Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

HASTA AVI!

1981
Değerli okurlarım, “Sözcü” gazetesinin 2 Şubat Cumartesi günkü manşeti “Devleti Böyle Soyuyorlar!” idi. Gazete, sağlıktaki büyük bir vurgunu ortaya çıkardığını duyuruyordu. Haberde İstanbul-Kartal civarında bir özel sağlık merkezine İzmit, Zonguldak ve Adapazarı’ndan vatandaşlar, katarak ameliyatı için otobüslerle İstanbul’a taşındığı belirtiliyordu. Göz kliniğine günde 6-7 otobüs hasta taşınıyormuş. Tamamı SGK’lı olan hastalardan sadece 10’ar lira otobüs ücreti alınıyor. Böylece hastalar bedava ameliyat olduklarını düşünüyorlarmış. Ama, tek gözlerini kaybetmişler!..
Klinik her hasta için devletten 23 TL muayene ücreti, ameliyat için de 410 TL alıyormuş. Ancak 5 dolarlık ucuz bir mercek kullanan kliniğin vurgununu düşünün! Oysa uzmanlar - her katarak hastasının ameliyat olması gerekmez- diyorlar.
 
*Bu haber, sağlık sektöründeki inanılmaz sömürüye isyan eden namuslu hekimlerin bazı itiraflarını bana anımsattı. Bu itirafları sizlerin dikkatine sunuyorum.
 
***
 
İşte Tüyler Ürpertici İtiraflar:
- SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na bağlı hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor. (Özellikle kalp ameliyatlarında kalitesiz kataterler, iplikler, stentler, balonlar kullanılıyor.)
 
- Özel hastanelerin hemen hepsi katater, idrar sondası gibi tek kullanımlık malzemeleri, ayni kan grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullanılıyor. (Böylece az ve ucuz malzemeyle çok sayıda hasta ameliyat edilerek ‘sürümden’ kazanılıyor.)
 
- Bir paket programından özel hastane % 10 civarında kar elde ediyorsa, malzemeleri tekrar tekrar kullanarak kar oranını % 35 - 40’lara çıkarabiliyor.
 
- Ameliyathanelerin durumu içler acısı. İstanbul’da yaklaşık 26 kalp-damar cerrahisi merkezinin en az 20’sinin ruhsatı uluslararası standartlara uymadıkları için iptal edilmeli.
 
- Devletin sağlığa ayırdığı % 5’lik bütçenin % 80’i ilaca gidiyor. Ancak ilaçla ilgili bir tasarrufa gitmek olanaksız. Çünkü bir anda karşınızda ilaç tröstü devleri bulursunuz. Ayrıca pek çok hekim yazdığı her reçeteden ilaç şirketi tarafından prim aldığı için, bu sistemi yıkmak zor.
(Daha uygun fiyatlı muadili olmasına rağmen ilaç şirketinden para alan doktor pahalı ilaçları hastaya aldırıyor.)
 
- Özel hastanelerde doktorun hastayı kurtarmak için elinden geleni yapması, hasta cebinden ek para ödemediği sürece imkansız ……. her şeye göz yumuluyor.
(Denetim yapılmıyor; ‘göstermelik’ yapılan denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakılıyor.)
 
- Özel hastanelerde ‘vicdan azabı’ çeken bazı hekimler, korkuyor. Hem ameliyat ettikleri hastaların ölmesinden hem de bu gerçeği kamuoyuyla paylaşmaktan. Çünkü işlerini kaybedebilir, dahası yargılanıp mahküm edilebilirler.
(Yani bir yanda ‘Hipokrat Yemini’ ne uygun çalışmak isteyen doktorlar öte yanda daha iyi yaşamak için “Hastalar ölsün ki daha çok kazanalım.”) Diyen doktorlar..
 
- SSK, Bağ-Kur ya da Emekli Sandığı hastaları neden en kaliteli yerde bile en ‘kalitesiz’ sağlık hizmetini alıyorlar?
 
Yanıt çok korkunç …… adının açıklanmasını istemeyen bir hekim şu bilgiyi veriyor: “15 bin TL’lik bir kalp ameliyatına, hükümet 5-6 bin TL ödüyor. Maliyeti yaklaşık 15 bin TL olan bir kalp ameliyatının 5-6 bin TL’ye mal edilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1 milyonluk iplik kullanılıyor. 2000 dolarlık ilaç kaplı stent yerine, damarda sağa sola kayarak kısa sürede kalp krizine yol açabilen 170 dolarlık stentle hasta ameliyat ediliyor. Özel hastanelerin % 90’ı ameliyatları böyle yapıyor..
 
-İstanbul’da kalp-damar cerrahisinin yapıldığı 26 merkez var. Ancak, bu merkezler ABD’de ya da Avrupa’da olsalardı, en az 20’sinin ruhsatı iptal edilirdi. Çünkü hiç biri ameliyathane şartlarına uygun çalışmıyor.
 
***
 
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, AKP Hükümeti’nin SSK ve Devlet Hastanelerinin yükünü azaltmak ve halkın özel hastane olanaklarından yararlanması bahanesiyle yaptığı, özel hastanelerden hizmet alınmasını sağlayan düzenlemelerin insan yaşamını nasıl tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda olduğunu, namuslu hekimlerin tüyler ürpertici itiraflarından bazı özel hastanelerde dönen dolapları böylece öğrenmiş oluyoruz.
 
* Yazık ki yazık.. İnsan yaşamının bu denli ticari bir meta haline getirildiği bir başka ülke var mıdır? Bilemiyorum…
 
* Böyle bir sağlık hizmeti düzenini nasıl oluyor da necip halkımız başarılı buluyor(!!!) Hayret ki hayret…