Hassas günler…

Hakkari ve ardından Elazığ’da yaşanan terör neticesinde kaybettiğimiz 12 gencimizin acılı babalarının duyguları ile yaşadığımız bir babalar gününde derin acılar içindeyiz, ülke olarak. İçinde bulunduğumuz uluslararası koşullar, Ortadoğu’daki İsrail gerginliği, İran ilişkileri, ABD ilişkileri, eksen kayması derken artan terör ile hassas günler yaşamaktayız. Bu koşullarda her zamankinden daha çok birlik ve dayanışma duygusu ile hareket etmeli, özellik ile halklar arasında geliştirilecek bir provokasyon ile kardeşliğimizin yara almaması için özel dikkat göstermeliyiz.  
Terör sorununun çözümü için kesin iradenin yaşama geçirilmesi tüm ülkemizin beklentisidir.
Terör sorununa, Kürt sorununun dışında ele alınması gerekli bir olgu olarak yaklaşmak gerekmektedir.
Kürt sorununun çözümü de; barış, kardeşlik koşullarında ve demokratik platformda geliştirilebilecek bir zemine bağlıdır.
Demokratik platformda yer alan tarafların bu alandaki diyalogu konusu ihmal edilmeden sürdürülmelidir.
Siyasal alanda şimdi yeni adımlar zamanıdır.
Yaşanılan terör ile birlikte, kardeşliğimizi etkileyecek her türlü etnik provokasyonlardan uzak durulmalıdır.
Bu alandaki girişimler hepimize daha büyük acılar yaşatacaktır.
Halkların kardeşliği ve barış içersinde bir arada yaşadığımız, demokratik işleyişin hakim olduğu bir ortamın sağlanması için şimdi herkese daha çok görev düşmektedir.
Bu alanda geliştirilecek ortamın sonuçlarını yaşayabilsek, terör konusunda da önemli adımların atılmış olacağını hep birlikte görebileceğiz.
Siyasal nemalanma, oy kaygılarını bir yana bırakarak, barış ve demokrasi üzerinden oluşacak yeni bir iklim hepimize iyi gelecektir.
Siz elinizi uzatırsanız, elinizi tutup, sizinle birlikte yürüyecekler muhakkak olacaktır.
Bu acıları yaşamamak artık hepimizin, tüm annelerin,  babaların temel isteği olduğunun bilinci ile hareket edelim.
Şunu da unutmayalım ki; halkların kendi geleceklerine sahip çıkma ve bağımsız politik hareketini oluşturma hedefiyle birleşik bir gücü oluşturmaktan başka çözüm yolu yoktur. Türkiye’nin birçok temel sorunuyla birlikte Kürt sorununun çözümü için de demokratik güç birliği oluşturmak; milliyetçi liberal çevreler karşısına emekçi halkların birleşik talepleriyle çıkmak, sendikal ve aydın çevreleriyle gecikmeksizin bunun koşullarını oluşturmak; böyle bir siyasi çözüm mihrakı oluşturma sorumluluğuyla halka seslenmek esas alınması gerekli çalışmaların başında gelmektedir.

CHP’li yöneticilerin dikkatine…
Çevremdeki kişilerden CHP’ye üye olmak için başvuruların oldukça yoğun olduğu bilgilerini alıyorum.
Bu gelişme önemlidir.
CHP’nin yeni lideri ile yakalamış olduğu ivmenin meyveleri olarak değerlendirilebilir.
Bu gelişme karşısında üye kayıt formu yok diyerek müracaatları geri çeviren CHP yöneticileri, bu konuyu en kısa zamanda çözüme kavuşturmalıdırlar.
Bu konu sadece basit bir üye yazımı olumsuzluğu olarak değerlendirilemez.
CHP örgüt olarak, kamuoyunda artan ilginin kendilerinin lehine geliştireceği bir potansiyeli oluşturamaz ise ciddi bir prestij kaybına uğrar.
Halkın daha duyarlı kesimlerinin kendiliğinden yönelişlerini bile basit bir neden ile cevapsız bırakan yöneticilerin performanslarını sorgulamalarını öneririm.
Kurultay sonrasında yakalanılan hava ile sorumlulukları artan yöneticileri artık daha çok görev beklemektedir.
İşin başında bu yaşanılan, bir ders olarak algılanmalı, CHP örgüt dinamizmini bir an önce tesis etmelidir.
Aksi durumda esen bu rüzgarın boşa esmiş olacağı not edilmelidir.

Sermet ATADİNÇ