Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Hafta sonu gündemi; alkol

1679
Alkol yasakları üzerine yapılan tartışmalar hafta sonuna damgasını vurdu.
Birde hafta sonunu beraber geçirdiğimiz dostlarımız olunca, aynı zamanda tükettik de…
Alkol yasakları konusundaki AKP gerekçesinin inandırıcılığına inanan insan sayısı çok az.
Bu yasakçı zihniyet insanların özgür iradesine müdahale olarak algılanmakta ayrıca bu girişim halkın geleceğe ilişkin kaygılarının daha da arttığını ortaya çıkarmakta.
Geleceğe ilişkin kaygılar madenci şirketlerin kural, kanun tanımaz tavırları ile bir üst perdeden ayrıca hissedilmekte
Son olarak çevresel değerlerine sahip çıkan bir belediye başkanını tehdit etme girişimine kadar vardırılmışsa; vay halimize.
                                 
Yenice Kalkım’da  faaliyet gösteren madenci şirket kimyasal atıklarını Agonya çayına boşaltıp bölgenin su kaynaklarını kirlettiği yetmiyormuş gibi buna müdahale eden belediye başkanını tehdit etmesi, içinde bulunduğumuz durumun ne derece vahim olduğunu çok iyi göstermektedir.
Bununla birlikte Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilerinin bu madenci şirketin eylemlerini  himaye eden tavırları ayrıca dikkat çekicidir.
Gerek madenci şirketin pratiği gerekse bu konudaki ilgili devlet birimin tavrı birçok şeyi çok net olarak açığa çıkarmaktadır.
Her gün çevresel değerlerimizi yok edecek bir başka uygulama ile karşı karşıya kalmaktayız.
Yine bugünlerde Kazdağlarının zirvesinde rüzgar elektrik santrali(RES) kurma girişimleri içersinde bulunulduğuna dair bilgiler almaktayız.
Dünyanın ender endemik bitki örtüsüne sahip Kazdağlarının zirvesi mi kaldı şimdi rüzgar elektrik santralleri için.
Kazdağları topyekun bir saldırı altında.
RES ihtiyacı için yapılacak yollar, enerji nakil hatları için gerekli alanlar ender bir ekosisteme sahip olan Kazdağlarında ciddi şekilde ağaç katliamlarını beraberinde getirecek bir uygulamaya dönüşecek. 
Bilim insanlarının bu konuda yapmış olduğu ciddi uyarılar olmasına rağmen Kazdağ zirvesinde kurulacak olan RES’ler Kazdağları açısından yeni bir tehdit olarak önümüzde durmaktadır.
Gençliğin sağlık kaygısı ile hareket ettiğini söyleyenlerin, geleceğimizi yok edecek tüm bu girişimlere karşı sessiz kalmaları onların içki yasakları konusundaki samimiyetlerinin de ölçüsü anlamında bir fikir vermektedir.
 
Dibek Sokak’da bir akşam üstü.
Söz alkolden açılınca geçenlerde bir akşamüstü Dibek Sokakta oturduğum bir kafedeki gözlemlerim aklıma geldi.
Öncelik ile sokak kafeleri ile Dibek Sokak kentin yeni bir cazibe alanı haline gelmiş durumda.
Bu sokak kafelerinde oturup bir duble içkinizi de yudumlayabiliyorsunuz.
Kentin eski sokaklarından biri olarak Dibek Sokak bu şekilde daha şirin bir sokak kimliği kazanmış.
Ancak trafiğe kapalı olan bu sokaktaki motor trafiği ciddi rahatsızlık verdiği gibi aynı zamanda ciddi bir risk de oluşturmakta.
Sokak aynı zamanda önemli bir konut potansiyeline sahip olduğu için, sokaktaki kafelerin daha da dikkatli olması gereğini gündeme getiriyor.
Bu konuda bazı sıkıntıların yaşandığını da biliyoruz.
Kafeler konseptlerini buna göre belirlemeli; unutulmamalıdır ki,  bu mekanlar bir gece kulübü veya benzeri konseptteki mekanlar değillerdir.
Sokak kafelerinin bu konuda dikkatli olmalarında fayda vardır.
Yoksa Dibek Sokak kazandığı bu yeni kimliğini tehlikeye düşürür.
Sokakta otururken meyve satıcılığı yapan, eşi ile birlikte arabalarını umutla, bir o kadar da yorgun şekilde iten yaşlı çifti uzunca bir süre izledim.
Bir Türkiye fotoğrafı idi izlediklerim.
Sosyal güvenceleri olmadığı için ilerleyen yaşlarına rağmen seyyar satılık yaparak yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduklarını düşündüğüm bu çiftin, ikisinin de el verdikleri arabaları  onları umuda yolculuğa çıkarmış gibiydi
Kendilerinden başka dayanışma sağlayacakları bir güçleri olmadığı algısıyla olsa gerek; her iki sininde arabalarını birlikte itmesi başka bir gerçeği gündeme taşıyordu.
Sosyal devletten her geçen gün uzaklaşan ülkemizde artık sorunlarımıza sahip çıkmak ve dayanışma geliştirmekten başka bir alternatifimiz kalmadı.
Arabalarına el veren yaşlı çiftin umuduyla, daha çok ellerin birleşeceği güçler yaratmanın gereğini düşünürken herkesin sağlığına deyip kaldırdım kadehimi…