Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Halka inen balyoz; zamlar

1904
Balyoz davası sonuçlandı, ardından halkın cebine inen balyoz ile şimdi her şey tam oldu. Ne de olsa ekonomisi düzgün, hukuk kurallarının tıkır tıkır işlediği bir ülkede yaşamıyor muyuz? Bütçemiz açık vermiş, ne güne duruyoruz biz vatandaşlar hemen destek olalım. Gelsin zamlar, nasıl olsa refah içerinde yaşayan fedakâr bir halkımız var.
 
Ekonomimiz zaten yolunda değil mi, nerden çıkardınız şimdi siz bütçe açığı meselesini falan.
Zaten öyle olsa gariban vatandaşın cebine el atmaya ne gerek var.
Varlıklı, zengin vatandaşlarımızın ödediği gelir ve kurumlar vergisi ne güne duruyor.
Zam yapacaksak; bu vergileri zamlarız ihtiyaçlarımızı karşılarız.
Balyoz davası deyip de geçmeyin, daha biz olmamış bir darbe girişimi için bile böylesi hassas davrandığımıza göre gerçekleşen darbelerin sorumluları için neler yapacağımızı varın siz düşünün.
Onlar için neler yapmadık ki (!)
Rüya gördüğümü yada kafama bir şey düştüğünü zannetmeyin.
Nede olsa “hep birlikte Türkiye’yiz”.
Yerseniz …
 
Hüseyin abiye çok kızdım.
İçkiye zam haberini duyunca şu zamlı içkiden iki tek atıp bu coşkuyu yaşamak için Hüseyin abinin mekânına gittim. Bir de ne göreyim; Hüseyin abi zamlı fiyatları uygulamıyor. Tüm hevesim kursağımda kaldı.
 
O gün bu zamlı içkiden iki tek atıp başbakanımızın tanımladığı gibi boğaza karşı alkollü içkilerini içen gazeteciler kategorisinde bazılarının kulaklarını çınlatmak istemiştim. Ama olmadı. Önümüzdeki günlerde inşallah.
 
Alkollü içkilerin zamlanması gerçeğinin, basit bir ekonomik kararın ötesinde bir anlam taşıdığını özellik ile belirtmeliyim. Bir anlamda ötekileştirilen, içki içtiği için farklı bakılan insanları, cezalandırmaktan başka bir şey değil son yıların bu uygulamaları. Öyle olunca da inandırıcılığını yitiren bir siyasal irade çıkıyor karşımızda.
 
Vatandaşların özgürlüğünden ,haklarından dem vuranlar, iş içki içen insanların özgürlüğü konusuna gelince birden bambaşka bir moda bürünüyorlar.
 
Az kalsın unutuyordum; her şey bu insanların “sağlığı” için yapılıyor aslında !
 
Böyle olmamalıydı.
Bakır ailesi değerli büyükleri Hacer Bakır’ı kaybetti. Başta Nurettin, Ergün abinin ve Leman ve Canan kardeşlerin acılarını paylaşır başsağlığı dileklerimi iletirim.
 
Cenaze töreninde yaşanan bir olay beni oldukça etkiledi. Annelerinin son yolculuğunda Leman ve Canan kardeşlerin çok doğal olarak; o anda yaşadıkları duygular temelinde cenaze namazında annelerine yakın olma isteği cenaze namazını kıldıracak hoca tarafından uygun bulunmayarak Leman ve Canan kardeşlerin arka saflara geçmesi istendi.
 
Dini prosedürün ne olduğundan bağımsız olarak şunu söylemek istiyorum. Bu uygulama beni vicdanen rahatsız etmiştir. Dinimiz bu anlamda dogma ve katı kurallar yığını olamaz. İnsanlar böylesi bir günde kuralların katılığı ile boğulmamalıdır.
 
Herkese de soruyorum. Annelerinin son yolculuğunda yaşanan bu durum sizlerin vicdanlarında nasıl bir yankı bulmuştur acaba?
 
Dinimizin yaşayan ruhunun insanları vicdanen rahatlatacak olmasının gerekliliğine inanıyorum.