne yapılan saldırıları kınamayacak mısınız?

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'a kendini bilmez birkaç kişi tarafından yapılan çirkin saldırı sonrasında kentte HDP il binası ve Halkevi de, oluşturulan provokasyondan nasibini aldı ve saldırıya uğradı. Halkevine yapılan saldırıda çok daha vahim bazı olayların yaşanması hiçten bile değildi. Saldırı sırasında binada bulunan kişilerin can güvenlikleri risk altındaydı, önemli bir tehlike atlatılmıştı. Hal böyle iken yapılan bu saldırılar şimdi görmezden gelinmeye çalışılmaktadır. Yetkililer derhal bu saldırıların faillerini tespit edip, mahkeme önüne çıkarmalıdırlar.

 Yaşanılan bu provokatif saldırıların üzerinin örtülmesi, faillerinin gizlenmesi Çanakkale’nin barış iklimine ciddi zarar verir.

Saldırganları cesaretlendirir, yeni provokatif eylemlere ön açar.

Ayrıca bu saldırıların kınanması, demokratik çevrelerin bu konuda tepki göstermesi gerekir.

Siyasi partilerin bu konudaki sessizlikleri dikkat çekmektedir.

MHP İl Başkanı,  Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a yapılan çirkin saldırıyı kınarken HDP il binasına ve Halkevine yapılan saldırıları görmezden gelmiştir.

Aynı şekilde AKP Milletvekili Bülent Turan’da kentteki barış iklimine zarar veren bu saldırıları görmemeyi tercih etmiştir.

Ancak şiddete teröre karşı samimi bir duruş göstermek; şiddete kimin uğradığından bağımsız olarak ele alındığı zaman anlamlıdır.

Saldırıya şiddete maruz kalan kesimleri,  kimliklerinden ötürü görmezden gelmek bu saldırılara onay vermek demektir.

Yeri gelmişken AKP milletvekili Bülent Turan tarafından yapılan Ülgür Gökhan  ile ilgili açıklamaya değinmek istiyorum.

Dünkü yazımda geçmiş olsun dileklerinin samimi olmayacağını belirtmiş ve gerekçelerini açıklamıştım.

Açıklamanın metni beni yanıltmadı, yaşanmış bunca olumsuzluğa rağmen hala buram buram provokasyon kokuyordu.

Bir anlamda hani böyle bir çirkin saldırı yapıldı ama, haklıydılar şeklinde anlamı olan talihsiz bir açıklama olmuştu.

Belediye Başkanı  Ülgür Gökhan’a  kendini bilmez kişiler tarafından yapılan bu saldırı, AKP’nin yalandan öte anlamı olmayan açıklamalarının neticesinde  gelişen bir algı sonucu olmasına rağmen, Bülent Turan açıklamasında  karalamalarını sürdürerek  yeniden bir provokasyon için potansiyel olarak malzeme üretmiştir.

Yapılan açıklamanın bir paragrafı aynen şöyle : "Hassas bir dönemden geçiyoruz. Herkesin üzerine düşen itidali elden bırakmamak. Milletimize yakışan vakar sahibi duruşunu bozmamasıdır. CHP Belediyesi`nin HDP barajı geçti diye pilav dağıtması ve CHP`li vekilin PYD açıklamasını doğru bulmadığımızı daha önce de paylaşmıştık. Tepkimizi demokratik çerçevede vermemiz gerekiyor. Vicdanları yaralayan bu meselelerin cevabını hukuk içerisinde, sandıkta vermenin doğru olduğunu düşünüyorum. İyimser olmaya çalışıyoruz. Vicdanları rahatlatması için Sur Belediyesi ile olan kardeş belediye protokolünün iptal edilmesi gerektiğini bir kez daha yetkililere iletiyorum"

Bülent Turan görüldüğü gibi hala provokasyona malzeme üretmektedir.

 Her ne kadar iyimserlik çağrısı yapsa da, vicdanların rahatlaması için; “Sur Belediyesi ile olan kardeş belediye protokolünün iptal edilmesi gerektiğini bir kez daha yetkililere iletiyorum” şeklindeki önerinin vermiş olduğu mesaj Sur Belediyesi ile kardeşlik iptal edilmezse her an böylesi olayların yaşanabileceğine işaret etmektedir.

Dün nasıl üzerine vazife çıkaran bazı kendini bilmezler bu çirkin saldırıyı gerçekleştirmişlerse, Sur Belediyesi ile kardeşlik protokolünün iptal edilmemesi neticesinde aynı algı yönlendirmesiyle hareket edecek bazı kendini bilmezler ortaya çıkabilir!

Değil mi ki; bu ülkede "Şehit için son görev onun naaşını taşımak değil, kan akıtmalıyız kan, kan, kan kokmalı o dağlar... Son görevimiz KATLİAM olmalı... Genç, yaşlı, hamile, çocuk gözetmeksizin" ve "Yemin ederim yetki versinler katliam yaparım... Çok fena psikoya bağladım” şeklinde paylaşım yapan, hatta Halkevine yapılan saldırı öncesinde “Yeni durak halkevi yürü Çanakkale” şeklinde hedef gösteren paylaşımlarda bulunan gazeteciler var!

Vicdanların rahatlaması için dayatmalarda bulunan bir milletvekilinin bu çağrısından üzerine vazife çıkaranlar yine çıkabilir!...